Evcil köpeklerin dolaştırılması ile ilgili getirilen yeni kurallar, büyük memnuniyetsizlik yarattı. Geçen hafta Veterinerlik Yasası değişiklikleri, Parlamento'da birinci okumada onaylandı. Değişikliklere göre 5 kilogram üzeri köpeği bulunan vatandaşlar, hayvanlarını şehir ortamında mutlaka tasma ile, köpek agresif ise de ağızlıkla dolaştırmalı.
Uzmanlara göre ağızlığın hangi köpekler için zorunlu olup hangileri için olmayacağına dair belirsizlik, köpek sahipleri ve sivil toplum kuruluşlarının memnuniyetsizliğine yol açtı. Facebookta oluşturulan "Bez namordnik" (Ağızlığa Hayır) grubu, gittikçe büyüyor. Getirilen değişikliklere karşı toplanan imzalar 16 bini buldu. Buna karşılık GERB'li milletvekilleri insanların yasanın metinlerini doğru anlamadıklarını ileri sürdü.Kamu oyunu karıştıran yasal değişiklikler anlaşılmadı mı yoksa yeterince düşünülmedi mi? Konu ile ilgili Şumen Radyosu'ndan Ayşe Latif'in röportajını sunuyoruz dikkatinize.
Köpek sahibi olmayan Şumenli insanlar değişiklikleri şu şekilde değerlendirdi.
"Bence köpeklerin ağızlık takılarak gezdirilmesi gerekiyor. İnsanların hayatı için tehlike oluşturmasınlar. Değişiklikleri takdir ediyorum" diyor parkta dolaşan bir kadın.
Parka çocuğu ile birlikte giden bir anne ise şunları söyledi:
“Sadece ağızlıklar değil, yurt dışında olduğu gibi köpek sahibinin üstünde her zaman birkaç poşet bulunmalı. Köpeğin dışkılarını anında toplasınlar. Köpekleri parkta ve çocukların oynadığı kumluklarda gezdiriyorlar, dışkılarını toplamıyorlar. Bu konuda da para cezaları olmalı”.
"Büyük para cezalarının uygulanmasını tamamen onaylıyorum. Çünkü bu ülkede cep yakan cezalar getirilmeyince hiçbir şey değişmiyor, diyor Şumenli kadın ve köpeğini ağızlıksız dolaştıran birini ihbar eder misiniz sorusu üzerine "Tabi, ederim. Fotoğrafını bile çekip gönderirim " cevabını veriyor.
Öte yandan köpek sahipleri, kilonun kesinlikle saldırganlık göstergesi olmadığını öne sürüyorlar.
"Son dönemde çocuklara saldıran köpeklere ilişkin televizyonda haberler izledim. Bunlar agresif cinslerden köpeklerdir, diyor köpek sahibi olan adam. Benim köpeğimin cinsi cocker spaniel. Bu tür koruma araçlarına gerek olduğunu düşünmüyorum. Köpeğimi parkta, sokakta gezdiriyorum. İnsanlarla oynuyor. Birine bir şey yapacağına dair en ufak endişem yok. Ama tedbirli olunması gereken cinsler var. Pitbull, rottwailer gibi. Küçük olduğu için köpeğimi tasma ile dolaştırıyorum. Bununla birlikte gerekli eğitimi alan bir köpeğin tasmasız olarak park gibi yerlerde gezdirilmesi endişeye vesile olmamalı. Ayrıca köpeklere mahsus çitle çevrili alanlar da var artık".
5 kilogram altında köpeği bulunan genç bir kız ise değişiklikleri kabul etmediğini paylaştı:
"5 kilo altı veya üzeri olsun farketmez, köpeğin kilosu değil, cinsi önemli. Çünkü köpeğin huyunu belirleyen cinsidir. Bununla birlikte küçük köpekler bile belirli durumlarda agresif tepki verebilir. Bütün köpekler bağlı olarak dolaştırılmalı. Köpeğinin serbest olmasını istersen, bu amaçla kurulan köpek sahalarını kullan. Ağızlıkları ise aşırı bir tedbir olarak görüyorum. Özellikle kavurucu sıcaklıkta bunun sağlıklı bir şey olmadığını düşünüyorum. Köpekleri ne kadar çok sevseler de köpek sahiplerinin kurallara uyup sorumluluk taşımaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sık sık ölümle sonuçlanan olayların olduğunu izliyoruz haberlerde. Köpeğini ne kadar seversen sev belirli durumlarda vereceği tepkiyi öngörmek mümkün değil. Kurallara uymayanlara uygulanan para cezasının artırılması yerindedir."
Şumen'de çalışan veteriner Milen Cambazov'a göre hangi köpeğin agresif olduğu, hangisinin olmadığını ayırmak zordur.
Para cezaları epey büyük. Bence konu biraz abartıldı. Hangi köpeğin agresif olduğunu ispatlamak zor. Büyük köpekler olduğu gibi küçük olanlar da agresif olabilir. Dolayısıyla bu 5 kilo sınırı ezbere konuldu. 2 kiloluk olup son derece saldırgan davranan, muayene edilmesi bile neredeyse imkansız olan köpekler var. 40-60 kiloluk rottwailer cinsi olup son derece uslu köpekler de var, diyor doktor Cambazov ve şunu da ekliyor:
"Bazı cinslerde kafatasının anatomik yapısından dolayı ağızlığın takılması hayvanın nefes alıp vermesini büyük ölçüde zorlaştıracak. Mops, Shin Tzu, Pekingese gibi cinsler söz konusu. Köpeğini saatlerce gezdiren insanlar var. Bu durumda ağızlık solunumunu zorlaştıracağı gibi hayvanı strese de sokacak. Bundan önce hiç ağızlık takılmayan bir köpek, ağızlığını devamlı çıkarmaya çalışacağı için tamamen kontrolsüz olur, diyen veteriner şunu da ekliyor:
"Agresif denebilecek köpeklerin sayısı çok az. Bana gelen insanların hayvanları çoğunlukla akıllı ve terbiyelidir. Bir köpeğin kliniğe ağızlıkla getirilmesi nadir bir olay. Zaten gerek de olmuyor. Bence sorun bu değil. Cane corso cinsi köpeklerin bir insana saldırması ve öldürmesi olayında örneğin hayvanların suçu yok, suçu köpeklerin sahibinde aramak lazım. Bir hayvanın agresif olup olmamasının sorumluluğu hayvan sahibine aittir. Bu köpeklere karşı şikayetler sunan vatandaşlar oldu daha önce. Ama birileri görevini yerine getirmedi. Sonuçta hayvanlar suçlu çıktı. Tamamen eğitimsiz ve kontrolsüz olan bu köpekler sürü olup hareket eden her canlı için hayati tehlike haline geldi" diyor dr.
Cambazov ve ilk okumada onaylanan değişikliklerin kesinleşmesi durumunda köpek sahipleri hakkında kontrol pekişecek mi sorusu üzerine şu cevabı verdi:
"Hayır, bu ağızlıklarla hayır. Para cezaları etkili olacak."
Bulgaristan Kinoloji Birliği temsilcisi Lili Karacova, milletvekillerinin değişiklikler konusunda önce veterinerlere ve kinoloji uzmanlarına danışmaları gerektiğini belirtti.
"Köpeklerin devamlı ağızlıklı olmaları tamamen imkansız ve mantıksız bir şey. 5 kilo altı veya üzeri olsun, farketmez. Eğitimli bir güvenlik köpeği bile bu şekilde nefes alıp veremez. Ayrıca belediyede görevli bir polis, köpeğin agresif olup olmadığını nasıl anlayacağını da merak ediyorum. Çoğu halde küçük cinsler, büyük cinslere göre çok daha saldırgan oluyor. Bu arada köpek sahiplerine ve köpeklere kursların verilmesi zorunlu olmalı. Bu ülkemizde yapılmıyor. Kurs alan bir köpek sahibi bile yok" diyor Lili Karacova ve ikinci okumadan önce bir şey değişecek mi sorusu üzerine "Değişecek tabii. Bunun böyle kalmasına müsaade etmeyeceğiz. Köpek sahibi olan hiç kimse, değişiklikleri bu hali ile kabul etmiyor" şeklinde cevap veriyor.
Pazartesi gününden itibaren sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, veterinerler ve vatandaşların katılımı ile oluşturulan çalışma grupları, bildirilen bütün görüşler ve getirilen öneriler üzerinde duracaklar. Değişikliklerin ikinci okumada onaylanmasından önce metinlere düzenlemelerin getirilmesi bekleniyor.
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..