Uzun yıllar Razgrad kasabasında “Antibiyotik” Fabrikasında ve hastanede temizlik personeli olarak çalıştıktan sonra emekli olunca eşi ile birlikte doğup büyüdüğü Nedoklan köyüne dönen Mediha Halilibryamova, evindeki odalardan birini küçük bir müzeye dönüştürerek köydeşlerinin de saygısını kazanmış.
Bulgaristan Radyosuna konuşan Mediha Halilibryamova “Bu eşyalar bana büyüklerimin emanetidir ve onların anısını yaşatmak amacıyla böyle bir işe başladım. Bugüne kadar onları hep korudum ve korumaya da devam edeceğim. Benden sonra inşallah çocuklarım da onlara sahip çıkacak ve başladığım bu güzel girişimi devam ettirecektir” dedi.
Çeyiz sandıklarından su bakırlarına kadar, eski pide tavalarından ekmek teknesine kadar, çevrelerden oyalı çemberlere kadar, keten gömleklerden kadife şalvarlara kadar, Mediha hanım küçük müzesinde ailesine ait birbirinden değerli eşyaları görücüye çıkarmış. Köy muhtarı Hafize hanımın da aralarında komuşları başta olmak üzere, merak eden gelip müzeye ziyaret ediyor.
Gözünün nuru gibi koruduğu eşyalar arasında en eskisinin ise Ayriye ninesinin 200 yıllık çeyiz sandığı olduğunu paylaştı.
Odanın en üst köşesinde ise 3 yıl önce kaybettiği eşinin çalıp söylediği sazı koruyor ve “O, benden bu iş için daha meraklıydı” diyerek acısını gizleyemiyor:
Nedoklan köyünden Mediha Halilibramova ile Ramazan Bayramının arifesinde görüştük, konuştuk. Bulgaristan Radyosu dinleyicileriyle, aralarında köye has “gazete baklavası” olmak üzere hazırladığı bayram yemeklerini de paylaştı. Ve sonunda “Kapımız her zaman herkese açık” diyerek, bir kez daha bu köyün misafirperverliğini kanıtlamış oldu:
Güllerim kana benzer, Gökyüzü sana benzer, Güzel kızın manisi Kuşlara benzer. “Kısaca” başklıklı iki dilli mani derlemesinin “Aziz Kardeşler Kiril ve Metodiy” Milli Kütuphane'nin “Pismena” klübünün Kasım ayı..
Çocukların ebeveynlerinin bilgisi olmadan kimlik kartlarını alarak onların adına online bahisler yapmaları gibi gittikçe artan endişe verici eğilimlerin izlenmesi, Ulusal Gelir Ajansı NAP ve “Gümrükler” Ajansı tarafından yaz mevsiminde “Ne ste sami”..
Bulgar gülünün mis kokusu ve dünyanın dört bir köşesinden turist çeken çiçek toplama kampanyası, gül yetiştiriciliği işinin hoş tarafı olurken dikenli tarafı da yok değil. Ülkedeki gül yetiştiricileri, “Gülü seven dikenine de katlanır” deyimini..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli..