Noel arifesi, Bıdni veçer, Zengin sofra, Kadilka...Bu ismlerden her biri Noel arifesinde kutlanan yortunun törensel şeklini ve anlamını yansıtıyor. Bütün aileyi sofra başına ev ocağının sıcaklığı, yortu geleneklerine göre süslenen sofra getiriyor.Günümüzde bu yortuyla ilgili en önemli şey sofranın hazırlınışıdır. Eskiden günün erken saatlerinde “bıdnik”, Noelde yakılan kütük anlamına gelen odun, ocakta yanmaya başlarmış, ki bu kütük gece boyu ocakta yanıp ateşi canlı tutması gerekiyormuş. Ormanda kütüğü kesmeye gittiklerinde erkekler, ağacın yere değememesine dikkat ederlermiş. Daha sonra dikatlice eline alıp eve götürülermiş. Genelde büyük bir meşe, kayın veya armut ağacı gibi sağlıklı ve verimli, doğurgan bir ağaç kesiliyor. Bazı bölgelerde bayram kıyafetli genç erkek kütükle birlikte eve giriyor.
Evin en yaşlı kadını, kütüğün üzerine buğday taneleri döküyor. Akşamsı ise kütük aile arasında törenle yakılıyor. Ateşin alevlerine göre, yıl hakkında tahminler yapılıyor. Alevler büyük ise, bereketli bir yıl olacaktır. Bütün gece boyunca kütük yanıyor ve alev yapıyorsa ve kütük sonuna kadar yandıysa, bu ev için iyi bir işarettir. Kütükten geri kalan külün sihirli güce sahip olduğuna inanılıyor, bir çömleye toplanıp tarlalara buğday ekilirken tohumların arasına, hayvan yemine konuyor ve ayrıca hekimlikte de kullanılıyor.
Sadece kütüğün ve ateşin hazırlanması değildir Noel arifesini özel kıllan. O akşamın bütün hazırlıklar, yeni Tanrı’nın, yeni hayat ve sıcaklık getirmek için gelen genç Güneşin doğumunu müjdeliyor, herşey bunun için hazırlanıyor. Yine Noel Arifesi gecesinden itibaren sözüm ona “pis günler “başlıyor. Bu 12 günlük dönem, Meryem Ana’nın doğum sancısının tuttuğu günlerden başlayarak, Hasreti İsa’nın doğumuna ve taa 6 Ocak, Hasreti İsa’nın Ürdün henrindeki vaftiz edilişine kadar sürüyor.
Aynı zamanda Noel Arifesindeki sofra, Noel perhizin son yemeği olarak, son etsiz yemekli sofradır. Doğadaki yeni geçiş dönemi büyük bir bolluk, yani doğanın verdiği her türlü gıda ile karşılanıyor. Genelde sofraya tek sayıda yemekler konuyor. Ama sofrada kabarttılmış buğday, pişmiş fasulye, bulgurlu veya pirinçli sarmalar ve hoşaf bulundurulması şarttır. Yanlarına sarımsak, soğan, yaş meyve, çeviz ve şarap da konuyor. Sofrayı süsleyen ekmeğin üstüne tarımla, bahçeyle ilgili işaretler konuyor.
Sofranın hazır olduğu an, evin en yaşlı erkeği sofrayı tütsüyor. Akşam yemeği başlamadan önce özel olarak hazırlanan ekmek, törensel bir şekilde parçalanıyor. Bazı bölgelerde ekmeğin içine para konuyor, ilk ekmek parçası Meryem Ana’ya ayrılıyor. Akşam yemeği erken başlıyor, buğday başakları erken olsun ve dolsun diye. Sofradaki çevizden herkes payını alıyor. Çevizin içi doluysa, demek ki o kişiyi güzel ve bereketli bir yıl bekliyor. Toprağın ve Tanrının verdiği tüm gıdalarla süslü sofra, gece boyu kaldırılmıyor ve sabaha kadar bırakılıyor. Gece saat tam 12’yi gösterirken tüm çanlar, Hasreti İsa’nın doğumunu müjdeliyor. Yine gece yarısı Koledari erkek grubu, ev ev köyü dolaşmaya başlıyor. Her haneyi ziyaret eden Koledari grubu ailenin her ferdi için mani söylüyor ve sağlık bereket, bolluk dileklerinde bulunuyor.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Simitli 21. yıl olmak üzere büyük bir festivale ev sahipliği yapıyor. “Simitliya- Kukeri’nin Kadim Toprakları” adlı Maskeli Oyunlar Şenliği ülkede en büyük “kukeri” etkinlikleri arasında yer alıyor. Haftasonu iki gün içinde 9 bin..
Stara Zagora’nın Zmeyovo köyü sakinleri, 21 Aralık’ta tarifini sır gibi sakladıkları pelin şarabı şenliklerinde bir araya geliyor. Eski Bulgar geleneğine göre, misafirler meydanda ekmek ve tuz ile karşılanacak, sahneye çıkacak folklor..
İ ngiltere 'nin iç bölgelerinde yaşayan Bulgaristan vatandaşlarını bir araya getiren “Bılgaria” Derneği’nden Violeta İvanova , 22 ila 27 Ekim tarihleri arasında “Bılgaria” Derneği’nin Antalya’da Folklor Festivali..