Gazeteci ve araştırmacı dr. Marian Karagyozov, prof. Cengiz Hakov hakkında:

“Uzağı görebiliyorsak devlerin omuzlarında durduğumuz içindir”

Gazeteci ve araştırmacı dr. Marian Karagyozov, prof. Cengiz Hakov hakkında

Tarihçi, araştırmacı yazar, akademisyen ve Bulgaristan’daki Türk toplumunun önemli aydınlarından biri olan prof. Cengiz Hakov’un hakkın rahmetine kavuşması üzerine sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda duygu ve düşüncelerini dile getiren gazeteci ve araştırmacı dr. Marian Karagyozov, Isaac Newton’un meşhur sözüne atıfta bulunarak “Uzağı görebiliyorsak, devlerin omuzlarında durduğumuz içindirdiye yazdı. Profesör Hakov’un ders verdiği son üniversite öğrencileri arasında yer alma şerefine nail olduğunu belirten Karagyozov, profesörün kitaplarından birini imzalarken “En iyi öğrencilerimden birine” cümlesini kullanmasının, kendisine önemli vazifeler getirdiğini paylaştı.

Bulgaristan Ulusal Radyosu’nun eski İstanbul muhabiri olan, kısa süreliğine BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde çalışan, şimdi ise Bulgaristan Bilimler Akademisi BAN’da araştırmacı olan dr. Karagyozov, radyomuza konuşurken profesör Hakov’un bilime olan katkılarını anlattı, ünlü tarihçinin öğrencilerinde bıraktığı izden bahsetti.

Karagyozov, Cengiz Hakov’un adını bilime altın harflerle yazdıran çalışmalarını şöyle anlattı:

Dr. Marian Karagyozov

Profesör Cengiz Hakov, 40 yıl zarfında BAN bünyesindeki Balkan Araştırmaları Enstitüsü'nde çağdaş Türkiye araştırmaları yaptı. Enstitünün kurucularından ve ilk uzmanlarından biri olan Hakov, bilimsel karyeri süresince Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış politikası konulu kitaplar yazdı. Türkiye’de siyasi mücadeleler, Orta Doğu ülkeleri ile ilişkileri ve ordunun rolüne ilişkin olan bazı kitapları, arşiv belgelerine ve basında çıkan yazılara dayalı olduğu için güncelliğini hala koruyordiyen Marian Karagyozov, devamla şöyle konuştu: “ Araştırmacı ve öğretim üyesi olarak kayda değer bir karyer yapan prof. Hakov, Bulgaristan ve Türkiye arasındaki ilişkilere dair araştırmalara büyük katkılar sağladı, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya dönemi ve Atatürk’ün cumhurbaşkanı olduğu dönemde, vefat ettiği 1938 yılına kadar Bulgar-Türk ilişkileri inceledi.

Sofya Ateşemiliteri Kur. Bnb. M. Kemal Atatürk, 11-12 Mayıs 1914 gecesi Sofya'da düzenlenen baloda giydiği yeniçeri kıyafetiyle

Bulgar-Türk ilişkileri ve Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı dönemi konusunda gerek Bulgar, gerekse de Türk tarih uzmanları tarafından çok şey yazıldığını kaydeden Karagözov, prof. Hakov’un çağdaş Türkiye’ye ilişkin gerçeklere ve belge analizine dayandırılan yazılarının ideolojileştirmeden arı oluşunun yazdığı eserlerin meziyetlerinden biri olduğunu vurguladı.

Cengiz Hakov’un bütün Balkanlar’da tanınan bir tarih uzmanı olduğunu, Kuzey Makedonya, Çekya, Rusya, Ukrayna ve Türkiye’den tarih uzmanları ile arkadaşlık ilişkileri sürdürdüğünü, bilimsel eserleri ve uluslararası konferanslarda sunduğu raporların ilgi ile okunduğunu kaydeden Karagyozov, Bulgaristan’da profesör ünvanlı ilk Türk olan tarihçinin bıraktığı eserlerin bundan sonra da okunan ve atıfta bulunulan kıymetli kaynak olacağını söyledi.

Profesör Hakov’un ders verdiği son üniversite öğrencileri arasında yer alma şerefine nail olduğunu belirten Karagyozov, profesörün kitaplarından birini imzalarken “En iyi öğrencilerimden birine” cümlesini kullanmasının, kendisine önemli vazifeler getirdiğini paylaştı.

“Çağdaş Türkiye’nin tarihi” kitabı, ülkenin iç ve dış politikası ile ekonomik süreçlere ilişkin Bulgar dilinde yazılan en geniş çaplı eser olmaya devam ediyor. Türkiye’nin iç ve dış politikasının farklı problemleri ve boyutlarına ve farklı on yıllık dönemleri derinlemesine inceleyen ayrı ayrı monografi ve kitaplar varsa da cumhuriyet dönemini bütünü ile kapsayan başka bir çalışma yoktur. Bulgar dilinde böyle tutarlı bir eserden faydalanabildiğimiz için şanslıyız. Atatürk’ün Sofya dönemi ve Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkiler ile ilgili yayımlanan iki dilli derleme kitabının da ikili ilişkiler konusunda basında çıkan makaleleri ve resmi belgeleri bir arada içerdiği için bundan sonraki tarihçi nesillerine de kolaylık sağlayacak.

Çağdaş Türkiye’nin tarihi” kitabının tarih ve Balkanistik öğrencileri ve konu ile ilgilenen herkes için temel ders kitabı niteliği taşıdığını belirten dr. Karagyozov, kendisinin de Türkiye’nin siyasi hayatında ordunun rolüne ilişkin yazdığı makalede, Bulgar araştırmacıları arasında bu konuyu kaleme alan ilk araştırmacı olarak prof. Cengiz Hakov’a atıfta bulunduğunu, ayrıca “2002-2011” döneminde Türkiye ve Orta Doğu” konulu doktora tezinde de Hakov’un “Türkiye ve Arap Doğusundaki politikası 1940-1970” başlıklı yapıtına göndermeler yaptığını ve bu şekilde profesörün uğraşlarına bir nevi devam getirdiğini ifade etti.

Bilimler Akademisi’nde bilim adamı karчyeri sona erdikten sonra prof. Hakov, Yüksek İslam Enstitüsü ve Yeni Bulgar Üniversitesi NBU gibi Bulgaristan’da bulunan farklı eğitim kuruluşlarında öğretim üyesi olarak görev aldı. Prof. Hakov’un NBU’da ders verdiği son sınıflardan birinde okuyan Karagyozov, Hakov’un üniversite öğrencilerine tarih dersi verirken anekdot söylemeyi sevdiğini, Atatürk’ün Sofya Operası’na hayran kalışının Türkiye’nin modernleştirilmesi yollarını arayışına sebep olması hikayesi ve Stefan Stambolov’un Sultan II. Abdülhamit tarafından kabul edilmesi hikayesi gibi anekdotların okutulan derslerin gençlerin akıllarında tuval misali kalmasını sağladığını anlatan Marian Karagyozov, tarih profesörünün üniversitelilerle olan büyük yaş farkına rağmen gençlerle arasına mesafe koymadığını, itibar sahibi olmakla beraber iletişime açık olduğunu, molalarda öğrencilerini kafede birlikte oturmaya davet ettiğini, insan olarak iyi, açık ve son derece mütevazı olduğunu, ünlü ve popüler bir bilim adamı olmasına rağmen bununla hiçbir zaman böbürlenmediğini anlattı.

Halen BAN Balkan Araştırmaları Enstitüsü’nün Çağdaş Balkanlar Bölümünde politolog olarak çalışan dr. Karagyozov, eskiden farklı bir ad taşımış olan bu bölümde profesör Hakov’un da görev yapmış olduğunu, Cengiz Hakov’un hayattayken sağlığı elverdiği zaman bölüm uzmanları ile temaslarını sürdürdüğünü ve bölümün her zaman beklenen ve arzulanan bir konuğu olduğunu anlattı.

BAN Balkan Araştırmaları Enstitüsü

Söyleşi : Sevda Dükkancı ve Tanya Blagova

Foto: özel arşiv, balkanstudies.bg, ktb.gov.tr, BNR
Още от БНР уеб