Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Pomorie şehrinin limanında günümüzde genellikle yatlar demir atmış, eski ahşap balıkçı teknelerin yerini ise modern, güçlü motorlara sahip tekneler almış durumda.
Pomorie halkının geleneksel geçim kaynağı balıkçılık, ahşap tekneler, ağlar ve balıkçı takımlarıyla birlikte kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden biri haline geldi. Pomoriye’de doğup büyüyen ve çocukluğundan beri tekneler ve deniz ile iç içe olan Yanko Prodromov, buradaki insanların hayatı ve deniz ile ilgili hikayeler anlatacak yaşlı balıkçılar da neredeyse kalmadığını söyledi.
Pomoriye Balıkçılık ve Denizcilik Ziyaretçi Merkezi’nde ziyaretçileri ağırlayan Yanko, balıkçılık ile ilgili bilgilerini paylaştı:
"Deniz çok şeyler verir ve çok şeyler de alır. Önce insan denize alışmalı, deniz tutmadan teknede kalmaya dayanabilmesi gerekir ve sonra balık tutmaya başlayabilir. Farklı balık türleri, farklı balık ağları gerektirir. Yandan baktığınızda, diğerlerin daha kolay yakaladığını düşünürsünüz, ancak herkesin sırası gelir. Zengin balıkçı görmedim- eğer biraz daha para kazanırsa balıkçı yine ağ almaya gider.”
Pomorie’deki balıkçılığa adanmış özel bir sergide 1929 yılında donan Karadeniz’in fotoğraflarından, tekneleri sabitlemek için kullanılan demir ve balıkçı düğümlerine kadar her şey görebilirsiniz. Duvarda Kristof Colomb’un kullandığı ve eski Anhialo (günümüzde Pomorie) kasabasının limanının işaretlendiği haritanın renkli fotokopisi asılıdır.
Müze, şehir yakınlarında 933-1934 yıllarında inşa edilen ve restore edilen Su kulesinde yer almaktadır. Orijinal hali korunmuş binanın seyir terası ise size denize ve kentin eski kısmına muhteşem manzara sunar.
Yanko Prodromov, bize Su kulesinin sakladığı hikayeleri anlattı:
"Su kulesi, eskiden bir su pompası ile Lıka köyünden gelen kaynak su ile doldurulurdu ve kasabaya su sağlanırdı. Şarap üretim bölgesi olduğu için kule 1962 yılında şarap ile dolduruldu ve çeşmelerden su aktı. Bu üç katlı bir binadır. Binanın borularla birlikte temeli, kulenin yüksekliği kadardır.
Pomorie belediye başkanının fikri üzerine, yerel balıkçıların katkılarıyla bu ziyaret merkezini inşa ettik. Ülke genelinden gelen insanlar koleksiyona hayran kalıyor. Balıkçıların tekneleriyle birlikte 200’ün üzerinde fotoğrafımız var ve daha da fazla olmasını bekliyoruz”.
Yanko Prodoromov, eskiden şehir sakinlerinin daha misafirperver, daha konuşkan olduklarını hatırlıyor. “İnsanlar sokağa çıkıp balık pişiriyorlardı, sokaktan geçenlere ikram ediyorlardı. Şimdi ise herkes balığını alıp gidiyor.”
O zamandan bu yana çok şeyin değiştiğini ifade eden Yanko sözlerine şöyle devam etti: "Bir zamanlar insanlar navigasyon, denizde motorla bir şey olursa nasıl tamir edileceğini öğrenirdi. Hayatınız boyunca öğrenirsiniz ve yine de öğrenmeden bu dünyadan gidersiniz.
Balıkçılar denize çıktıklarında gabini olarak adlandırılan kürk astarlı uzun bir palto giyerlerdi. Babamın yedi kuzu kürkünden yapılan gabini vardı. Soğuklar daha Ekim ayında gelirdi ve denizde ağları beklerken iyice örtünmen gerekiyor. Balıkları daha denizde iken tuzlardık- soğuk dondurucular, buzdolapları yoktu. Buradaki Karadeniz tuzlalarından kaba tuz kullanılırdı. Tuzlalar da 2001-2002’lerde kapatıldı. Tuzun en az bir sene bekletilmesi gerekiyor. Denizimizin en güzel ve lezzetli balığı lüfer ve kalkandır, en merakla beklenen balık ise palamuttur.”
Geçen yüzyılın ortalarına kadar Pomorie’deki insanların yaşamı ve refahı uskumru balığının avına bağlıydı. Günümüzde uskumru az bulunsa da Yanko Prodromov gibi size uskumrunun nasıl pişirileceğini anlatabilecek insanlar hala var.
Çeviri: Ergül Bayraktar
Foto: Gergana Mançeva, Balıkçılık ve Denizcilik Ziyaretçi MerkeziYantra nehri Koca Balkan’da deniz seviyesinden 1220 mt yükseklikte doğar ve Gabrovo ile Veliko Tırnovo şehirlerinden geçerek, pitoresk vadiler ve geçitlerden kıvrılarak kuzeye akar. Tuna nehrine dökülmeden önce, Belyanovo ve Novgrad köylerinin bulunduğu..
Momchilovtsi, Rodoplar, Pamporovo ve Smolyan bölgesi, bu sonbaharda Çin'in Ningbo şehrinde düzenlenen turizm fuarında tanıtıldı. BTA’ya konuşan Smolyan'daki "Çin'in Dostları" Bulgar-Çin Derneği temsilcisi Momçil Karaivanov, 2009 yılında..
Veliko Tarnovo Bulgaristan’da en zengin kültür ve tarihi dokusu olan bir kenttir. Ortaçağdan günümüze gelen kadim şehre giren Bulgarlar olduğu kadar, yabancılar da kentin mimarisinden, ruhundan, tarihinden ve doğasından büyüleniyor. Diğer şehirlere..