Yılın ilk altı ayında aile içi şiddet telefon ihbarlarını alan Ulusal Sıcak İhbar Hattını arayanlarda büyük artış var. Ocak’tan Haziran’a kadar şiddet gördükleri ihbarıyla 960 kişi hattı arayarak, yardım istedi. 2022’de bu sayı 794 idi.  

Şiddet ihbarlarını genelde kurbanların kendileri verse de, yakınlarından ve tanıklardan gelen sinyaller de az değil. 

Bu bağlamda GERB- SDS, PP- DB ve DPS’nin oylarıyla Aile içi şiddet yasasında değişiklikler yapıldı ve şiddete maruz kalanların arayacakları yolları biraz daha açılmış olundu. 

Yasadaki değişikliklerin katkısı ne olacak?  

Aile içi şiddet ihbarlarıyla koruma dilekçelerinin süresi 1 aydan 3 aya çıkarıldı.  

“Animus” Kadınları ve Çocukları Koruma Birliğinden psikolog ve psikoterapist Katya Krıstanova: “Kurbanların şiddetten korunması adına bu sürenin uzatılmasıyla çok önemli adım atıldı” dedi ve şöyle devam etti: 

„Bize başvuran kadınlardan biriyle örnek verebilirim. Mart ayında şiddete maruz kalmış bu kadın. Kolu birkaç yerden kırılmış, birçok ameliyat görmüş, Mayıs’ta tedavisi sona ermiş ve sonuç olarak ona bu şiddeti uygulayan caniye uzaklaştırma emri verilememiş. Neden? Çünkü şiddet kurbanı saldırıdan bir aya kadar bölge karakoluna şikayet dilekçesi sunmamış. Bunun sonucunda mağdur kadın devamlı tehditler alıyor, şiddeti uygulayan cani onu öldürmekle tehdit ediyor ve en feci tehdit de: “Gelip, seni bitireceğim” şeklinde oluyor”.  

Mahkeme, uzman görüş ve özel yöntemle risk analizi yapıyor. Bu yeni yasal düzenlemeyle mahkemenin aile içi şiddet riskinin subjektif olarak yorumlama uygulamasının önünü kesiyor.  

Krıstanova, birliğin çalışmlarında karşılaştığı vakalardan bir örnek verdi:  

„Hem yüz yüze, hem de sanal platformlardan defalarca tehdit alan bir kadın bu bilgileri toplamış ve şiddet uyarıları savuran kişiye uzaklaştırma kararı dilekçesiyle, bilgileri bölge mahkemesine sunmuş. Bölge mahkemesi kadının ve çocuğun hayati tehlikesi bulunmadığını, fiziksel saldırı ve şiddet olmadığı ve başka kanıtlar bulunmadığı gerekçesiyle, caniye uzaklaştırma kararı vermemiş, sadece“ fail şiddet uygulamadan kaçınsın” talimatıyla davayı sonuçlandırmış.  

Bu durumda kadının tek yapabileceği şey ve tek kaçış noktası ülke içinde bir yere Kadın Kriz Merkezine gitmek, mahkemenin delil toplaması için yarım sene beklemek, kendisinin ve çocuğunun hayatının tehlikede olduğunu anlaması için mahkemenin “uzaklaştırma” kararı vereceği günü umut etmesi olacak.  

Yasada, Aile içi şiddet ulusal bilgi sistemi kurulmasını öngörüyor. Bu ortak sistem polislere çok yardımcı olacak. Olası ihbar durumunda bu sistemden kişi hakkında direk bilgi edinilecek.  

„Aile içi şiddetten koruma yasasında şimdi prosedürler çok yavaş çalışıyor. Mahkeme kararı kağıt belgeyle bildiriyor ve kurbanı koruma yöntemlerine hüküm veriyor. Kağıt üzerine yazılı bu karar Bölge Polis Karakoluna kadar ulaştırılmalı. Polis dairesinin kapsamında yaşayan ve uzaklaştırma kararı bulunulan kişiler hakkındaki kağıt belgeler bir dosyada toplanıyor.  

Şiddet ihbarı alındığında polis önce o dosyayı inceliyor ve saldırganın dosyası olup, olmadığını, mahkeme kararının ne olduğunu (uzaklaştırma, yaklaşmama, şiddetten kaçınma vb.) görüyor ve adrese intikal edecek nöbetçi polis aracına bu bilgileri aktarıyor.  

Bundan sonra bütün bilgiler ortak bir elektronik sistemde yer alacak ve yetkili kurumların şiddet kurbanalarını daha iyi savunma ve korumalarını sağlayacak”.  

Foto: “Animus” Kadınları ve Çocukları Koruma Birliği, BGNES

Türkçesi: Sevda Dükkancı