Birinin kendi yurdundan farklı bir ülkede hayatını kurması daima bir sınamadır. Bu, çocuklarıyla beraber benzer bir durumda bırakılan bir kadın için çok daha zordur. 24 Şubat’tan itibaren binlerce Ukraynalı kadın da benzer gelişmelerle yüzleşiyor.
‘21’inci yüzyılda Ukrayna gibi bir ülkeye yaşatılan bu kâbus kabul edilemez’ diyor 2 yıldan beri ailesiyle Romanya’nın Râmnicu Vâlcea şehrinde yaşayan 30 yaşındaki Bulgar Gabriela Peloiu. Sözlerine göre, savaşın birinci haftasında 10 binden fazla Ukraynalı Romanya topraklarına geçti. Şimdi çoğu başka ülkelere yöneldi. „Ukrayna sınırından epey uzakta olduğumuz için burada korku yok ama herkes olup geçenleri konuşuyor. Tanıdıklarımdan hiç kimse Rusya’nın askeri saldırısını desteklemiyor. İnsanlar kaygılıdır ama panik yok’ diyor Gabriela ve Rumen devletinin elinden geldiğince sınırı geçen bütün Ukraynalılara yardım ettiğini anlatıyor.
Gabriela, şimdiye kadar bunu iki defa yaptığı için hayatını yeniden kurmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyor. Kendisi altı yıl süreyle Birleşik Krallık’ta beraber yaşadığı erkekle aile yuvası kurmayı kararlaştırınca ne İngiltere, ne de Bulgaristan buna uygun olmadı. Şöyle diyor Gabriela:
„İngiltere’de analık izni sadece 9 ay olduğundan orada yaşamak bizim için çok zor olurdu. Bu sebeple kocamın vatanı Romanya’ya gelmeyi kararlaştırdık. Kendi işimizi kurma hayalimizi gerçekleştirdik, iş çok iyi gidiyordu. Bulgarca bilmeden Bulgaristan’da işini yürütmesi kocam için çok daha güç olurdu. Zaten biz Bulgaristan’daki ailemden çok uzakta değiliz, sık sık oraya gidiyoruz."
Gabriela, Romanya’da genç ailelere sağlanan sosyal şartların çok iyi olduğunu, Bulgaristan’da olduğu gibi, annelik izninin iki yıl sürdüğünü, alınan paranın bu süre içinde değişmez kaldığını anlattı.
Romanya’da birçok Bulgarın yaşamasına rağmen, onlar genellikle Bükreş ve Köstence’de oturuyor. Gabriela, ailesinin kaldığı il merkezi Râmnicu Vâlcea’da yalnız bir soydaşının yaşadığını anlamış.
„Hamileliğim sırasında annelik ve bebek bakımıyla ilgili çok sorum vardı ama maalesef bunlara cevap bulamıyordum.’
Doğum yapmadan önce Gabriela 2020’de ‘Romanya’da BG anneleri’ Facebook grubunu oluşturuyor. Şimdi üyesi olan 250’den fazla kişi aralarında faydalı bilgi paylaşımı gerçekleştiriyor.
Bu gruba Bulgar toplumu ile doğrudan ilişkisi olan ya da ilgi duyan Rumenler de katılıyor. Buna rağmen Gabriela şu itirafta bulundu: ‘Buradaki Bulgarlar arasında büyük yakınlık, birliktelik mevcut değil. Bana öyle geliyor ki, onlar Rumenlerle kaynaşmış durumda. Bunun sebebi ise iki halkın mantalitesi ve hayat biçiminin birbirine çok yakın olmasıdır.’
Gabriela, Rumenlerin geleneklerine bizden daha bağlı olduğunu, dini bayramlarına tam biçimde uyduğunu, aileleri ile sıkı ilişki kurduğunu da kaydediyor.
Rumen erkekler kadınlarla ilişkilerinde bizim erkeklere benzer: daha modern bir yaklaşım uygulamaya çalışırlar ancak bu konuda arzu edilebilir gelişmeler de mevcut.Bugün kutladığımız 8 Mart- Dünya kadınlar gününe gelince bunu hayatında ikinci kez artık bir anne olarak kaydedecek.
„Çocuk sahibi olmadan önce bile 8 Martın kadının değil, annenin bayramı olduğunu düşünüyordum. Bu bayramda Romanya’da da kadınlara çiçek sunulur. Burada da 1 Mart’ta ‘martenitsa’ geleneği mevcut. Fark şu ki, martenitsalar sadece kadınlara takılır, doğurganlık simgesi olduğuna inanıldığı için... Ben ise Bulgar adetlerine uyarak sağlık dilekleriyle kocama da bir martenitsa takarım’ diyor Gabriela.
Başka bir ülkede yavrularına bakan bütün Bulgar kadınlara Gabriela güçlü ve sabırlı olmalarını diliyor.
Foto: özel arşiv
Çeviri.: Neli Dimitrova
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Ursula von der Leyen'in yeni Avrupa Komisyonu’nda yer alan 26 AB Komisyonu üyesi adayını, ilgili komisyonlarda dinledi. Ancak prosedürün sona ermesi, bir sonraki Avrupa Komisyonu için..
Arnavutluk’ta yapılan son resmi nüfus sayımı verilerine göre, Bulgar azınlığı ülkedeki en büyük azınlıklardan biridir. 7057 kişi kendisini Bulgar olarak tanımladı. Karşılaştırma yapacak olursak 23 bin kişi Yunan, 12 bin kişi Mısırlı, 9813 kişi..
Bulgar süslemeleriyle parlayan Noel ağacı Chicago’daki Bilim ve Sanayi Müzesi’nin merkezinde yerini aldı. “Rüzgarlı şehir” Chicago’da yaşayan Bulgarlar, üst üste beşinci kez, 30 binden fazla renkli ışık ve yüzlerce aksesuarla Bulgar Noel ağacının..