Dünyanın farklı yerlerinde savaş, açlık, hastalık ve sonsuz umutsuzluk şartlarında yaşayan milyonlarca kişi, her gün ölüm kalım mücadelesi veriyor. Bu ülkelerden gelen bilir.
Suriye’deki savaşın başlamasından 3 yıl sonra ülkesini terk etmek zorunda kalan Dina Djevali’nin hayatı bunun örneklerinden biridir.
"Savaş zamanında insan çok kötü şeyler görür ve yaşar. Kötü derken neyi kastettiğimin doğru anlaşıldığından emin değilim. Her yerde dehşet verici şeyler var fakat orada “dehşet” kelimesinin anlamı ayrıdır diyen Dina, devamla en iyi dostu Nizar’ın ölümü ile sarsıldığını paylaşırken şunları anlattı: “ Suriye’de zorunlu olan askerlik görevine gitmek üzereyken beni arayıp kendime iyi bakacağıma dair söz vermemi istedi. Birkaç ay sonra ölüm haberini aldık. Ailesi cenaze töreni organize etmeye isteyince cansız bedeninin bulunduğu bölgeden ret cevabı geldi. Nitekim ebeveynleri, Nizar’ın cenazesi olmadan tören düzenlemek zorunda kaldı. Bunun üzerine naaşının hastaneye gönderildiği haberi geldi ve annesi cesedini teşhis etmeye gitti. Havanın çok sıcak olduğu bir yerde bulunan bedeni tanınamaz hale geldiği için anne oğlunu teşhis edemeyince tanınma işlemi teyzesi tarafından yapıldı ve ikinci defa cenaze töreni yapıldı. Bu hikayeyi anlatmakla demek istediğim şey ölümün bile herkes için aynı olmamasıdır. Herkesin ölümü acı verir, ölen herkes için yas tutulur, lakin birinin uzuvları eksik olduğu için annesi tarafından bile tanınamayan arkadaşım Nizar gibi ölmesi, yatakta, ailesi ile çevrili bir insanın vefatı ile aynı değildir.
Suriye’deyken Şam merkezli bir telekomünikasyon şirketinde çalıştığını ve ailesinden ayrı olarak, tek başına hükümetin ve isyancıların kontrolünde olan semtleri ayıran çizgide yer alan bir evde yaşadığını paylaşan Dina, Suriye’de günlük hayatın parçası olan diğer bir dehşet anını anlattı:
“Bir sabah güne kötü bir hisle uyanarak işe gitmemeye karar verdim. Çok geçmeden bomba yağmuruna tutulduk. Saldırı sanki saatlerce sürdü. Elektrik ve su kesildi”diyen Dina bunun gibi anlarda insanın kendini tamamen savunmasız ve çaresiz hissettiğini, yere kapanıp bitmesini beklemekten başka bir şey yapmak durumunda olmadığını ifade etti.
" Bu yüzden Bulgaristan’a geldiğimden beri hiç bir şeyi artık zor olarak görmüyorum. Beni durduracak bir şey de yok. Hiçbir şey yapma imkanımın olmadığı bir dönem yaşadım. Burada durum farklı. Bunu unutmamak gerekir.”
Bulgaristan’a 2013 yılında gelen Dina, savaşla sarsılan ülkesinde yaşadıklarını bundan kısa süre öncesine kadar kimse ile paylaşmadı. Yaşadığı stersi üzerinden atıp hayatına sil baştan başlamak için terapi gören ve birkaç in vitro prosedüründen sonra çocuk sahibi olmayı başaran genç kadın, radyomuza konuşurken oğlu Hari’nin hayatın kendisine sunduğu en büyük hediye olduğunu söyledi.
" Bugün itibari ile ben ne Bulgaristan’da bulunan Suriyeliler, ne de Lübnanlılar topluluğuna mensup değilim. Bulgaristan’daki ortamla bütünleşmem için bu yolu sçetim. Suriyeliler ortamında kalırsam, bunu yapmam çok zor olur. Bu yüzden facebook hesabımı kapattım. Suriye’de kalan dostlarıma bakarak Bulgaristan’daki hayatımı kuramam, kendimi yüzde 100 buradaki hayata veremem. Kolay olmadı. Doğru olmayabilir, ama benim tercihim bu. Suriye’den çıkalı memleketime hiç dönmedim. Anne ve babam ise her yaz dönerler. Ailem burada, Suriye’de arkadaşlarım kalmadı. Benim hayatım artık buradadır, geriye bakmam istemem” sözlerini kullandı hayallerini gerçeğe dönüştürmek için Bulgaristan’ı seçen genç Suriyeli kadın.
Söyleşi :Yoan Kolev
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: özel arşivTürkiye’de seçimlere katılım oranı bundan önceki seçimleriyle aynı veya biraz daha yüksek olabilir. BNR’nin seçimlere özel Türkiye’ye gönderdiği muhabiri Mariya Petrova, Güney komşumuzdaki seçim gününü şöyle özetledi: Edirne ve Trakya..
Türkiye’deki seçim sandıklarında 27 Ekim seçim süreci sakin, fakat heyecansız geçti. Türkiye’de yaz saati uygulaması devam ettiği için seçim günü bir saat erken bitti. BNR muhabiri Maria Petrova'nın aktardığı gibi İstanbul, Edirne, Trakya, İzmir ve..
T ürkiye’de oy verme işleminin seyrini özetle aktarmak gerekirse sandıklara giden az sayıda kişinin toplu halde makineli oylama yönetimini tercih ettiklerini söylemek mümkün. İstanbul, Edirne, Trakya ve İzmir’de seçim gününün normal..