Çocukluğundan beri Bela Benova Karadeniz şehri olan Varna’nın uçsuz bucaksız güzelliğinin tadını çıkarıyor. Bela İvanova, kendi sözlerine göre, gezgin, fotoğrafçı ve iki kitabı olan ve yazmaya çalışan bir yazar kişidir. Kendisi, Fransa’da stüdyo teknolojileri ve prodüktörlük alanında eğitim gördü, doktora yaptı.
Bela İvanova ayrıca, “Nabız Atan Işık Yolunda” adlı kitabın da yazarıdır. Bu yazıda Durankulak’tan Rezovo’ya kadarki deniz fenerlerini dolaşan bir bisiklet yolculuğu tasvir ediliyor. Deniz fenerlerini sevmek için birinin deniz kenarında doğması gerekiyor mu? Bela İvanova bu soruya şöyle bir cevap veriyor: “Öyle bir zorunluluk yoktur. Ben sadece Varna’da yaşadığım apartman dairesinin balkonunda Galata deniz fenerinin ışığını seyrederek büyümüşüm. Deniz fenerlerine aşkım da o zamanlardan kaynaklanıyor. “Nabız Atan Işık Yolunda” kitabı, 2007 yılında arkadaşlarla bütün Karadeniz fenerlerini gezdikten sonra kazandığım izlenimlerimi tasvir etmek için birkaç yıllık denemelerimden sonra ortaya çıktı.”
Günler önce Bela İvanova’nın ikinci kitabı “Kapılar” kitabı da çıktı. İşte Bela’nın bu konudaki anlattıkları: “Bu kitabımda çok yıldan beri topladığım metinler karışımıdır. En erken metinler, 1997 yılındandır, en yenileri ise 2012 yılındandır. Metinlerin her biri, özgürlüğe, zamana ve alana geçiş sembolü olarak Kapı ile ilgilidir. Her metnin konuya bağlı bir fotoğrafı da var. Her fotoğrafta da grafiti ile resmedilen bir kapı bulunuyor. Fotoğraflar, Nisan 2014’te Portekiz’in Madeira adasında yapıldı.”
Çeviri: Rayna İvanova
20 Eylül saat 11 civarında, Prof. Dr. Lyudmil Vagalinski’nin ekibinden arkeologlar, Antik kent Heraclea Sintica’nın büyük kanalizasyon kanalında ikinci heykel keşfettiler . BGNES’in Archaeologia Bulgarica sitesine dayandırdığı..
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...