Kelime anlamı itibarıyla “dönmek, geri dönüş, dönüş yapmak, rücu etmek” anlamlarına gelen tövbe kavramı, dinî literatürde mezmûm/zemmedilen, yerilen, kötü ve olumsuz şeylerden vazgeçip övülen, güzel ve olumlu şeylere yönelmek şeklinde tarif edilmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de 88 yerde farklı şekillerde geçen tövbe ifadesi, ayrıca Kur’ân’ın 114 suresinden birinin adıdır.
Tövbe, kavramı bir tarafıyla Allah’a, bir tarafıyla da insana dönüktür. İnsanın tövbesi, kötülüklerden vazgeçip Allah’a yönelerek affını ve bağışlamasını dilemesidir ve genellikle tövbe olarak kullandığımız kelimeyi bu anlamda kullanmaktayız. Kur’ân-ı Kerim’e baktığımızda Allah’ın tövbesi de söz konusudur ki, kulun işlediği yanlış ve günaha karşı tövbe etmesi sonucu Allah’ın onun tövbesini kabul edip lütuf ve ihsanlarıyla kuluna yönelmesi anlamındadır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de geçen tövbe ifadeleri 35 yerde Allah’ın tövbesi, 53 yerde ise insanın tövbesi ile ilgilidir.
Allah’ın en güzel isimlerinden, yani esma-i hüsnasından biri Tevvâb ism-i şerifidir. Tövbeleri çok kabul eden anlamına gelen bu isim, insana umut kaynağıdır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim ve Peygmaber Efendimizin hadis-i şeriflerine baktığımızda Allah’ın insannlara sunduğu açık bir çekin olduğu görülmektedir ki, bu tövbeleri kabul edeceği, yani tövbe kapısının devamlı açık olduğudur. İnsandan beklenen günahsızlık olmayıp işlediği günahların farkına vararak dönüş yapabilmesidir, düştüğü çukurdan çıkabilmesidir.
Bununla birlikte tövbe, insanı özüne döndürerek yükseltecek bir fırsat olmakla birlikte hüsranla sonuçlanabilecek bir hayatın değerlendirilmeyen bir fırsatına da dönüşebilir. Firavun’un can boğaza gelince yaptığı tövbeyi hatırlayalım...
Dolayısıyla can boğaza gelmeden tövbe etmeye gayret edelim... Can boğaza ne zaman gelir, bunu ancak Allah bilir... Öyleyse her dem tövbe etme çabasında olalım, nitekim masum ve günahlardan berî olan şefaat kaynağı son peygamber Hazreti Muhammed (s.a.s.) bile ben günde 70 ya da başka rivayetlerde 100 defa tövbe ve istiğfar ederek Allah’tan bağışlama diliyorum demesi hiç boşuna değil...
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..
21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..