Ulusal Eterik Bitkiler Yetiştiricileri Derneği Başkanı Petar Hristov ile yaptığımız röportajda 2020 yılı üreticiler için nasıl bir yıldı, sorusuyla başladık:
2020 yılı lavanta yetiştiricilerinin büyük bir bölümü için kötü bir yıldı. Fakat lavanta hasadı açısından memnun olan meslektaşlarımız da var.
Fiyatlarda büyük ölçüde düşüş kaydedildi. Hatta geçen ve daha önceki yıllardan depolarda bekleyen lavanta ürünü var, ki o zaman fiyat 250 leva idi, çünkü bazı meslektaşlarımız, fiyatın 300 levayı bulacağını düşünerek satmamaya tercih etti. Böylece ürününü satamadı. Aynı zamanda da geçen yıl satılamayan büyük miktarda lavanta var. Ve bu miktara bu yıl da alıcı bulamayan ürünü de eklememiz gerekiyor.
Şumen’in Trigortsi köyünde farklı çeşit eterik, aromatik bitkiler yetiştiren Petar Hristov, lavanta fidanları konusuna da değinmeden geçemedi:
Aynı tarlada komşu iki araziyi örnek veriyorum. Çiftçilerden biri bir lavanta cinsini, diğeri ise farklı bir cinsi dikmiş. Sözde aynı cinsten olması gereken fidanların daha sonra beklenen cinsten olmadığı ortaya çıkıyor.Yetişticilerden biri dekar başına 10 kg, diğeri ise 3 kg ürün elde ediyor. Ki tekrar altını çiziyorum, bunlar aynı tarlada iki komşu arazi. Evet, geçtiğimiz yıl kötü hava şartları lavanta ürününü olumsuz etkilediği de bir gerçek. Ama fidanlardan dolayı da hasadın kötü olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Peki, lavanta fidanları nereden satın alınmalı?
Fidan yetiştirebildiğini düşünen veya gerçekten yetiştirebilen kişiler toplu halde fidan yetiştirmeye başladı. Belki de, fidanın nasıl yapıldığını biliyorlar. Fakat kaliteli fidan yetiştirmek için tarlada güzel yetişen, kaliteli olduğu kanıtlanan tarladaki lavantadan dallar almak gerek. Yani bu yüksek yağ oranına sahip fidan olabilir veya kaliteli yağ özelliğine sahip cins olabilir. Fidan yetiştiricileri bazen de “Evet, bu “Sevtapolis “ veya “Hemus” cinsi deyip fidanlarını sattı. Ve tarlaya dikildiği zaman bu fidanların istenilen cinsten olmadığı ortaya çıktı. Ve kendileri fidan yapıp satmaya başlıyorlar, bunun en yaygın “Sevtopolis” cinsinin reklamını yaparak. Satın alan kişi de “Sevtopolis” cinsini satın aldığından emin bir şekilde bunu yaymaya başlıyor.
Kaliteli lavanta fidanına sahip olmak isterseniz, yıllardır bu alanda çalışan ve tecrübe sahibi olup kendini ispatlamış kişilerden satın almak gerek. Ve kaliteli fidan dediğiniz, lavantanın olduğu bir tarla birkaç yıl boyunca gözlenmeli ve denetlenmeli. Yani bu tarla farklı yıllarda ne gibi ürün veriyor, yağışlı ve kurak yıllarda ürünün kalitesi ne durumda. Ancak o zaman bu tarladan yeni yetişecek lavanta dalları kesilip yeni fidanlar yetiştirilebilir.
Bizler, bu derneği insanlara yardım etmek için kurduk. Hatta sadece üyelerimize değil, eterik, uçucu, yani tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştirmek isteyenlere de yardımcı oluyoruz.
Ulusal Dernek Başkanına, ülkemiz Bulgaristan’da ne gibi eterik, yani tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştirildiğini de sorduk:
En fazla lavanta yetiştirirliyor, dedi Petar Hristov ve devam etti. Ardından oğulotu, yani matoçina, civanperçemi- byal ravnets ve “Hizop” Türkçesi “ Zufa Otu” geliyor.
Petar Hristov, ülkemize yeni yeni giren ve yetiştirilmeye başalanan bir bitkinin müjdesini de verdi. İsmi Lavandin ve ülkemizde bu bitkiden dikilen tarlaların henüz az olduğunu söylerken 3 yıla kadar ülkemizde yaygın bir şekilde yetiştirileceğini de söyledi. Peki nedir lavandin?
Lavandin, İspanyol lavantasi ve İngiliz lavantası arasında bir hibrit. Lavantin yağında kâfur, yani kamfor dediğimiz madde daha yüksek oranda bulunmaktadır. Lavanta yağına çok yakın olduğunu da söyleyebilirim.
Lavanta yağı, parfümeride kullanılıyor, eğer çamaşır tozunun içerdiği maddeleri okuyacak olursanız, birçoğunda lavanta var. Tıraş köpüğü de lavanta içeriyor. İlaç sektörünü de unutmamak gerek, birçok ilaç kullanımında da yer alıyor. Tek sözle lavantanın kullanım alanı çok geniş.
Panedmi, bize kötü oyunoynadı. Çünkü tüketim, büyük, çok büyük oranda düştü. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Mesela parfümler, genelde havaalanlarındaki free shop dediğimiz mağzalardan satın alınıyor. Bildiğiniz gibi, artık pek fazla seyahayat eden ve turist kalmadı. Burada sadece Bulgarsitan söz konusu değil, dünya genelinden bahsediyorum. Çünkü parfim tüketimi azalınca, lavanta ve diğer aromatik yağ tüketimi de hızlı bir şekilde azalıyor. Parfümeri şirketleri artık artı artı parfüm üretmiyor, tam tersine eksi, eksilerin altında parfüm miktarı üretiyor. Bu durum da hemen piyasayı etkiliyor.
Şu anda aromatik yağlar en fazla Amerika’da kullanılıyor.
Orada da pandemi var, herkes bir şekilde paralarını köşeye saklamaya, tasarruf etmeye, israflık yapmamaya gayret gösteriyor. Mesela en fazla eterik, uçucu yani aromatik yağ, aromaterapide kullanılıyor.
Bu alanda da tüketim düşüyor.
Ulusal Eterik Bitkiler Yetiştiricileri Derneği Başkanı Petar Hristov’a son sorum: Bulgaristan, bundan 1-2 yıl öncesi, dünyanın bir numaralı lavanta ve lavanta yağı üreticisiydı, hatta Fransa'nın Provence bölgesini geride bıraktı. Bu hala geçerli mi? şeklinde oldu:
Evet, evet, halta geçerli, dedi Petar Hristov. Ben birkaç kez Fransa'nın Provence bölgesinde bulundum. Sadece Dobruca olarak değil de, Bulgaristan olarak onları geride bıraktık. Ama tekrar söylüyorum, her yetiştiricinin ürünün satın alınacağını garantileyecek bir pazar yok.
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır
Kapya hasadı sezonunda Kirkovo’ya bağlı Çorbadjisysko ve etraf köylerinden biber üreticileri, mahsulu toplamak üzere tarlalara akın ediyorlar . Yaklaşık 200 dekar biberin yetiştirildiği bu bölge, Kirkovo Belediyesi’nde kapya üretiminde birinci..
Geleceği her ne kadar dizayn etmeye çalışırsak bazen hayatımızı asıl belirleyen şey, rastlantılar olur . Bir buraya bir oraya savrulup tesadüfler dizisi peşinde sürüklenen insanın kendini muhteşem bir masalın içinde bulması da ihtimaller dahilinde...
Meslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı. “Vasil Levski” okuluna Cambridge’de..