Fizik ötesi ile doğru bir biçimde bağ kurma imkânı veren insanlığa gönderilmiş son ilâhî kaynaklı mesajlar bütünü olma özelliğine sahip Kur’ân-ı Kerim’de bizzat Cenâb-ı Allah, “Bana dua edin, size icabet edeyim; benden isteyin ki, size ihtiyacınız olanı vereyim” buyurmaktadır.
Bunun bir devamı olarak “Duanız olmasa, size neden değer vereyim?!” ayetiyle Yüce Allah, insanın dua ile değer bulduğunu çok sarsıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Zira dua, insanın kendisinin farkında olması, kendini tanıyıp haddini bilmesi anlamına gelmektedir. Kendisini tanıyan, haddini bilen insan, Rabbinin yüceliğini, gücünü ve kendisi için yapabileceklerinin farkına varır. Böyle yüce bir varlığın huzurunda saygıyla eğilip acziyetini ifade ederek el açar, kulluğunu arz eder, bunun neticesi ise yücelmektir. Yüce Allah, gücünün/güçsüzlüğünün farkına vararak huzuruna geleni boş çevirmer, boyun bükerek geleni başını kaldırır, eğilerek geleni yüceltir. Bu bakımdan Mevlânâ Celâleddin Rumî’nin şu sözleri ne kadar hikmetli değil mi? Dest-i işkeste ber-âver der-duâ Sûy-i işkeste pered fazl-ı Hudâ Farsça bu ifadelerin anlamı şudur: “Dua ederken boynunu büküp, buruk bir gönülle Allah’a el açıp dua et, çünkü Allah’ın fazlı ve ihsanı kırık gönüllere doğru uçarak gelir.” Ne mutlu duanın gücünü fark edenlere! Ne mutlu boyun büküp dua etmenin zevkini yaşayarak mutlak güç sahibi tarafından yüceltilenlere!
Bulgaristan için kader belirleyici olan 1876 Ayaklanması katılımcılarının hatıraları çoğu zaman çelişkilidir. Ancak Bulgaristan’ın bağımsızlığı konusunu gündeme taşıyan mektuplar ve belgeler, okul müfredatındaki tarih okumalarının dışına çıkan, olayların..
Eskiler, yer gök dua ile evlât derlerdi. Çok anlamlı ve değerli bir söz bu. Eğer anlamı kavranır ve insan hayatına taşınırsa güzel meyvelerinden istifade edilir. Neden mi? Allah, yeri, göğü ve onlarda bulunanları, hatta onların arasında bulunanlar..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki programımızda evlatların anne babalarına karşı sorumluluklarını konuşacağız.