“Hamas” militanlarına karşı karadan operasyonun düzenlenmesi beklenirken İsrailli askerler Gazze Şeridi’ne yakın yığılmaya devam ediyor. Olayların gelişmesini ön safta izleyen Bulgarlar’ın gözü ile savaş, dehşet vericidir.
“Ölenleri toprağa veren İsrail, birkaç cephede savaşıyor. Dünya çapında protesto ve gösteri dalgası var. Çatışmanın bölge çerçevesşnden çıkmakta olduğu hissi var. Endişe hakimdir”. BNR’ye konuşan Teodora Asher, “İsrail’in tarihinde yaşanan en büyük” terör saldırısı üzerine oluşan durumu bu sözlerle tarif etti. Gazze Şeridi’ne erişim noktalarından birini ziyaret eden Teodora, gördüklerini gerçeküstü bir tabloya benzetti.
„İsral tarafında Gazze’ye yakın yerleşim birimlerinden tahliye edenlerin sayısı, sanırım 100 bini buldu. Gazze’de yaşayanların sayısı 2 milyonun üzerinde. Onlar da tahliye oluyorlar. Oluşturulan insani koridor üzerinden Gazze şehrinde ve şeridin kuzeyinde oturanlar, güneye doğru Gazze nehrine çekilebiliyorlar. İsrail tarafında iki şehir dahil saldırının doğrudan hedefi olan topraklarda bulunan sivillerin tahliyesi yapıldı. Şimdi askeri bölge olan bu topraklar ıssız ve boş. Yer ve gök, sessizlik ve uzaktan gelen uğultu, gerçeküstü bir tablo teşkil ediyor. Kuzeyde, 4 km yarıçapında kapalı askeri bölge ilan edilen bölgeye erişmek imkansız, yerli insanlar ise zamanının büyük bir bölümünü bomba sığınaklarında geçiriyorlar. Oysa İsral’in ulusal topraklarında yaşanan olaylar, bundan önce hiç görülmemiştir. Halk tekvücut olmuş durumdadır. Nasıl bir sivil toplum seferberliğinin söz konusu olduğunu anlatamam. Herkes kötülüğe karşı cephede saf tutuyor” diye konuştu Teodora Asher.
Yine Bulgaristan vatandaşı olan grafik tasarımcı Paloma Lantzman da sivil toplumun son derece seferber olmuş durumda olduğunu ileri sürdü.
„Mağazalar boşaldı, ama tedarik yapılmadığından değil, İsrail halkı raflarda bulunan her şeyi satın alıp askerlere ve cepheye gidenlere gönderdiği için boşaldı” diyen Paloma, kızını Tel Aviv’te büyüttüğünü ve savaş halindeki devleti terketmek niyetinde olmadığını paylaştı.
„ Kızım burada yetişti ve orduda askerlik yaptı. Biz artık İsrail’deki hayatın bir parçasıyız. Büyük sevgi ile bağlı Bulgaristan’a her fırsatta geliyoruz, ama şimdi sırası değil. İnsanlar böyle durumlarda birbirine kenetleniyorlar”.
Bayan Lantzman, Bulgar topluluğu ile aktif temas içinde olmasa da diğer resmi bilgi kaynakları ile birlikte Bulgaristan’ın Tel Aviv Büyükelçiliği tarafından verilen bilgiyi de takip ediyor.
„ Burada bilgilendirme sistemi çok iyi düzenlenmiştir ve her yerden bilgi almak mümkün. Çifte vatandaşlığı bulunan Bulgarlar’ın dönmeyi planladıklarını zannetmiyorum. Bulgaristan’a daha çok turist olarak gelenler dönüyor. Açıkçası ben panik görmüyorum. Duruma tamami ile psikolojik açıdan bakıldığında bu gerçeği bilmeyen bir Bulgar için bu gerçek şok etkisi yaratıyor” diyen Paloma Lantzman, Hamas’ın İsrail sivillerine düzenlediği ilk saldırılarının yarattığı gerginliğin hiç dinmediğini de belirterek ateş altındaki hayatı anlattı:
„ Başkent olmasa bile aslına nüfusun büyük bölümünün bulunduğu en büyük şehir olan Tel Aviv’in elit yerlerinden birinde yaşıyoruz. Apartmanlarımızda özel zırhlı odalar var. Eski konutlarda olduğu gibi umumi sığınak aramak yerine bu odalara girebiliriz. Çok zordur, bulunduğun yerde uyarı almak için telefona aplikasyon indirmek, psikolojik açıdan insana sıkıntı veren bir durumdur. Dehşet vericidir”.
En büyük travmayı ise çocuklar alıyorlar.
„ Korkunç, korkunçtur! Savaşın çocuklarda en büyük travmayı bıraktığını düşünüyorum. Kırılan çiçek gibi olan çocuklar, hayatta oldukları sürece bu acı ve stresi içlerinden atıp silemeyecekler”.
Kaynak : BNR Horizont programı
Söyleşi : Diana Donçeva
Çeviri : Tanya Blagova
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..