İnsanın tabiatında ebedî yaşama arzusu vardır. Zira insanı yaratan Yüce Allah, onu sonsuzluğa dair bir fikirle başından itibaren tanıştırmıştır. İnsanlığın atası Hazreti Adem başka bir alemde yaratılmış, yeryüzü “sürgünü” başlamadan önce bir müddet cennet denilen yerde yaşamıştır. Dünya öncesi hayatın hatırası, insanoğlunun genlerinde kodlanmış olup nesilden nesile aktarılmaktadır. Mevlânâ Celâleddin Rumî’nin Mesnevi’de tasvir ettiği kamışlıktan koparılan neyin iniltileri bu özlemi terennüm etmektedir.
İslâm dininde bu ölüm ötesi hayatın gerçekleşeceği yer iyiler için cennet, kötüler için de cehennemdir.
Sonsuz bir saadet yurdu olarak vasfedilen cennet Allah'ın rahmet ve adaletinin tecellisi demektir. İnananları Allah selâm ve selamet yurdu olan cennete çağırmaktadır. Kur'ân ve Hazreti Muhammed bunun yolunu göstermektedir. Ayrıca oradaki güzellikleri ve huzur atmosferini insanın anlayacağı bir dilde tasvir etmektedir.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Ortodoks Kilisesi, 20 Aralık’ta Aziz İgnatius gününü kutluyor. Bulgarların halk takviminde İgnajden olarak adlandırılan bu günde Meryem ananın doğum sancılarının başladığına inanılıyor. Bu inanış “İganjden’den Noel’e kadar Meryem ana acı çekti”..
Kelime anlamı itibarıyla “dönmek, geri dönüş, dönüş yapmak, rücu etmek” anlamlarına gelen tövbe kavramı, dinî literatürde mezmûm/zemmedilen, yerilen, kötü ve olumsuz şeylerden vazgeçip övülen, güzel ve olumlu şeylere yönelmek şeklinde tarif edilmektedir...