Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları doğru zamanda ve doğru kişilere sorsun.
Bu gerçekten hareketle İslâm dini soru sormaya önem vermiştir. Fakat soru sormanın da bir usulü ve adabı olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim fazla soru sormanın insana fayda sağlayacağı yerde zarar verebileceği durumların olduğunu da Bakara suresinde Musa Peygamber ve İsrailoğullarının kıssası üzerinden öğretmiştir.
Öğrenmek, hayatında uygulamak, belirli bir konuda sahip olduğu bilgileri netleştirmek için soru sormak faydalıdır. Bu yüzden İslâm hukuku ilminde fetva ilmi ve “adabü’l-fetva” eserleri ortaya çıkmış, zengin bir fetva literatürü oluşturulmuştur, bu ilimle ilgili konuları kurumsallaştırmak için de fetva/müftülük müessesi ortaya çıkmıştır.
İnsanların kafalarındaki sorlara cevap bulmaları için doğru cevabı alabilecekleri kimselere soru sordukları bilinmektedir. Zaman zaman farklı yollarla bize gelen sorulara da dilimiz döndüğünce cevaplar vermeye çalışmaktayız. Bu programımızda da da evlilik ve boşanma, düğünde alkol eşliğinde yemek verme, mezarlıkların kullanımı ve bakımı gibi konulara ele alarak sorulan sualler yanıtlanmaktadır.
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..