Paris’te terör saldırılarından üç gün sonra, halk olanların şokundan sıyrılıyor, hayat normal raylarına oturmaya başlıyor, toplum ayakta kaldığını ve yılmadığını gösteriyor. Ancak bu ne toplum üzerindeki korku etkisini, ne de terörizme karşı lanet, nefret ve trajediyle ilgili derin izlerin silinmesine yetmiyor. Çağdaş dünyamızın en büyük acısı terör yine kanlı bir şekilde kendini gösterdi. Bulgaristan’daki tepkiler, hem Fransız halkıyla dayanışmayı hem de bu illet ile mücadelede Bulgar makamlarının kararlılığını gözler önüne serdi.
Bulgaristan vatandaşları Sofya’da Fransa elçiliği önüne çiçekler koydu, mumlar yaktı, taziye mesajları bıraktı ve dayanışma ile kurbanların yakınlarının acısını paylaştı. NDK- Ulusal Kültür Sarayı ve Veliko Tırnovo’da Tsarevets Tepesi Fransız Bayrağının renkleriyle ışıklandırıldı. Kişisel anlamda ise binlerce Bulgaristan vatandaşı Facebook hesaplarındaki profil resimlerini Fransa bayrağının renkleriyle kapladı.
Bulgaristan vatandaşının teröre karşı duyarlılığı, sadece onun kronik olarak kendini göstermesinden kaynaklanmıyor, kurbanlar arasında sık, sık Bulgarlar da oluyor. Bu da hassasiyeti arttırıyor. Şimdi de Paris’te ölenler arasında iki Bulgar vatandaşı var. 2012 yılında Burgas’ta İsrailli turistlerle dolu otobüse düzenlenen bombalı saldırıda bir Bulgaristan vatandaşı hayatını kaybetmişti, 2004 yılında Madrid’teki terör saldırısında dört Bulgar hayatını kaybetti.
Bulgaristan’a direk terör saldırısı yok, şeklindeki açıklamalara rağmen, yönetim çok sıkı önlemler aldı. Hükümet, sınırları kapatma yönündeki seslere kulak vermedi, fakat AB dış sınırı olan ülke olarak sınır güvenliğini arttırdı. Türkiye, Makedonya ve Sırbistan sınır kapılarında %100 denetimler yapılıyor, sıkı kontrol sonucu trafikte aksamalar var. Sofya havaalanında da sıkı güvenlik tedbirleri dolayısıyla gecikmeler yaşanıyor. Yurt çapında kaçak göçmenlere karşı operasyonlar düzenlendi, olası tehlikeli bina ve yerlerde sıkı polis önlemleri alındı.
Sıkı önlemlerin halk adında getirdiği rahatsızlıklara rağmen, toplum bu tedbirleri anlayışla karşılıyor. Hatta bazılarına göre, polis emniyeti yeterli değil.İnsanlar herşeye rağmen, teröre karşı çaresiz kalındığı, yeterli önlem ve çözümlerin aranmadığı konusunda tedirgin. Terörle mücadele daha emin ve kararlı adımlar bekleniyor. Örneğin mülteci akınına karşı daha sıkı kontroller uygulanması isteniliyor. Tüm Avrupa kıtasını tehdit eden göçmen baskısı, ekonomik, sosyal ve politik problem olarak boyutlarını genişletiyor.
Bulgaristan’da da boy gösteren radikal İslam hücrelerinin kriminal suç olarak yasalara işlenmesi, dünya çapında teröre karşı birleşme gibi adımlar gerekli. İŞİD’e karşı sadece kısmi oluşum ve ortaklıklar yerine, ABD ve Rusya gibi rakiplerin bile aynı cephede mücadele etmesi istenilebilir. İŞİD tüm bu eylemlerleriyle sınır ve mekan tanımadığını kanıtlıyor.
Bu anlamda, konuyla ilgili bütün uluslararası forumlar mercek altında izlenmeli. Yapılacak ilk forum ise, Fransa’nın talebi üzerine bu hafta AB İçişleri Bakanlarının olağanüstü güvenlik zirvesi oalcaktır.
Çeviri: Sevda Dükkanci
Bulgaristan Radyosu 16 Şubat’ta 89. yılını kutluyor . Kuruluşundan bu yana geçen uzun yıllar boyunca çok dilli medya kuruluşumuz, bilgi kanalı olmaktan öte dünyanın dört bir köşesinde bulunan dinleyicileri ile dostluk ve gönül bağı da oluşturdu ...
Tuna nehri üzerindeki Tutrakan şehrine yakın bulunan ve korumalı alan statüsünde olan “Kalimok-Brışlen” mevkiinde bu sezon için ilk tepeli pelikan yavrusu ortaya çıktı. "BirdLife Bulgaria" Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği tarafından yapılan..
13 Şubat Dünya Radyo Günü bu yıl iklim değişikliklerine adandı. Bu seçim tesadüf değil - 2025 yılı Paris İklim Anlaşması tarafından insanlığın küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar en fazla 1.5 derece ile sınırlandırmaya yönelik uzun vadeli..
Bundan t am 3 yıl önce, 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'yı işgali başladı . B u olay, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden 77 yıl sonra..