İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı.
Bir şampiyondan bir şampiyonu dinledik:
“Naim ile yollarımız onun çocukluğunda kesişti. Naim o zaman 14 yaşındaydı, ben ise 24 yaşında. Aramızda on yaş fark vardı. Naim ile Sofya’da “Dianabad” spor salonunda tanıştık.
Tam o zaman 14 yaşında Brezilya, Rio de Janeiro’da dünya şampiyonu olmuştu. Naim ile dostluğumuz o yıllara dayanıyor.
Çok insan bilmez, Naim çocukluğunu yaşamadı. Halter onun bütün zamanını alıyordu. Onun yaşındaki çocuklar dışarıda, diskoteklerde gezerken, o antremanlarda ter döküyordu. Onun bütün amacı halter şampiyonu olmaktı.
Öyle de oldu, gelmiş- geçmiş dünyanın en büyük sporcularından biri oldu!
Çok büyük disiplin ve irade mi söz konusuydu?
“Zaten nerede olursa olsun, disiplin şart. Fakat bir sporcu için bu şart. Disiplin olmayan yerde başarı olamaz!
Naim sinemalara, filmlere, dergilere konu oldu. Naim’i bilmek için, anlamak için onu çok irdelemek lazım. Naim 50 yaşında vefat etti. Naim bu 50 yaşına çok şeyler sığdırdı. Dünyada ilk defa bir sporcu, bir halterci kendi sıkletinden üç misli kaldıran ilk isim.
Türkiye’ye iltica ettikten sonra, Naim ilk defa Türkiye’de ilk kez üç defa olimpiyat şampiyonu olan adam odur. Ondan sonra Halil Mutlu da üç defa olimpiyat şampiyonu oldu. Ama ondan öncesi yoktu! Naim hep ilk’lerin insanıydı, ilk’lerin adamaydı”.
İki ülkenin arasında bir köprüydü, her iki ülkenin de bayraklarını dalgalandırdı. Ne dersiniz?
“Naim bir sporcu olarak BM kürsüden Bulgaristan Türklerine uygulanan zorunlu isim değiştirme kampanyasını ilk defa duyuran kişi oldu”.
“Böyle Naim’ler 50- 100 senede ya gelir, ya gelmez. Bu dünyadan bir Naim geçti, onu özlüyoruz.
Biz gençlerle çalıştığımız için, amacımız gençlere Naim gibi, benim gibi şampiyon olmuş sporcularla antreman yaptırmak, hayatta ne gibi zorluklarla karşı- karşıya geleceklerini ve onların üstesinden nasıl geleceklerini anlatmamız yeni nesillere örnek olmaktır”.
Brüksel’de yiyecek içecek mekanları işleten kadın Bulgar mutfağının lezzetlerini yabancılara tanıtıyor Brüksel’e Bulgaristan daha AB’ye katılmadan 2006 yılında giden Mümüne Mehmedova, evini, ailesini ve çocuklarını bırakıp doğduğu..
Ekmek ve gıda ürünlerinin pahalılaşması ve elektrik ile su fiyatının zamlanması, Veliko Tırnovo Belediyesinde evlere sıcak yemek hizmetinden yararlanmak isteyen yaşlıların sayısında artışa yol açtı . Sıcak yemek hizmeti kapsamında en pahalı..
Ağaç oymacılığı topraklarımızda yüzyıllardır devam eden bir sanat ve zanaat geleneğidir. Oyma ve ahşap işçiliği ağaç üzerinde dekoratif motiflerin, figürlerin, iç içe desenlerin ve şekillerin ustaca oyulmasıyla gerçekleşir. Milli Uyanış döneminde..
Brüksel’de yiyecek içecek mekanları işleten kadın Bulgar mutfağının lezzetlerini yabancılara tanıtıyor Brüksel’e Bulgaristan daha AB’ye..