Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Begliktaş Trak tapınağında ilk kapsamlı arkeolojik araştırmaları başlıyor

Photo: museumprimorsko.bg

Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı özellikle Avrupa ülkelerinden turistlerin tercih ettiği bir destinasyondur. Yakınlarındaki  Ropotamo nehrinde yapabileceğiniz  tekne turu ise tatilinizi unutulmaz kılacaktır. 

Maslen burnu

Ormanlar, kumullar, su bitkilerinden oluşan el değmemiş bir dünyaya dalarken, deniz manzarasının üzerinde Istranca dağının tepeleri yükseliyor. Son yıllarda inşaat yatırımlarına yönelik ilgi artsa da çevre yüzlerce, hatta binlerce yıl önce olduğu gibi donmuş görünüyor. Bölgedeki gizemli alanlar arkeologlar için gerçek bir meydan okumadır.

Ropotamo nehri

Begliktaş Trak tapınağı Primorsko’dan yaklaşık 5 km uzaklıkta ve bölgedeki ilgi çekici yerlerden sadece biridir. Tapınak civarında Trak kabilelerinin cenaze merasimleriyle ilgili çok sayıda korunmuş dolmenler görülebilir.

Aslında bu mezarlar erken Demir Çağ  (M.Ö IX – VIII yy.)’ından kalma, Begliktaş’ın megalitleri ise en az 6 yüzyıl daha eskidir- bronz Çağı’na ait oldukları tahmin edilmektedir. 


Primorsko Tarih Müzesi’nin Müdürü Daniel Pantov’un sözlerine göre: “Önemli olan bugün de görülebilen bu bulguların, dolmenlerin yapıldığı dönemde topraklarımızdaki yoğun yaşamın göstergesi olmalarıdır.”

Daniel Pantov çok yakında, sonbaharda Primorsko bölgesinde ilk kapsamlı arkeolojik araştırmaların başlayacağını açıkladı. Bilim insanlarının büyük beklentileri var, zira şu ana kadar megalitik komplekste kapsamlı kazılar yapılmadı.


“Geçen sene megalitlerin bulundukları yerlere dayanarak çok ilginç hesaplamalar yaptık. Böylece buranın bir gözlemevi olarak kullanıldığını gösteren çok ilginç noktalar ortaya çıktı” diye belirten Daniel Pantov şöyle devam etti:

"Maalesef bu Trak tapınağı hakkında çok az şey biliniyor. 21.yy’ın başlarında araştırmalar yapıldı, ancak çok yüzeyseldi. Kaya olukları temizlense de özel arkeolojik bir çalışma yapılmadı. Kültürel katmanların belirlenmesi için, ne zaman faaliyete geçtiğini görmek için daha derinlere inilmesi gerekiyor. Arkeologların Begligtaş’a gelmesiyle bu alanın işlevini öğreneceğiz. Sistematik araştırmalara başlarsak, tapınak yapıların da bulunduğu sektörleri inceleyeceğiz.

„Az. Paraskeva“ Bazilikası

Primorsko’da Tarih Müzesi, Zmeyova kıshta (Ejderja evi) dolmeni, Maslen nos koyu, Az. Paraskeva bazilikasının kalıntıları, kültür turizmle ilgili turistlerin ilgisini çeken yerlerden sadece bazılarıdır.

Kutsal alanın ziyaret edilmesi gerekiyor, çünkü Primorsko’daki müzede, bir tek Begliktaş’taki kaya yarıkları arasında bulunan  seramik parçaları sergileniyor. Dağda, megalitlerin mistik dünyasını gören insanın zihninde Trak tapınağındaki ritüellerin resmi canlanıyor.


Begliktaş’ta insan eski bir kurban sunağına dokunabilir, Ana Tanrıça’nın ayak izini görebilir, şamanların tahtına oturabilir, kayalar arasından gökyüzündeki yıldızların daha net görünmesini sağlayan dar bir açıklıktan bakabilir.

Begliktaş’ta her şey atalarımızın bilgileri ve inançlarına göre düzenlenmiş gibi görünüyor, ancak insanın bu kayaları hangi gücün getirdiği ve bu şekilde düzenlediği sorusunu yöneltmemesi mümkün değil. Bazı sorular cevapsız kalsa da ziyaretçilerin merakını Bulgarca, İngilizce, Rusça, Fransızca ve diğer dillerde anlatan tur rehberleri gideriyor.
Yazın her gün burada olmak nasıl bir duygu? Sorusunun cevabını genç tur rehberi Elena Pavlova’dan alıyoruz:

"Burası insanların tanrılarına dua etmek için yılın belirli günlerinde ve özel bir vesileyle geldikleri özel bir yer. Daha sonra modern araştırmalarla burada manyetik alanın normalden daha yüksek olduğu tespit edildi. Bu yüzden burada insanlar güçlü bir enerjiyi hissediyorlar. Hatta yakındaki askeri üsten helikopter ve uçakların, radarları çalışmadığı için Begliktaş’ın üzerinden uçmaktan kaçındıkları bile söyleniyor.

Bu yerle ilgili farklı hikayeler var. Örneğin  çocuk sahibi olamayan genç kadınlar buraya gelip yalınayak Ana Tanrıça’mım ayak izinde duruyorlarmış. Bu ritüeli birkaç kez tekrarladıktan sonra bir süre sonra buraya kucaklarında bir çocukla döndükleri ortaya çıkıyor.”


Çeviri: Ergül Bayraktar

Foto: museumprimorsko.bg, Facebook /Begliktaş



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan'ın bağımsızlığının ilan edildiği Veliko Tırnovo'daki Tsarevets Tepesi'nde bulunan anıt levha

1908’de ülkemiz tam özgürlüğe kavuştu

1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..

Eklenme 22.09.2024 05:15

Sofya’da düzenlenen festival İmparator II. Konstantius dönemini yeniden canlandırıyor

21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri   Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..

Eklenme 21.09.2024 07:35

Cuma öğleden sonra

Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesizniz.

Eklenme 20.09.2024 14:05