Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi Türkoloji Bölümü, kuruluşunun 70. yıldönümü vesilesi ile bilimsel konferans düzenledi.
Konferansa Prof. Valeri Stoyanov, Kürsü Başkanı Prof. İrina Sarıivanova, Hüseyin Mevsim, Dr. Harun Bekir, Prof. Aleksandır Aleksiev, Vahida Jafarzade, As. Diana Moneva Pavlova, Asistan Nihal Özergan, Dr. Nevena Gramatikova, Prof. Stoyanka Kenderova, Doç. Katerina Venedikova ve daha birçok yerli ve yabancı araştırmacı katıldı.
Yetmiş yıldır faaliyet gösteren bu bölüm günümüzde de farklı alanlarda çalışabilecek uzmanlar yetiştiriyor. Lisans eğitimi gören öğrenciler, Türkçe ile beraber daha iki çağdaş Türkî dil de öğrenebiliyor. Ayrıca yüksek lisans ve doktoraya devam etme imkanı da var.
Konferansa katılanlar arasında ünlü araştırmacı Prof. Kenderova da radyomuza konuştu. Prof. Kenderova, 1970 yılında Sofya Üniversitesi’nin Türk Filolojisi bölümünden mezun olduğunu ve ardından hemen Ulusal Kütüphane’nin Oryantalizm bölümünde çalışmaya başladığını paylaştı. Emekliye ayrılana kadar, 43 yıl boyunca bu kütüphanede çalıştı. Şimdi ise Sofya Üniversitesi Türkoloji bölümünde dördüncü sınıf öğrencilerine Osmanlı diplomasisi dersleri veriyor.
Bölümün 70. Yıl dönümü hakkında ne söylemek istersiniz? Bu çok uzun bir zaman. Bununla ilgili hislerinizi bizimle paylaşır mısınız? Bu zaman içinde neler olmuş, neler değişmiş? Sorusu üzerine şunları paylaştı:
“Neler olmuş konusunda… Bölümün hala açık olmasından dolayı memnunum. Bu bölüm Doğu Dilleri Merkezi’nde en eski bölümüdür. Hatta bir zamanlar Arap filolojisi, Farsça bölümünden bütün öğretim görevlileri Sofya Üniversitesi’nde yer alan büyük bir ortak çalışma odasındaydı. Aslında Türkoloji bölümünden öğretim görevlileri Osmanlı tarihi dalında uzman yetiştiren hocaların başına yer alıyor. Şu anda sanki bu bölüme ilgisi olanlar daha fazla tarihçiler. çünkü Türk filolojisi mezunlarına şirketlerde, turizm sektöründe rehberlik, bankalar, film çevirileri alanlarında çalışabiliyor, ancak sanki Osmanlıca alanında akademik çalışmalar onları cezbetmiyor. Bu ilgi daha ziyade tarihçilerde görülüyor. Tarihçiler Osmanlı döneminden belgelerle çalışabilmeleri için önce dil eğitimi almaları gerekiyor.”
Prof. Kenderova önceden üniversite eğitimin ücretsiz olduğunu, şimdi ücretli olmasından dolayı öğrencilerin hem çalışıp hem de okuduklarını, ancak bunun eğitim kalitesine biraz olumsuz etki ettiğine de değindi.
Türkoloji Bölümü’ne yaklaşık üç yıl önce katılan Asistan Nihal Özergan şunları kaydetti:
“70 yıl gerçekten dile kolay, az birşey değil. Daha önce çeşitli isimlerle, Türk dili ve Edebiyatı, Türk Filolojisi olarak da yer alan Türkoloji bölümü Sofya Üniversitesi’nin en eski bölümlerinden birisidir. Daha sonra şu an konferansımızın gerçekleştiği Doğu Diller Merkezi’ne diğer bütün doğu dillerinin açıkçası ana dalı kabul edilir. Çünkü bizden türemiştir Arapça, Hintçe, Farsça bölümleri. Belirli dönemlerde birlikte, aynı kürsüde yer almışlar. Türkçe’nin geleceğini parlak görüyorum ve Türk dilini bitiren ve buradan mezun ettiğimiz öğrencilerimiz iyi bir kariyer yapma şansını da yakaladıklarını da samiyetle inandığımı paylaşabilirim.”
Türkoloji Bölümü’nün 70. yıldönümüne adanan konferansta Bulgaristan Ulusal Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü’ne özel konuşan Asistan Diana Moneva Pavlova, Türkoloji bölümünden 1990 yılında mezun olduğunu, ardından mezun olduğu alanda çalıştığını ve daha sonra biriktirdiği tecrübesini öğrencilere de aktarmak için Türkoloji bölümünde asistanlığa başladığını anlattı.
Verdiği dersler hakkında ise şunları anlattı:
“Sofya Üniversitesi’nde Türkoloji ve Altay dilleri kürsüsünde Pratik Türkçe dersleri veriyorum. Gramer, leksikoloji, Bulgarca-Türkçe, Türkçe – Bulgarca tercüme dersleri veriyorum.”
Asistan Pavlova’ya Kürsü’nün tarihçesini sorduğumda şunları paylaştı:
“Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi’ne bağlı Klasik ve Yeni Filolojiler fakültesine bağlı Türkoloji ve Altay Dilleri Kürsüsü 1952 yılında kuruldu. Türk filolojisi olarak açılan bu bölüm şimdi Türkoloji bölümü. Türkoloji ve Altay Dilleri Kürsüsü eskiden Oryantalizm kürsüsü olarak faaliyet gösteriyordu…”
Asistan Diana Pavlova, meslektaşları ve öğrencilerine yönelik şu dilekleri paylaştı:
“Bütün meslektaşlarıma sağlık ve Türkoloji alanında bilimsel çalışmalarını hep böyle özveri ile geliştirmelerini diliyorum. Her zamanki gibi yüksek profesyonelliklerini kanıtlamaya devam etsinler. Öğrencilere ise başarılı olmalarını, devamlılık göstermelerini ve zorluklara rağmen yabancı dil öğrenmekten vazgeçmemelerini diliyorum.”
Ekteki ses dosyasından Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi’nin Türkoloji bölümünden öğretim görevlileri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi dinleyebilirsiniz:
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..