Marta Nine, harika bir bayramdır! 1 Mart tarihinde Bulgaristan’ın tamamı beyaz kırmızı ipliğe bürünür. Küçüklü büyüklü herkes, birbirine sarılmış beyaz ve kırmızı iplikle süslenir. Güneş ışınları daha da parlar, gün uzar, insanların yüzleri güler.Kış bir adım geri çekilir, sağlık, kısmet ve bereket ümidi yeniden doğar ve bu böyle artık 1300 yıl devam eder. 1 Mart veya diğer adı ile Marta Nine günü, sırf Bulgaristan’da kutlanır. Bu günde bizler Bulgaristan halkının onuruna Internet arama motoru Google’nin baş sayfa yazısı bile beyaz ve kırmızı renkli olur!
Bir varmış bir yokmuş çok eskiden çok uzak dağlarda Marta Nine yaşarmış. Marta Nine güldü mü, güneş altın gibi parlarmış, kuşlar öter, çimler yeşerirmiş. Marta Nine kızdı mı dağın üzerine kara bulutlar çökermiş, rüzgarla karlar ormanı teslim alır, her yeri soğuk dondurur, kuş sesleri de kesilirmiş. Bu yüzden de eski zamanlardan biri Bulgarlar, Marta Nine’yi yumuşatmak için çocuklara, kızlara, koyun ve ineklere, meyve ağaçlarına beyaz ve kırmızı iplik bağlarmış. Her evin önünde asılan ipliklerin haneyi kötü insanlardan, hastalıklardan ve nazardan koruduğuna inanılırmış. Beyaz kırmızılı ipliği gören Marta Nine’nin yüzü gülermiş, gökyüzüne güneş gelirmiş. İşte 1 Mart günü ak ve al iplikten yapılmış “martenitsalar” sunma geleneğinin hikayesi budur.
Martenista ipliği neden kırmızı ve beyaz olur diye soracak olursanız bu renkler, eski zamanların semboliği ve büyüsünü taşıyor. Kırmızı ip, güç, kan, güneş ve sıcaklığın sembolüdür. Aslında kırmızı, renk, Bulgar ulusal kıyafetlerinde ve oyalarda da üstün geliyor. Beyaz iplik ise iyilik ve ışığın simgesidir. Gelenek ilk leyleği görünce ipliği çıkarıp büyük bir taşın altına saklamamızı buyuruyor. Bundan 9 gün sonra da taşın altına ne gibi hayvancıkların girdiğini yokluyoruz. Ne kadar çok hayvancık olursa yıl içindeki bereket de o kadar büyük olur. Başka bir inanışa göre ise martenitsalar akarsuya atılır, böylece işlerimiz su gibi yürüyecek diye inanılır. Diğer bir göreneğe göre ise herkes 1 ila 22 Mart günleri arasında kendine bir gün seçer ve o gün hava nasıl olursa yıl boyunca şansı da aynı olur. Hava sıcak ve güneşli olursa kişinin şansı yaver gidecek, kötü ve bulutlu olursa da kendisini şansızlık bekliyor demektir.
1 Mart günün Bulgaristan büyük bir “martenista” andırır
Günümüzde “martenista” ipliği, sevgi, sağlık ve uzun ömrün sembolüdür. Beyaz renk, insanlar arasındaki ilişkilerin temizliğini, kırmızı renk ise sıcaklık ve dostluğu simgeliyor. Bu yüzden de birçok kişi, martenitsa ipliğini kendi elleri ile işliyor, işlerken de alıcısın düşünüyor. 1 Mart günü hepimiz martenitsa takıyoruz. Geleneksel iplik, halis yüzden yapılıyorsa da halkın hayal gücü ve yaratıcılığı başka süsler de katıyor. Her renkten iplikler birbirine sarılıyor, boncuk, madeni para ve daha neler neler tutuşturuluyor. Çocukların yüzlerini en çok farklı masal kahramanları güldürüyor. Ayrıca isimli, ahşap figürlü ve boncuklu iplikler de çok seviliyor, bileklere alabildiğince martenitsa dizliyor. Beyaz kırmızılı küpeler, kravatlar takılıyor, çorap ve şapkalar giyiniyor, bazıları da tepeden tırnağa kadar kırmızı ve beyaz giyiyorlar. Sokaktaki tezgahlarda sempatik püskül bolluğu gözleri kamaştırıyor. Polis görevlileri, araçlar, bisikletler, köpekler, mağazalar ve kafeler, cam ve vitrinler, avlu ve bahçeler martenistalarla donatılıyor. 25 Mart gününe kadar leylek göremeyenler de ipliği çıkarıp meyve ağacına bağlıyorlar.
1300 yıllık bir efsane
Martenitsa ipliğinin kökeni ile ilgili birkaç efsane vardır, hepsi de Proto-Bulgarlar’la ve Bulgar devletinini kurucusu Asparuh Han’la alakalıdır. Efsanelerden biri bizi bundan 1300 yıl öncesine götürüyor. Hunlar’ın bozguna uğrattığı ve kızkardeşi Huba’yı esir aldıkları Asparuh Han Bulgarlar için yeni topraklar aramak için yola çıkmış. Bugünkü topraklarımıza gelince Han, kızkardeşine doğan kuşu ile haber göndermiş, Tuna nehrinin güneyinde bir cennet köşesi bulduğunu ve oraya yerleşeceğini bildirmiş. Bunun üzerine kaçmayı başaran Huba, doğan kuşuna beyaz ipekten bir ip bağlamış, geleceğini haber vermek için. Kuş, Huba’ya yeni yurduna kadar yol göstermiş, ancak sonunda düşman oku kuşa saplanınca doğanın kanı ipliği kırmızıya boyamış. Kardeşinin kurtulduğu müjdesini alan Asparuh Han da doğandaki beyaz kırmızılı iplikten ipler alıp askerlerinin bileklerine bağlamaya başlamış ve Bulgarlar’ın birliğininin simgesi olarak iki rengin asla ayırmamasını emretmiş. 681 yılının 1 Mart günüymüş. O gün bugündür beyaz kırmızılı iplik dünyadaki Bulgarlar’ı birbirine bağlıyor, Asparuh Han’ı unutturmuyor.
Çeviri:Tanya Blagova
Arnavutluk’ta yapılan son resmi nüfus sayımı verilerine göre, Bulgar azınlığı ülkedeki en büyük azınlıklardan biridir. 7057 kişi kendisini Bulgar olarak tanımladı. Karşılaştırma yapacak olursak 23 bin kişi Yunan, 12 bin kişi Mısırlı, 9813 kişi..
Bulgar süslemeleriyle parlayan Noel ağacı Chicago’daki Bilim ve Sanayi Müzesi’nin merkezinde yerini aldı. “Rüzgarlı şehir” Chicago’da yaşayan Bulgarlar, üst üste beşinci kez, 30 binden fazla renkli ışık ve yüzlerce aksesuarla Bulgar Noel ağacının..
Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..