“İlaçların kraliçesi”, “kırmızı altın” veya “cennet çiçeği” olarak adlandırılan ve altının iki katı fiyatına satılan dünyanın en pahalı baharatının elde edildiği safran çiçeğine ülkemizde gün geçtikçe rağbet artıyor. 2014 yılında Bulgaristan’da ilk adımlarını atan safran yetiştiriciliği, bugün Avrupa piyasasında deyim yerindeyse “gövde gösterisi” yapıyor.
Nisan ayının sonunda Bulgaristan Safran Üreticileri Birliğinin ilk toplantısı Sofya’da düzenlendi. Safran üreticilerinin sorunlarının ve başarılarının tartışıldığı toplantıda Bulgaristan Radyosu da vardı, ki Bulgaristan Radyosu ülkemizde safran üretimini ilk günden bu yana takip ediyor. Safran Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Tahirov’a uzattık mikrofonumuzu:
“Dulovolu Fatme Ramadan, bu toplantının büyük sürpizi oldu. Genç kız, safran yetiştiriciliğinin her inceliğini öğrenmek amacıyla yaklaşık 3 yılını Türkiye Safranbolu’da geçirmiş. Bugün safran soğanını, doğup büyüdüğü Dobruca’da ana geçim kaynağı haline getirmiş. Safran üretimi, işlenmesi, güzellik sektöründe değerlendirilmesi gibi, üretim zincirindeki halkaları teker teker kurmuş ve bugün Vidin, Dimitrovgrad, Apriltsi, Novi han, Botevgrad, tek sözle Bulgaristan’ın dört bir ucundan safran üreticilerini çatısı altında toplamayı başaran Bulgaristan Safran Üreticileri Birliği üyelerinin karşısına çıkıp “Safrandan üç defa kar edebilirsiniz” diyebilme konumuna gelmiş."
Ülkemizde her alanda olduğu gibi işin en zor tarafı elde edilen safran çiçeğinin satışı. Mihail Kovaçev’e işte bu görev düşüyor. Üreticilerinin elde ettiği ürünü Avrupa’da tanıtıyor ve satıyor:
“Gördüğüm kadarıyla bu toplantıda safran üretimine büyük bir ilgi var. Burada 2-3 yıldır üretim yapanlar var, ayrıca yeni yeni bu üretimi atılmayı düşünenler de bu toplantıda hazır bulunuyor. Bizler de bu alanda yeni yeni üretime başladık. Benim ana görevim, yerli üreticilerimizin ürününü Avrupa’da satmak. Burada düzenlenen seminerler yerli safran üreticilerimizin yararınadır. Genel amaç, elde edilen safranın kalitesinin artırılması, kurutma standartlarının Avrupa ile eşleşmesi, tek sözle elde edilen safranın son halinin piyasaya uygun bir şekilde sunulmasıdır. Amaç,Batı ülkelerden alıcıların dikkatini ve ilgisini çekmek. Umarım , zor da olsa, Avrupa standartlarını uygulamaya başlarız. Çünkü elde edilen safran kalitesi yüksek ve Avrupa piyasasına göre uygun bir şekilde satışa da sunulursa, bizler yüksek fiyat alabiliriz. Bizim için bütün bunlar yeni pazar, yeni müşteri demektir.”
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır
“Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” projesi ülke içinde ve dışında büyük ilgi gördü 18 ülkeden Bulgarlar, yurtdışından 34 Bulgar okulu ve 8 üniversite eğitim görevlisi bu yıl ilki düzenlenen “Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” programının..
Moldova’da 20 Ekim 2024 tarihinde ülkenin Avrupa Birliği’ne katılımın oylandığı referandumda Bulgarların yoğun olarak yaşadığı Tarakliya ve Gagavuz Özerk Bölgesi'nde halkın yüzde 90’ın üzeri “hayır” oyu verdi. Yine benzer bir şekilde bunların..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere Antarktida’ya yol aldı. “Aziz Kiril ile Aziz Metodiy” araştırma gemisine ilk defa Yunanistan ve..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla..