“Kaymağı seven mandayı yanında taşır” diye bir atasözü var.
Kırcali’nin Velikdençe köyünden Özkan Gabaç, Rodoplar’da eski bir geçim kynağını canlandırmak arzusu ve bu atasözünden yola çıkarak Bulgaristan genelinde manda arayışına düşmüş.
Bu işe bir hobi olarak başlayan Velikdençeli Özkan Gabaç, ilerde büyük hayalini, yani manda sütünün işlendiği bir mandrayı kurmak ve hayvan sayısını 100’e çıkarmak amacıyla gurbet yollarına düşmüş.
“Mandalara gönül vermiş” bir kişi olarak mandra için gerekli parayı Hollanda’da kazanırken hayvanları eşi ve iki kızına emanet ediyor, onlarda kimseden yardım almadan hayvanlara bakıyor, çünkü Özkan beye göre “mandalar, sahiplerine çok düşkün ve çok kolay eğitiliyor, büyük olmalarına rağmen”.
Özkan Gabaç, Hollanda’dan herekese özlemiş özlemiş selamlarını gönderirken “Düşünenlerin tam tersi, gurbette hayat hiç de kolay değil, burada da para kazanmak kolay değil. Herkes gurbet deyince iyi ve güzel olduğunu düşünüyor, ama çalışmadan olmuyor” dedi .
Röportajın tamamını yukarıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
Hazırlayan: Şevkiye Çakır
Fotoğraflar: özel arşiv
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye..