Varna- Sofya yolundan geçtiyseniz Tırgovişte'den önce süpürgeler dizili bir ev görmüşsünüzdür. Modern elektrikli süpürgeler çağında bu el yapımı süpürgeleri kim yapıyor, alıcısı var mı, hikayelesi nedir diye merak eden olmuştur aranızda.
Süpürge ustalara baba ve oğul- Kemal ve Etem.
Bir zamanlar baba, süpürgecilik işinde 65 kişiye istihdam sağlarken, günümüzde bütün işi hamarat oğlu Kemal üstlenmiş.
Ak darıdan yapılan el işi süpürgenin yerini giçbir robot alamaz, diye kesin konuşan baba- oğul hiç durmadan üretmeye devam ediyor.
‘Bizim süpürgeler eve, bahçeye, ahıra- her yere girer' diyor Kemal. Örneğin onların evinde rakip elektrikli süpürgenin girişine asla izin verilmez.
Süpürge Evinin kapıları alıcı olana da olmayana da açık.
Bazen kadın sürücü veya yolcular yol boyunda o süpürgeleri görünce duruyor ve satın almasa da, sadece fotoğraf çektirmek için arabadan iniyor. El yapımı süpürgenin şans getirdiğine inanılır.
Tırgovişte yakınında ana yolda bulunan Probuda köyündeki süpürge ustalarının hikayesini BNR Şumen Radyosundan Tsvetelina Georgieva'nın röportajından öğrenelim:
Kemal Usta süpürgeciliğin dede yadigarı meslek olduğunu ve büyük göçten önce çok kişinin bu atölyede çalıştığını ve bölgedeki bütün pazarlarda satış yaptığını hatırlattı.
Şimdi sadece buradan geçenlere veya özel sipariş edenlere süpürge yapıyoruz, diyen baba, bunun iyi tarafını da anlattı:
'Kendin için çalışırken kalite çok daha iyi oluyor. Oysa çok kişi çalıştırırken, herkes sayı üretme peşinde, çünkü işçiye yaptığı süpürge sayısına göre para ödeniyordu.
Şimdi çok satış olmasa da, bir marka haline geldik. Herkes burada en kaliteli ve güzel süpürgeleri bulacağını biliyor'.
Süpürge otu olarak bilinen ak darı otunu onlar yetiştirmiyor, başka çiftçilerden alıyor.
Talebe göre bir yılda 1 ile 2 ton arasında ak darı farklı ebatta ve özelliklerde el süpürgesine dönüştürlüyor bu evde.
El yapımı bu süpürgelere talep var mı?
‘İki, üç yıl önce talep vardı. Şimdi pandemiden sonra durum çok değişti. Malzemelerin fiyatı yükseldi, satış fiyatlarımız ise aynı kaldı. Güzel bir süpürgenin fiyatı kullandığımız malzemenin gramına göre belirleniyor ve sarfettiğimiz emeğin karşılığını da katmaya çalışıyoruz'.
Klasik süpürge ile tahtadan uzun saplı süpürgelerin fiyatı nedir?
Toptan satışlarda bizim geleneksel süpürgeler 4 leva, sopalı olan 5 levadır. Arada sadece bir leva fark var.
Evin önüne astığımız süpürgeleri ise, yoldan geçenlere sunuyoruz. Ev kullanımı için bu süpürgelerde kalite daha yüksek, daha fazla ağırlıkta malzemeyle yapıyoruz onları ve fiyatlar da 8 ile 13 leva arasında değişiyor. 13 levalık olanlara‘çift süpürge' diyoruz çünkü onlarda çok ot kullanıyor.
Elektrikli süpürgeler, robotlar bu darı süpürgelerine rakip olabilir mi?
Olamaz, dedi genç Etem usta ve şöyle izah etti:
“Onlar bize rakip olamaz, çünkü dışarısını elektrikli ile süpüremezsin.
Babası Kemal usta daha da kesin konuştu:
“Bizim süpürge her yere giriyor- bahçeye de, ahıra da, eve de. Robot ise daha çok firma ortamlarına girer. Köylüler genelde el yapımı süpürgeyi tercih eder. Onunla rahat eder”.
“Yoldan geçen gurbetçiler de bazen inip, 10- 20 adet süpürge alıp, onları yurtdışına götüreceklerini söylüyor” dedi ustalar.
Kemal Usta siyaset hakkında şunu belirtti: “Yıllardan beri itibar sahibi bir kişi oldum. Eskiden önemli işverendim. Siyasete hiçbir zaman yeltenmedim. Ben politikayı fikir olarak beğeniyorum, ama kimse onu uygulamıyor. Hiçbir partinin taraftarı değilim, hiç kimsenin zararı da olmadı. Normal işimize devam ediyoruz, kapılarımız hep açık. Bazen gelip teftişler yapılıyor, ancak biz tüm şartalara uygun çalışıyoruz”.
“Halkı düşünsünler, halk memnun olsun! Bizim gibi küçük ölçekli iş sektörünü de düşünsünler”.
Siyasilere ve yerel idarelere bu nasihatten sonra baba- oğul Kemal ve Etem, evlerine asla elektrikl, süpürge sokmayacaklarını da gülerek açıkladı:
“Bizim üretimimize rakip istemiyoruz. Her yere girsin, ama evimize asla!”
Röportaj: Tsvetelina Georgieva, BNR Şumen
Çeviri: Sevda Dükkancı
Foto: Radyo ŞumenEdirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..