Ancak ilim dediğimizde “İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir” türünde ilmi kastetmekteyiz. Bunu faydalı ilim olarak da ifade edebiliriz. Onun için Peygaber Efendimizden bize ulaşan başka dualarda da “faydasız ilim”den Allah’a sığındığını görmekteyiz.
Faydasız ilim, bize dünya ve ahiret hayatımızda yararı olmayacak ilimdir. Bu aslında ilim de değildir, sadece kuru bilgidir. Zira ilim, insana faydalı işler yaptırır. İlim ile amel Arapçada aynı üç harf (ayın-lâm-mim) ile yazılır, sadece yerleri değişiktir. İlim bir anlamda ameldir, amele dönüşen bilgidir. O yüzden bu dua ile Rabbimizden edindiğimiz bilgilerin faydalı olmasını ve bize sadece faydalı olacak ilmi öğretmesini istemeye teşvik edilmekteyiz.
Nitekim duada “ilmimizin artırılması” da istenmektedir. Tâhâ suresinde Allah Teâlâ Peygamber Efendimize “De ki: Rabbim ilmimi artır!” buyurmuştur. Müfessirlerden Kurtubî bu hususta “eğer ilimden daha şerefli bir şey olsaydı, Allah Teâlâ, Peygamberine ilmin artırılmasını emrettiği gibi, onun da artırılmasını istemesi emrinde bulunurdu." demiştir.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesizniz.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Bir zamanlar sıra dışı bir semt vardı. Şehirdeki yaşamı birbirine bağlayan Dvoretsa( Kraliyet Sarayı) ve tren istasyonu arasındaki ana yolda bulunduğu için Eski Sofya buradan başlıyordu. Bu alanda insanlar yalnızca buluşup sohbet etmekle kalmadı, aynı..