Hristiyan kavramlarında, Kutsal Cuma, İsa ‘ın çarmıhındaki acı, insanlık dışı ıstırap ve ölümün damgasını vurduğu en karanlık ve en üzücü gündür. Çarmıha gerilme sırasında, Tanrı, insanlığın günahlarını bağışlamak ve ölümü yenmek için biricik Oğlunu kurban eder.
Ortodoks ibadetinde, İsa'in çarmıhta ölümünün anıldığı gün sembol ile doludur.
Gün boyu ayin yapılmıyor, çünkü Tanrı kendini feda etmiştir. Bundan dolayı Hristiyanlar, aç ve susuz olarak sıkı bir perhizi uygularlar.
Sabah, ayinden önce kilisenin ortasına, çiçeklerle süslenmiş ve işlemeli örtü ile örtülü İsa’nın "mezarı" bulunur. Ayinden hemen sonra Hıristiyanlar ona taparlar ve tevazu ve tövbe işareti olarak altından geçerler.
İnananların “Günah çıkarma” ritüeli de Kutsal Cuma ibadetlerin bir parçasıdır.
Christ requiem - Daniel Spassov Milen Ivanov
Bugün birçok kişi, Kurtarıcı'nın kurbanına layık olup olmadıklarını sorguluyor ve yaptıklarının hesabını yapıyor.
Kutsal ve Büyük Cuma akşamında ise Mezarda Ağıt Töreni gerçekleştirilir. Yanan mumlar eşliğinde inananlar, Mesih’in mezarı önünde papaz tarafından söylenen yas dualarına katılır ve Meryem Ana’nın acılarına ve üzüntülerine adanmış ilahiler söylenir.
Törenden hemen sonra İsa’nın çarmıhtan indirilmiş halinin ikonasını içeren işlemeli örtü ile birlikte papazlar ve inananlar, İsa’nın cenazesini canlandırarak kiliseyi dolanırlar. Örtüyü taşıyan papazlar, Kiliseye giriş kapısında durup onu kapının hizasında havaya kaldırırlar, böylece inananlar örtünün veya temsilî mezarın altından geçip sembolik olarak Mesih ile birlikte mezara girmiş olurlar. Daha sonra İsa’nın çarmıhtan indirilmiş halinin ikonasını içeren işlemeli örtüyü papazlar, kilisenin ortasına “mezara” koyarlar ve örtü Paskalya Ayinine kadar orada kalır.
Bugün gün boyunca yapılan dualar ve ilahiler, Mesih'in insanoğlu için fedakarlığının anlamına işaret ederler.
İsa, tövbe, bağışlama ve Ruhun kurtuluşu yoluyla Sonsuzlukta daha iyi bir dünyaya giden yolu açan, insan yüzü ve ve ona benzerliğinde somutlaşan Tanrı'nın sevgisidir.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bulgaristan’ın NATO’ya kabul edilmesi üzerinden 20 yıl geçti. NATO’ya katılma kararınının bir kez daha alınması gerekirse bugün itibari ile ülke vatandaşlarının yüzde 56’sı İttifak üyeliğine “evet”, yüzde 28’i ise “hayır” oyu kullanacak. Buna dair..
Balkan harbinin (1912-1913) patlak vermesinden önce, dönemin Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Trakya bölgesinde 410.724'lük bir Bulgar nüfusu vardı. Edirne Kalesi'nin 26 Mart 1913'te ele geçirilmesiyle Bulgar nüfusun yaşadığı..
26 Mart günü, 2006 yılında ülkemizin resmi takvime Trakya Günü olarak girmiştir. Bu tarihte, 1913 yılında Bulgar ordusu o zamanlar "fethedilemez" olarak kabul edilen Edirne kalesini fethetti. Bu mağlubiyetin ardından Osmanlı İmparatorluğu,..
Müteşebbis Heyeti, Bulgar Ortodoks kilisesinin Patriğini ve Sofya Piskoposluğunun Mitropolitini seçmek üzere 30 Haziran'da toplandı. Bulgar Patriği ve..