Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Dimitar Gugov ve gadulkanın etnik, rock ve klasik müzikteki enkarnasyonları

Gadulkacı, BNR Halk Müziği Orkestrası ile konser için Bulgaristan’da

Photo: BТА

Gadulka, sanatçılar tarafından dünya sahnelerinde performans sergilemek için seçilen en popüler enstrümanlardan biri olmamıştır. Gadulkayı farklı tür ve tarzlarda repertuarla modern bir şekilde çalmak amatörlerin işi değildir. Bu müzik aletine aşina olmak çok fazla çalışma, özveri ve yüksek profesyonellik gerektirir. Ancak ondan sonra gadulka sizin için dünyanın kapılarını açabilir.

Genç müzisyen Dimitar Gugov’un kariyerinin başlangıcında olan da tam olarak buydu. Fransada gadulkaya adanmış yaklaşık 25 yılın ardından, virtüöz şimdi hem solo sanatçı olarak konserler veriyor, hem de "Violons Barbares" grubuyla birlikte Avrupa turnesine çıktı. Avusturya, Almanya, Polonya ve Fransa'nın çeşitli şehirlerinden konser davetleri geldi. Dimitar Gugov, 25 Mayıs'ta Liège'de (Belçika) vereceği konser öncesinde şef Dimitar Hristov ile birlikte BNR Halk Müziği Orkestrası'nın misafiri olacak.


Bu Gugov’un solist olarak Bulgaristan'a ilk dönüşü. 23 Mayıs'ta BNR’nin Birinci Stüdyo'sunda gerçekleşecek konserde, ünlü sanatçı orkestrayla birlikte kendi iki eserini sunacak.

Bulgaristan Radyosuna konuşan Dimitar Gugov, “Müzik enstrümanı olarak gadulkayı seçmemin geldiğim şehirle pek alakası yok. Kuzeydoğu Bulgaristan'ın Silistra şehrinden geliyorum” dedi ve şöyle devam etti:

"Dobruca tarafında, Silistra’da “kopanka” olarak adlandırılan küçük gadulka kullanılıyor. Orkestraların parçası olan büyük Trakya gadulkası benim bölgemde nispeten yeni bir enstrümandır. 1930’lardan sonra halk orkestralarının gelişmesi ile orada da tanınır olmaya başlıyor. Şimdi gadulkanın çok korkunç bir enstrüman olabileceğinin farkına varıyorum. Gadulka, kemanın da olduğu yaylı çalgılar ailesindendir. Bu müzik aletinde çok tuhaf bir şey var, çünkü çalınmayan 10-11 teli var. Onlara ikinciler denir, yani tüm telleri sayacak olursak 14 adet oluyorlar. Bu tellerden üçü çalınır, diğer 11’ine yay veya el dokunmaz. Bu küçük teller bir tür yankı gibi bir etki yaratmak için oradadır ve böylece her ton oldukça uzun bir sese sahip olur. Gadulkanın çalan kişi için oldukça zor bir enstrüman olduğunu ve ondan bizi tatmin edecek bir ses elde etmek için saatler harcamamız gerektiğini göz ardı edersek, ondan sonra pek çok ifade aracı bulabilir ve farklı repertuarlara dalabiliriz."


Dimitar Gugov, BNRdeki "Halk Müziği"nın yapımcısı Hristiyan Nedelchev'in daveti üzerine Sofya'ya geldi. Nedelchev, yıllardır gadulka sanatçısının dünya sahnelerindeki performanslarını takip edip sundu. Şimdi ise Gugov’u folklorumuz temelinde yurt dışında gelişen Bulgarlara ithaf edilen "Portrelerde Müzik" konserine konuk olarak davet etmenin zamanı geldi.

"Kendi yazdığım iki eseri seslendireceğim. Biri solo, kızım Elen'e ithaf edilmiş ama ilk kez onu Georgi Andreev'in düzenlemesiyle BNR Halk Müziği Orkestrası eşliğinde icra edeceğim. İkinci eserin adı "İblisi Kov" ve bu bir iblisin insan vücudundan çıkarılması töreninden başka bir şey değildir. Bu, dansçıların hasta kişinin etrafında daire çizdiği gerçek bir iblis çıkarma törenidir. Gadulka performansı eşliğinde, çok yavaş bir şekilde onun etrafında dönmeye başlarlar. Yavaşça başlayan dans, hızlanır ve sonunda dansçılar hasta kişinin etrafında çok hızlı bir şekilde döner. Tüm bunlar uzun zaman alır ve çoğu zaman saatlerce sürebilirmiş gibi görünür. Sonunda dans birden sona erer ve hasta kişi şeytandan kurtulduğunun işareti olarak ayağa kalkıp odadan kaybolur. Müzik evrensel bir dildir ve bu performanstan keyif almak için çok fazla şey anlamaya gerek yoktur,” diye anlattı Gugov.

Dimitar Gugov’un işinin en ilham verici kısmı, Avrupa'nın en çok aranan etnik gruplarından biri olarak tanımlanan "VIOLONS BARBARES" üçlüsüyle konserler için bir araya gelmesi oluyor. Gugov tarafından oluşturulan bu grubun diğer üyeleri ise sesleriyle de performans sunan kemancı Moğol Enkhjargal Dandarvaanchig ve Fransız perküsyoncu Fabien Guyot.


"Grubumun adı Barbar Kemanları. İsim seçimi çok basit bir şey oldu, çünkü Yunanlılar, hem Bulgarlara hem de Moğollara barbar diyordu ve biz "kemanız" çünkü telli çalgılar çalıyoruz, dolayısıyla "barbar kemanlar" performanslarımızda göreceğiniz şeyin fikrini taşıyor. Aynı zamanda keman asla barbar olamaz, çünkü İtalyan aristokrasisi için yapılmış incelikli bir enstrümandır. Bu nedenle isimde bir çelişki var ve bu izleyicilerin merağını uyandırıyor. Grubumuzda iki geleneksel yaylı enstrüman var. Ayrıca perküsyon ve her tipten şarkı söyleme var.

İlk provaları yapmaya başladığımızda kendi kendimize rock çalacağız dedik. Bu girişim oldukça iyi sonuçlandı, çünkü grubu kurduğumuzdan beri folk festivallerinden başlayarak, klasik, etno ve rock gibi her türlü festivale davet edildik, hatta Avrupa’da Heavy metal festivallerine davet aldık."

Çeviri: Bedriye Haliz




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

D2 ve Grafa - “Ne kadar güzelsin”

Çeyrek asır önce yazılmış eski bir şarkıya yeni can katmak üzere bir yıldız grup ve bir yıldız stüdyoya geçti. D2 ve Grafa bu Pazar günü YouTube kanalından resmi olarak tanıtılan “Kolko si krasiva” /Ne kadar güzelsin/ parçasını seslendirdi. Bu şarkı..

Eklenme 22.11.2024 10:15

Molec ikilisi ve “Bulgar Seslerinin Gizemi” korosundan "Vyatıra" (Rüzgar) parçası

Son dönemde büyük beğeni kazanan “Molec” ikilisi, ülke içindeki turnesini 21 Kasım Sofya “Arena” Salonunda vereceği büyük konserle tamamlayacak . Chris Makarov ve July Slavchev , konserde bulunanları kendilerine has müzik evreninde..

Eklenme 20.11.2024 09:31

B.T.R. grubundan “Anason Günleri” parçası

En önemli Bulgar rock gruplarından biri olan B.T.R., kuruluşunun 30. yılında düzenlediği ulusal turneyi NDK’nın 1 Nolu salonunda vereceği 1 değil, 2 konserle tamamlayacak. 20 Kasım’da verilecek olan birinci konsere yoğun ilgi duyulması, biletlerin..

Eklenme 19.11.2024 11:30