Polimer kil, son yıllarda özellikle takılarda oldukça tercih edilen malzemeler arasında yer alıyor. Kadınların boş zamanlarında, bir kadeh şarap eşliğinde polimer kilden ürünler yapmak için bir araya geldiği sanat stüdyolarının sayısı da her geçen gün artıyor.
Razgrad’dan Zlatka İvanova’nın, bu malzeme dikkatini çekmiş olacak ki, bir buçuk yıldır polimer kilden takılar yaratıyor. Zlatka, Razgrad Bölge idaresinde baş uzman ve ardından iki sosyal hizmette müdür olarak çalıştıktan sonra kendini tamamen polimer kilden eserler yaratmaya adadı. Her insanın içinde taşıdığı o sanat zerresi ve aslında ruha şifa olan bir terapi olarak sanatı, Şumen Radyosundan Hristina Dimitrova’nın Zlatka İvanova ile yapmış olduğu röportajda dinliyoruz.
“Bu benim için yeni bir hobi. Bu çok uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi. Ancak bundan bir buçuk iki yıl önce bu hayalimi gerçekleştirmenin tam zamanıydı. Çalıştığımdan dolayı bunun için pek zamanın kalmıyordu. Şimdi ise kendimi tamamen yapmak istediğim şeye adamış durumdayım ve aslında bu bende çok büyük bir tatminlik hissi bırakıyor” dedi polimer kilden ürünler üreten Zlatka İvanova.
“Her insanın kendi içinde sanat zerresi taşıdığına eminim. Er veya geç bir an geliyor ki bu gün yüzüne çıkmalı ve tüm güzelliğini ortaya koymalı. Benim demek ki bu zamanım hem işte, hem de özel hayatımda çok fazla sorumluluklarım olmadığı o döneme denk gelmiş. Kendimi tamamıyla bu sanat zerresine bırakmış durumdayım. Neredeyse 10 yıl boyunca sosyal alanda çalıştım. İki yerde sosyal hizmetler müdürü olarak çalıştım. Ondan önce Bölge idaresinde baş uzman olarak görev aldım. Yani kısacası benim hayatım her zaman sosyal konularla ilgili oldu” diye paylaştı Zlatka.
Zamanının tamamını, özellikle birkaç yıldır oldukça ilgi gören, polimer kilden takılar üretmeye adayan Zlatka İvanova’ya en çok neyin ilham verdiğini sorduk ve işte cevabı:
“Bu benzeri olmayan bir aktivite, çünkü polimer kile ellerinde dokunduğunda o vücut ısısını alıyor, insanın enerjisini alıyor. Bu ellerinle, yeterki hayal gücün olsun her şeyi yaratabilirsin. Yeterki bu malzemeyle kendini ifade etmek iste. Polimer kili elime aldığımda ve yoğurmaya başladığımda, tam o anda aklıma fikirler geliyor. Bu fikirler her zaman kadınla ilgili, kadının görünüşü, güzelliğiyle ilgili oluyor. Bir kadın kendini nasıl güzel hisseder, kendini nasıl bu güzel takılarla daha iyi ifade eder diye düşünüyorum. Ben eminim ki çirkin kadın yoktur, güzel olmayı beceremeyen kadınlar vardır. Sanatımla onlara nasıl güzel olmaları gerektiğini göstermek istiyorum. Мükemmel bir takı ile kendi özlerini nasıl ifade edebileceklerini öğretmek istiyorum. Kısacası kadının özüyle olan bu bağlantı bana sanatımda ilham ve yön veriyor. Bunu tarif etmek çok zor, çok benzersiz bir şey. Bir insanın kullandığı malzemeyle bütünleşmesi, elleriyle dokunarak, kendini ifade edebiliyor olması çok farklı. En sonunda ortaya çıkanı görünce inanın gözüm, gönlüm açılıyor” dedi Zlatka.
Birçok sanatçı, kilden ve aslında başka malzemelerden de bir şeyler yaratmanın aynı zamanda bir nevi terapi olduğunu söylüyor. Bu sanatçılardan biri de Zlatka İvanova:
“Bu bir terapidir. Kendimi hazır hissetmediğimde veya keyfim olmadığında çalışmak için oturmadığımı söylemek isterim, çünkü bana ilham perisi gerek. Daha önce çalıştığım sosyal hizmetlerden de izlenimlerimi paylaşabilirim. Sadece kille değil, herhangi başka bir doğal malzemeyle çalışmak insana çok iyi geliyor, özellikle daha özel ilgiye ihtiyaç olanlar için bu çok önemli. İnsanlar bu şekilde daha önce bahsetmiş olduğum o sanat zerresine bu şekilde dokunabiliyor. Bu zerrenin her bir insanda olduğuna eminim. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan bazı insanların ellerinden mükemmel şeylerin çıktığına şahit oldum. İnanılmaz yetenekler ortaya çıkıyor. Doğadan kaynaklı kısıtlamaların bu şekilde üstesinden gelmiş oluyorlar. Sosyal hizmetlerin de aslında misyonu budur” dedi Zlatka İvanova.
İşte bunlar sanatın terapi ve insanlarda bilinmeyen bir yaratıcı potansiyeli ortaya çıkarmanın en güzel yolu olduğunun kanıtları. Bu nedenle, özellikle çalışan kadınların, günlük koşuşturmacanın içinde sanatla rahatlama ve kendini ifade etme ortamı olarak tercihi, sanat atölyelerinden yana oluyor.
Kaynak: BNR Şumen Radyosu
Türkçesi: Bedriye Haliz
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel. Dobruca ovasının Tervel şehrinden olan Dilek, "Yordan Yovkov" okulunda 11. sınıf öğrencisi...
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...