Bulgaristan'ın, Avrupa Birliği üye ülkeleri Çevre Bakanları Konseyi toplantısının yapılacağı 11 Ocak'ta Brüksel'de, Avrupa'da yeni nesil genom düzenleme tekniklerine ilişkin düzenlemelerin getirilmesi lehinde veya aleyhinde nasıl oy kullanacağı henüz belli değil. Aralık ayından önce ülkemiz,Tarım Bakanları Toplantısında "çekimser" oyu kullanmış,ancak birkaç gün önce ise çeşitli bilim dallarından uzmanlar, Avrupa Komisyonu'nun kendi deyimleriyle “yeni nesil genetiği değiştirilmiş bitkileri” önerdiği düzenlemeye kategorik olarak karşı çıkmıştı. Bazı yeni genom tekniklerle elde edilen bitkilere ve bunlardan elde edilen gıda ve yemlere ilişkin Yönetmelik, yalnızca Avrupa'daki ülkeler arasında değil, aynı zamanda Eski Kıta'daki uzmanlar arasında da “tartışma konusu" haline geldi.
Sofya,Çevre ve Sular Bakanları Konseyi’nin oylamasının arifesinde bilim adamlarının, çiftçilerin ve politikacıların yeni nesil genom düzenleme teknikleri neilişkin belgenin "evet" veya "hayır" pozisyonlarının karşı karşıya geldiği bir yuvarlak masaya ev sahipliği yaptı. Bulgaristan'ın, Aralık ayında Tarım ve Balıkçılık Bakanları Konseyi'nde oylandığı üzere, düzenleme taslağına "ret" olmasa da en azından "çekimser" kalmasını talep ediyorlar.
BNR’ye konuşurken “Henüz karara bağlanmadı, Bakanlar Konseyi'nde katıldığım son oylamada sadece ben ve Almanya "çekimser" oyu kullandık” ifadelerini kullanan Bakan Kiril Vatev “Ne yazık ki onlar ülkemizde GDO olarak algılanıyorlar ve GDO'nun modası çoktan geçmiş, oysa yeni nesil genom düzenleme teknikleri harikalar yaratıyor. Genel olarak Avrupa bu konuda geride kalıyor” dedi.
“Genetiği değiştirilmiş bu organizmalar, genomları nasıl değiştirilirse değiştirilsin, hangi metodoloji kullanılırsa kullanılsın, çiftçilere veya bahçelere yönelik değildir” uyarısında Bulgaristan Bilimler Akademisi BAN nezdindeki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nden Doçent Stoyan Beşkov, şunları belirtti:
“Bunun iki ucu keskin bir kılıç olduğunu söyleyemem, bu ölüm ve biyolojik çeşitliliğin yok edilmesi demektir! Önemli olan kategorik olarak "hayır" demek, çünkü bu, bir yönteme dayalı bir düzenlemedir!”
Ancak Tarım Bakanı Kiril Vatev bu yönde olumlu örnekler veriyor:“Bu başarıya dayanarak Japonya artık kan basıncını düzenleyen domatesleri üretti, onlar sayesinde artık 7 binden fazla hastalığın tedavisi mümkün. Hatta bunlar arasında kronik hastalıklar, tümörler, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, Alzheimer gibileri de var. Eğilimler, bunun geleceğin organik tarımı olduğunu gösteriyor! Hepimiz tükettiğimiz gıdaların daha az pestisit, daha az bitki koruma maddesi, gübre içermesini, iklim değişikliğine dayanıklı olmasını istiyoruz”.
Tarım Kooperatifi Başkanı Nikolay Genov, tarım kooperatiflerinin Avrupa Birliği oylaması sonrasında GDO düzenlemelerinin kaldırılma ihtimaline ilişkin endişelerini dile getirdikleri protestoda “Bulgar bakanlara ve hükümete, insanların aslında tamamen farklı şeyler istediklerini söylemek istiyoruz! Yani bir avuç üreticinin daha yüksek verim veya daha fazla ekonomik fayda sağlamasını istemiyorlar” çağrısında bulundu.
Varna'daki Kamu Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Başkanı İliyan İliev,
“Bu protestolar, bu sivil enerji, Tarım Bakanı'nın “çekimser” oy kullanmasına neden oldu. Ancak şimdi 11 Ocak'ta Çevre Bakanı'nın da oy kullanması gereken ikinci oylama var. Bize göre bu oylama daha önemli ve onu "ret" oyu vermeye ikna edebilirsek daha iyi olacak” dedi.
Organik tarımın ve organik tüketim kültürünün geliştirilmesini destekleyen "AGROLINK" Derneği tarafından düzenlenen tartışmaya katılan "Blizkata Ferma" /Yakındaki çiftlik/’ten İvelin Tonchev şunları öne sürdü:
“Şu anda olan şey yine halkı kandırmaktır. Oldukça yüksek sesle, dünyadaki açlıkla mücadele edeceğimize, tüm iklim değişikliklerine olması gerektiği gibi tepki verecek mucize bitkiler yaratacağımıza dair sözler veriliyor, aynen bizim istediğimiz gibi. Her şeyden önce, dünyadaki açlık şu anda tamamen politik kararlardan dolayı var, onu giderecek gidamız olmadığı için değil”.
Ortak tutumda 100'den fazla sivil toplum kuruluşunu bir araya getirerek belgenin "hiçbir bilimsel ilkeye dayanmadığı için genetik ve biyoteknoloji üzerine çalışmış tüm bilim adamlarına hakaret olduğu" gerekçesiyle yeniden yazılmasını talep ediyorlar” diyen "AGROLINK" Derneği’nden Doktor mühendis Svetla Nikolova,
“Bu aynı zamanda hukuka da hakarettir, çünkü metnin kendisinde tamamen ilgisiz maddeler bulunmaktadır.Bu düzenleme, açıkça dört çokuluslu şirketin ve onların Avrupa'daki kuruluşlarının zirai ilaç lobisinin baskısı altındadır. Bu kadar kısa bir süre için hazır olması her şeyi açıklıyor” ifadelerini kullandı.
“Bulgar Onurlu Yaşam İttifakı” Başkanı avukat Nina Lambova,
“Bu projenin hazırlanmasında dikkate alınan diğer dört yasal gerekçe Yeşil Anlaşma, “Çiftlikten sofraya” stratejisi, Covid salgını ve savaştır.
Bu, bundan böyle Avrupa Birliği'ni ve tüm ülkeleri düzenleme için yasal bir laboratuvara dönüştürecek - tıpkı bitki ve hayvanların genleri değiştirildiği gibi mevzuat da düzenlenecek” diye konuştu.
“Renew Europe” Grubu’ndan Avrupa Parlamentosu milletvekili Atidzhe Alieva-Veli, BNR’ye konuşurken
“Yeni genom teknikler konusu, 2014 yılından bu yana AB düzeyinde tartışılıyor. Avrupa Adalet Divanı'nın yeni genom tekniklerin mevcut GDO düzenlemesi kapsamına girip girmediği veya yeni düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı konusunda bir kararı var. Ancak nihai ürün değerlendirilirken yeni genom tekniklerle elde edilen bazı ürünler bu düzenleme kapsamına girmemektedir. Bu açıdan Avrupa Komisyonu, GDO mevzuatının yeni bir mevzuatla güncellenmesi, modernleştirilmesi yönünde adımlar attı” dedi.
BNR’ye konuşan Şumen Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü öğretim görevlisi Veselin Doçev “Tüketiciler, marketlere girdiklerinde bu etiketi bulamayacaklar ve üreticiler de tohum satın aldıklarında genetiğinin değiştirildiğini bilemeyecekler” dedi.
İvelin Tonçev ise şunları belirtti: “Ayrıca eski güzel yerli bitki çeşitlerinden oluşan gen havuzunu da yok edeceğiz!”
“Hrankoop-Sofia”Gıda Kooperatifi’nden Tsvetanka Dimitrova şunları söyledi:
“Küçük üreticilerin amacı, yerel tohumlarla, yaşadıkları yere ve iklime uyum sağlayan yerel çeşitlerle çalışmaktır. Ve eminim ki, Bulgar domatesini, zincir marketlerden alacağınız, neredeyse tadı plastik gibi olan ve 3 ay dayanabilen domatese nazarani, sevmeyen yoktur.Hükümetimizin, başta GDO'lar olmak üzere, yeni türlerin girişini desteklemeden, Bulgar yerli çeşitlerini korumasını talep ediyoruz.”
Ulusal Arıcılar Birliği Başkanı Srebrin İliyev,
“İsrail ve başkaları bizi böyle kandırıyor- tozlaşma için yeni arılar yetiştireceğiz, daha fazla tozlaşma için hortumu uzatacağız, kanolaya daha iyi girecek, arı bizi sokmayacak, ama bu kanola, nektar salmıyor, bunu kimse sormuyor!”dedi.
Tarım Bakanı, "Vızrajdane", "Bulgaristan için BSP" ve "İma takav narod”partilerinden milletvekillerinin de katıldığı yuvarlak masa toplantısında “Bilimsel verilere dayanmayan bazı kişiler, yeni GDO'dan bahsediyori ilgili , ki bu bir kamuoyunun manipülasyonudur, çünkü burada söz konusu olan yeni genom teknikleridir” açıklamasında bulundu.
Toplantıda yer alan Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi (ECR) üyesü AP milletvekili Angel Dzhambazki, “tarımla ilgilidir, ama her şeyden önce politikayla, konsolidasyonla, tekelleşmeyle ve bağımlılıkla ilgilidir” dedi.
“Yeni genom teknikler ne tehlikeli ne de güvenli olarak tanımlanamayacağından, bu mevzuata karşı olmak veya bu mevzuatı desteklemek olmak üzere, her iki yönde de görüşler ileri sürülebilir” sözlerini kullandı AP milletvekili Atidzhe Alieva-Veli.
Meslekdaşı Angel Dzhambazki ise şöyle dedi:
“Benim inancım her zaman, adı ne olursa olsun, GDO politikasına karşı oy kullanmak olmuştur ve olmaya devam edecektir. Toplum olarak bu alanda bağımsızlığı mümkün olduğu kadar korumaya çalışmak bizim için çok daha makul ve faydalı olacaktır. Arılarla, toprakla, çiftliklerde çalışan insanlar- gelecek budur, gida yarın demek, yarınki gün demektir!”
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
Geçen hafta Sofya’da 4 yaşındaki bir kız çocuğu ve küçücük bebek annesi 31 yaşında genç bir kadın yüksekten atlayarak intihar etti. Olay sonrasında öğrenildiği gibi doğum öncesinde başarılı karyer ve mutlu mesut bir aile sahibi olan kadın, ikinci..
2023 yılında 8 000 Bulgaristan vatandaşı ülkeye geri döndü, 12 000 kişi ise göç etti. “Horizont” programına konuşan NSİ Ulusal istatistik Enstitüsü “Nüfus ve Sosyal İstatistiği” şubesi müdürü Magdalena Kostova , ülkeyi temelli terk..
Yunanistan ve Arnavutluk arasındaki sınırının birkaç kilometre batısında ve Görice il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta Arnavutluk’un Bilisht şehri bulunuyor. Şehrin aydın zümresinden, Arnavutluk’taki Bulgar ulusal azınlığının temsilcisi..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere..