Askeri çatışmaların yaşandığı, ailelerin parçalandığı, evlerin tahrip edildiği ve geleceğin belirsizliklerle dolu olduğu bir dönemde bugün geçmişi unutmamak için yine zamanda geriye dönüyoruz.
Bundan tam 104 yıl önce Birinci Dünya Savaşının sonundan sonra 27 Kasım 1919 tarihinde imzalanan Neuilly Antlaşmasına göre Bulgaristan, savaşmadan öz topraklarından 1 545 metre kareyi kaybetti. 1920 yılının 6 ile 8 Kasım günleri arasında Sırp birlikler, Tsaribrod, Bosilegrad ve Strumitsa illerini işgal etti. 25 köy ve Bulgar şehirleri Trın ve Kula’ya ait toprakların bir kısmı, sözüm ona kara hudutla bölünerek bugünkü Sırbistan’ın sınırları içerisinde kaldı.
Evler, bahçeler, tarlalar, kaynak ve pınarlar, mezarlıklar, kiliseler, yollar ve aileler ikiye bölündü. 64 509 insanın acı bir kadere mahküm edildi.
Bundan yüzyıl önce yaşanan olayların anısına 8 Kasım tarihi Bulgaristan’ın Batı Kenar Bölgeleri Günü ilan edildi.
Günümüzde Sırbistan’da kendini Bulgar olarak tanımlayan 18 500 kişi yaşıyor (2011 Nüfus Sayımı).
Uzun mesafe katedildiyse de oradaki insanların günlük hayatı birçok zorlukla doludur. Ancak Bulgar ruhunun canlı olduğu kesindir. Bulgar halk müziği günümüzde de Batı kenar bölgelerinde yaşayan Bulgarlar’ın kalplerinde yaşıyor ve yaşatılıyor. Tsaribrod (Dimitrovgrad) Halk Orkestrası’nın bundan sayılı günler önce BNR Birinci Stüdyosunda verdiği ilk Sofya konserinde buna ikna olduk.
Boş zamanlarını Bulgaristan ve Sırbistan’ın eski şehir ve halk müziğine veren ve Balkanlar’ın merkezine has geleneskel ezgileri yaşatmak arzusu ile bir araya gelen amatör müzisyenlerden oluşan orkestra, misyonunu artık 10 yıldır başarılı bir şekilde yerine getiriyor.
Mesleği baytar olan ve hayvan çiftliği sahibi Alexander Vasov, orkestranın sesi, kavalcı ve tamburacısıdır.
"Batı kenar bölgeleri kendi kaderine bırakılmış olsa da müzik çaldığımız zaman milli ruhumuz kendini gösteriyor ve bu bize inanılmaz ilham kaynağı oluyor. Balkanlar’ın merkezi birçok müzik fikrine, ritm ve şarkıya kaynaklık ediyor. Biz de bu merkezin ve Bulgar halk müziği hazinesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz ve müziğimizi her yerde tanıtmaya çalışıyoruz”.
Orkestrada gitara çalan ve Tsaribrod Radyo ve Televizyon Merkezinde ses yönetmeni olan Dragolyub Peychev, Bulgaristan Radyosuna konuşurken şunları anlattı:
"Alexander Vasov ile çok yakın arkadaşız. Orkestra kurmakla güttüğümüz amaç, Bulgar azınlığının değerleri, gelenek ve kültürüne sahip çıkmaktır. Artık neredeyse kimsenin icra etmediği eski halk şarkılarını yaşatmak istedik”.
Farklı Balkan ülkelerinin folkloruna temas etme imkanının bir zenginlik olduğununu söyleyen Dragolyub, kendini azınlık mensubu olarak tanımlamayı kesinlikle reddediyor.
"Kendimi azınlık olarak tanıtmayı sevmem, çünkü ait olduğum milletten herhangi bir kopukluk hissetmiyorum”.
8 Kasım tarihi, içinde Batı kenar bölgelerinde hâlâ canlı olan geçmişin acısını barındırıyor.
"Bu tarih benim için bir ayrılığın hüzün dolu anısını canlandırıyor, diyor Dragolyub. Sınırın çizilmesi ile aileler, evler, hatta bahçeler parçalandı. Bunu kimse istemedi, ama oldu. Bugün bize azınlık denir, bense azınlık olarak hissetmiyorum. Ben Bulgar’ım. Sınırın hangi tarafında yaşadığımın önemi yok. Bu tarihe saygı duyulması ve unutulmaması gerekir. Geçmişte yaşananları hafızada tutmak ve içimizdeki Bulgarlığı yaşatmak lazım.“
Batı kenar bölgelerindeki iki Bulgar merkezi olan Bosilegrad ve Tsaribrod gittikçe daha ıssız hale gelirken Bulgar kimliğinin korunması, zor bir misyon olmaya devam ediyor.
Güvenli geçim kaynağı arayan Bulgarlar, bu bölgeyi terkediyorlar. Her gün 1000 kadar kişi, çalışmak için Sofya ve Bulgaristan’ın diğer şehir ve köylerine gidip geliyorlar, gençlerse bölgeyi terkediyorlar, diyen Dragolyub, umudunu korumakta zorlanıyor.
„Sınıra yakın küçük yerleşim birimlerinin bahtı budur belki de. Ne kadar istesem de durumun iyiye değişeceğine inanmak zor”.
Alexander yine de yakın gelecekte sınır bölgelerinde yaşayan Bulgarlar için hudut geçiş kolaylıklarının getirilmesini ümit ediyor. Tsaribrod ve Bulgaristan arasındaki bağın güçlenmesini umuyor. Politika sonuç verene kadar ise müzik, hem Sırp hem Bulgarlar tarafından anlaşılması en kolay dil olmaya devam ediyor.
İlgili yazılar:
Çeviri: Tanya Blagova
Foto: Radyo Vidin, arşiv, BNR, BGNESRodoplarda büyük bir köy olan Ribnovo yıllar içinde çok farklı ve değişik olan düğünleriyle gündeme geliyor. Ribnovo geleneksel düğün ve gelin yüzünü boyama ve süsleme tekniği UNESCO dünya miras listesinin “yaşayan insan hazineleri” listesine aday..
Bakanlar Kurulu’nun 2023 yılı “Demografik gelişim” programını değerlendirme raporuna göre ülkemizde 38 yıldan bu yana ilk kez doğal nüfus artışı ile nüfus azalması arasındaki oran neredeyse sıfır düzeyinde. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus ve..
Göç konusu, Brüksel'in bu konuyu sınırlamak için yeşil ışık yakması yönünde artan baskı bağlamında, Avrupa gündeminin bir kez daha gündemine oturdu. Bazı Avrupalı liderlerin yasadışı göçmenlere karşı daha radikal bir yaklaşım yönündeki..