Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

AB “Euranet Plus” Radyo Ağı haberidir

Doğu Avrupa'daki haneler, bu kış Batı Avrupa'dakilerine göre,"Yemek mi, ısınma mı?" sorusu ile karşı karşıya kalmayacak

Avrupa'da pek çok kişi, kış sezonunun, cüzdanlarını nasıl etkileyeceğini ve örneğin sıcak bir ev mi, yoksa dolu bir buzdolabı mı arasında seçim yapmak zorunda kalacakları sorusu ile karşı karşıya gelmiş bulunuyor.

Bulgaristan Enerji ve Madencilik Forumu uzmanı Anton İvanov, tüketiciler olarak bu sezon Avrupa'daki diğer ülkeler gibi "Yemek mi, yoksa ısınma mı?" seçeneğiyle karşı karşıya kalıp kalamayacağımız sorusuna şu cevabı verdi:

Anton İvanov

 “Bulgaristan'da elektrik fiyatları artmasa da, elektrik masraflarının  arttığı ve diğer artan maliyetler de dikkate alınırsa,  kış aylarında Bulgaristan’daki hanelerin olduğu gibi Avrupalı ​​haneler, kendilerini sınırlamak zorundadır."

Uzman, Uluslararası "Evranet Plus" Haber Merkezi tarafından hazırlanan ve bu kış Eski Kıta'da elektrik ve doğalgaz kullananların bir kısmını bekleyen "tatsız seçim" den söz eden ve başlığı altındaki makaleye şu yorumu getirdi:

“En azından geçen seneki kadar bu durumla karşılaşmıyoruz, yani bu konuda bir değişiklik yok."

Ancak biz, bunların arasında değiliz, çünkü "Bulgaristan'da haneler için elektrik fiyatı artmadı, çünkü AB'de düzenlenmiş piyasasını koruyan tek ülke olduğumuzu düşünüyorum"  diyen Anton İvanov,

"Bu anlamda, yerli tüketiciler fiyat artışlarından güvendedir, ancak ısınmayı elektrikle tercih edenler gerçekten de daha yüksek faturalarla yüzleşmek zorunda kalacaklar ve bu da bazı hanelerde muhtemelen onları daha zor bir seçimle karşı karşıya bırakacak.” uyarısında bulundu.

Bu makale, aynı zamanda Strasbourg'un Avrupa Parlamentosu üyelerinin Kasım ayında Avrupa Komisyonu'na yaptığı, hane bütçelerine yük getiren fiyatlardaki artışla başa çıkmak için harekete geçme çağrısını da hatırlatıyor.

Krizi kontrol altına almak için vergi indirimleri, sübvansiyonlar ve fiyat tavanları uygulayan ülkelerden örnekler veriliyor.

Bunların arasında, Polonya İklim ve Çevre Bakanı Paulina Hennig-Kloska'nın söylediği gibi "2025'te dokuz ay süreyle" enerji fiyatlarının dondurulduğu Varşova da var. Viyana’nın aldığı önlemleri Avusturya Federal Hükümeti İklim ve Enerji Fonu'ndan Caroline Nwafor şöyle özetledi:

“Enerji yoksulluğuna çözüm bulmak amacıyla federal hükümet üç program sunuyor: Bunlardan biri "Enerji Şemsiyesi", ikincisi "Herkes için Temiz Isıtma" ve üçüncüsü, herkesin ücretsiz enerji tavsiyesi alabileceği, buzdolabı veya soba da dahil olmak üzere, eski bir veya iki ev aletini değiştirebeleceği "Evde Enerji Tasarrufudur."

Romanya Enerji Bakanı Sebastian Burduja “Rumenlerin, soğuk havalarda faturaları konusunda endişelenmelerine gerek yok! Doğalgaz olacak! Elektrik de dahil, faturalarda da tavan uygulanacak.” sözünü verdi. Yunan meslektaşıTheodoros Skylakakis ise, her iki ülkenin de bizim de katılımımızla ortak girişimini hatırlattı:

“Güneydoğu Avrupa'da bu kez Avusturya'nın da dahil olduğu bir olguya tanık oluyoruz, fiyatlar ise absürt! Ucuz enerjiyle dolu olan Batı Avrupa ile bağlantı eksikliği de dahil olmak üzere, birçok faktör rol oynuyor. Ayrıca tüketicilerin ve işletmelerin zararına aşırı kar elde edilmesine izin vermeyecek bir araca da ihtiyacımız var.”

Anton İvanov, elektrik üreticilerinin elde ettiği fazla karlara uygulanan vergiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu, enerjinin piyasada çok pahalı olduğu ve bazı üreticilerin üretim maliyetlerinin çok yüksek olmadığı durumlarda kabul edilebilir, makul bir önlemdir. Ancak her üretici için çok net bir analiz, üreticileri denetleyen bir sistem olmalıdır ki, aşırı kar nedeniyle gerçekten vergilendirilsinler ve bazılarının piyasaya katılım nedeniyle cezalandırılmasınlar."

Bulgaristan Enerji ve Madencilik Forumu uzmanı, Bükreş, Atina ve Sofya’nın AK'ye gönderilen mektupta tekliflerle ilgili ayrıntıları da paylaştı:

“Üç ülke, şu anda kritik bağlantılar olan Macaristan, Slovakya ve Slovenya sınırlarındaki ara bağlantıların kapasitesinin artırılmasına yönelik karşılıklı çıkar projelerinin hızlandırılması çağrısında bulundu, ancak bu zaman alacak. Diğer önlem ise, Avrupa'daki elektrik piyasasının daha derin bir analizidir, böylece belirli pazar alanlarında fiyat artışlarına izin verilmez.”

Almanya'nın Sol Parti liderleri ve AP milletvekili  Martin Schirdewan da, Avrupa enerji piyasasının düzenlenmesi yönünde çağrıda bulundu:

“Uzun vadede bu pazarın stratejik düzenlenmesine ihtiyacımız var.Yenilenebilir enerji kaynaklarına da yatırım yapmamız gerekiyor.”

Sosyalistler ve Demokratların İlerici İttifakı'ndan Romanya AP milletvekili Dan Nica şu soruyu yöneltti:

“AB'de borsalar gibi, düzenlenmeyen tek büyük piyasa elektrik piyasası ve doğal gaz piyasasıdır. Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA)’ya göre, bunlar tipik takas mekanizmalarını kullanan yegâne iki piyasadır. Şeffaflık ve öngörülebilirliğin olması ve AB'de elektrik ve gazın nasıl ve kime satıldığını bilmemiz için bu piyasaların döviz düzenlemesine ilişkin bir teklif ne zaman olacak?”

Elektrik piyasasının iki özelliği var” diyen Anton İvanov, şunları belirtti:

“Birincisi, elektrik enerjisinin henüz uzun süre depolanamaması, yani anında üretilip tüketilmesidir. Elektrik enerjisinin ikinci özelliği ise tam da dediğim gibi pazarın farklı noktalarında son kullanıcıya ulaştırılmasının garanti edilememesidir.

Peki bu kış ülkemizde yaşanabilecek ciddi bir enerji krizinden endişelenmek için bir nedenimiz var mı?


Enerji krizi arz güvenliğiyle ilgilidir, insanlar, özellikle de elektrikli ısıtmaya geçenler, güvenli ve güvenilir olmak için elektrik kaynaklarına olan bağımlılıklarını artırıyorlar.Maalesef, son yıllarda sadece Bulgaristan'da değil, bölgede de çok sayıda kömürlü termik santral kapatıldı. Çevresel dezavantajlarını hepimiz biliyoruz ama bunlar yerel enerji kaynağı kullanmaları, dış kaynaklardan bağımsız olmaları ve sürekli elektrik enerjisi üretimi sağlamaları nedeniyle son derece güvenilir kapasitelerdir.Kapasiteler büyük oranda yenilenebilir enerji kaynakları ile değiştirilmiş ancak özellikle güneş enerjisi kaynakları kış aylarında gerekli arz güvenliğini sağlamamaktadır.”

Makaleden açıkça anlaşıldığı gibi, Avrupa'da ortak bir yaklaşımın bulunmaması, ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını artırıyor, ancak aynı zamanda özellikle Güneydoğu Avrupa'da enerji yoksulluğunun düzeylerini de artırıyor.

Bu göstergeye göre ülkemizde durum nedir?

"Çok sayıda Bulgaristan hanesi bu gruba giriyor.Mevzuatımızda artık “enerji yoksulu” tanımı mevcut, ancak düzenleyici çerçeve henüz böyle bir gruba girecek hanelerin istatistiksel analizine imkan verecek kadar gelişmemiştir. Bulgaristan açısından, enerji yoksulu tanımının yürürlüğe girmesi ve ikinci olarak elektrik fiyatlarında sıçramaya yol açması beklenen piyasanın serbestleşmesi Bulgaristan açısından büyük endişe kaynağıdır, yani başlangıçta fiyatları düzenlediğimizde, fiyatları koruduğumuzda, enerji yoksulu olmayan, ancak serbestleşmeyle birlikte Bulgaristan'da enerji yoksulu sayısı birdenbire artacak olan hane halkı üzerinde ek bir etki yaratacağız.”


Sofya, bu etkiyi hafifletmek için ne gibi önlemler alabilir? 


"Bu kiş söz konusu değil, ancak önümüzdeki kıştan bahsediyoruz - olası dalgalanmaları telafi etmek için Enerji Sistemi Güvenlik Fonu'nda mali tamponlara sahip olmamızı sağlayacak önlemler alınmalıdır. Daha sonra tarife seçenekleri getirilmeli, üzerinde piyasa fiyatlarının daha belirgin olacağı korunan bir tüketim seviyesi olmalıdır. Burada piyasanın liberalleşmesi sürecinde Bulgaristan'da hanelerini bazı olumsuz fiyat gelişmelerinden korumaya yönelik bir dizi önlemden bahsetmek gerekiyor”.


Makale ayrıca enerji karışımlarında daha az yenilenebilir enerjiye sahip olan ülkelerin daha yüksek düzeyde enerji yoksulluğuyla karşı karşıya kalacağını da açıkça ortaya koyuyor.

Biz onların arasında mıyız?

Anton İvanov şunları belirtti:

“Bulgaristan, yüksek oranda kömür yakıtlı enerji santrallerine sahip olmasına rağmen, yüksek oranda düşük emisyonlu enerji santralleri de kullanıyor, bunlar, düşük emisyon faktörüne sahip nükleer enerji santralleri de dahil olmak üzere, hidroelektrik santrallerdir. Ancak burada vurgulanan nokta, uzun vadede Avrupa'da genel olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına doygunluk noktasına geldiğimizde, o zaman bir bütün olarak Avrupa'nın dış kaynaklara çok daha az bağımlı olacağı ve bu anlamda daha düşük fiyatlara sahip olacağımızdır.”


 “Yenilenebilir enerji kaynakları (RES) tesislerinin diğer yüksek emisyonlu enerji kaynaklarını gereksiz hale getirecek kadar çok olacağı geleceğe nasıl ulaşacağımız konusunda net olmamız gerekiyor” diyen uzman "Şu an için bölgemizde enerji eksikliğinın yaşandığı dönemde Orta ve Batı Avrupa'dan yeterli tedarike güvenemiyoru” ifadelerini kullandı.

Bulgaristan Enerji ve Madencilik Forumu uzmanı Anton İvanov şunları belirtti:

"Bu geçiş dönemi için şu anda sahip olduğumuz güvenilir enerji kaynaklarından vazgeçilmesinin çok daha ılımlı bir şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz, öyle ki, hanelerimizin kısa bir süre için de olsa, son derece yüksek elektrik enerjisi temin edilememe risklerine maruz kalmasın.”

Çeviri: Şevkiye Çakır


Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin  orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları yola çıkıyor

33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere Antarktida’ya yol aldı. “Aziz Kiril ile Aziz Metodiy” araştırma gemisine ilk defa Yunanistan ve..

Eklenme 08.11.2024 11:24

ABD başkanlık seçimlerinin sonucu AB'yi nasıl etkileyecek?

ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..

Eklenme 05.11.2024 09:14

Antarktida iklim değişikliğin motorudur

İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..

Eklenme 04.11.2024 12:50