Dünya genelindeki eski ve yeni Bulgar göçü arasında devamlılık var ve yurttaşlarımız ister Afrika, ister Güney Amerika, ister Asya ya da Kuzey Amerika’da bulunsunlar, kurdukları okul ve dernekler etrafında birleşiyorlar. Bu, Bulgaristan Bililer Akademisi(BAN) Etnografya ve Folklor Enstitüsü’nden bilim insnlarının Avustralya, Afrika, Güney Amerika ve Kuzey Amerika’da olmak üzere 5 kıtadaki Bulgar diasporası ile ilgili gerçekleştirdikleri 4 yıllık kapsamlı araştırmanın sonuçlarından sadece biridir.
Araştırma, Bulgaristan’dan göç eden ya da 3’ncü ve 4’ncü kuşak göçmen yurttaşlarımızın kurumları, ilişkileri, manevi hayatları ve vatan ile temasları üzerine yapılan ilk çalışmadır.
“Avrupa’nın ötesindeki Bulgar tarihi ve çağdaş göçmen topluluklarının kültürel mirası ve kurumsallaşması” başlıklı bilim projesi, günümüz ile 100 yıl öncek göç kaynağının bir muhasebesini yapıyor. Araştırma, Eğitim ve Bilim Bakanlığı’na bağlı “Bilim araştırmaları” fonu tarafından finanse edildi. Prof, Vladimr Pençev’in yönettiği projede BAN Etnografya ve Folklor Enstitüsü’nden araştırmacıların yanı sıra BAN İklim, Atmosfer ve Su Araştırmaları Enstitüsü’nden, Neofit Rilski Güneybatı Üniversitesi’nden, Mediator Kültür, Etnoloji ve Antropoloji Derneği’nden bilim insanları da yer alıyor.
Araştırmacıların 17 bilimsel çalışması ve makalelerinden oluşan “Avrupa’nın ötesinde Bulgarlar- kurumlar ve kültürel miras” başlıklı derlemeye artık elektronik ortamda erişilebilir. Derleme, Avustralya ve Yeni Zelanda, Asya ve Kuzey Amerika’daki Bulgar toplulukları kapsıyor.
13 Haziran’da BAN Etnografya ve Folklor Enstitüsü’nde derleme çalışmasının yanı sıra araştırmacıların Avrupa dışındaki topluluklar arasında gerçekleştirdikleri saha çalışmalarında kayıda aldıkları kısa bir film tanıtıldı. Filmde, 3’ncü ya da 4’ncü kuşak karma evliliklerin çocukları olan ancak kendilerini Bulgar olarak tanımlayan yeni ve eski kuşak göçmenlerinin bakış açısı sunuluyor.
"Bizim tespitlerimize göre, oralarda Bulgar toplulukları ve kültürel miras, bizzat kendi oluşturdukları kuruluşların faaliyetleri neticesinde korunuyor. Bunlar dernekler, okullar, dans ve folklor müzik topluluklarıdır.
Başasistan Lina Gerova’nın sözlerine göre bu şekilde yurttaşlarımız Bulgar şuurunu ve Bulgaristan’a ilgiyi muhafaza ediyorlar.
Lina Gergova devamla: “Tarihsel süreçte, uzun zaman okulları olmayan bir çok yer görüyoruz. Örneğin, daimi bir göç rağbetinin yaşandığı Arjantin, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde nesiller geriye artık Bulgarca konuşmuyorlar. Orada Bulgar olmak bir tercih meselesidir.
Birçoğu bir karma evlilikten gelen çocuklar ve Bulgaristan onların bir parçası, ancak yine de Bulgar olmayı ve toplum yaşamına katılmayı seçiyorlar. Bizler araştırmacı olarak, Bulgaristan’a bağlılığın yalnız genetik aidiyetten dolayı olduğuna inanmıyoruz. Ancak, topluluktaki faal insanların büyük çabalarını da burada takdir etmeliyiz.
Arjantin ve Brezilya gibi bazı ülkelerde Bulgar olmak çok itibarlıdır. Bazı ülkelerde Bulgarca öğrenmek, üniversite girişinde sana puan kazandırıyor. Diğer bazıları için ise anavatanda olan nine ve dedesi ile tek iletişim aracıdır.
Başasistan Lina Gergova: “Bu video çalışması, uzak destinasyonlardaki araştırmalarından önce benzer çalışmayı Avrupa’da yapan BAN etnoloji uzmanlarının diğer bir projesinin devamı mahiyetindedir.” diye belirtiyor. Sözlerine göre yeni ve eski göç arasındaki fark Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde net görülüyor.
Lina Gerova:“Güney Amerika, Kuzey Afrika, Avustralya gibi cazibesini kaybeden ülkeler var ve bu dünya ekonomik süreçleriyle bağlantılıdır. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir kez ve sonusuza dek popüler göç anlayışı yoktur. Orada büyük bir hareketlilik görüyoruz. Diğer taraftan devamlılık görüyoruz- yeni gelen göçmenler, eski göçmenlerin oluşturdukları kuruluşlar vasıtasıyla diğerleriyle bağlantı kurma yolunu buluyorlar. Bulgar topluluklarının varlığındaki rolünü ve anavatan ile köprü olduklarının gittikçe daha iyi idrak eden büyükleçliklerimizin katkılarını da unutmayalım” diye ekledi.
Yazı : Gergana Mançeva
Çeviri: Ergül Bayraktar
Foto: BTA
Uluslararası Menopoz Topluluğu ve Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyadaki kadınların menopoz ve menopoz ile ilgili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesi amacıyla 18 Ekim tarihini “Dünya Menopoz Günü” olarak kabul etmiştir . Ani ateş..
Avrupa’nın en büyük doğal ortamda yetişen, nesli tükenmekte olan Boylu ardıç (Juniperus excelsa) ormanı Pirin Dağı eteklerinde bulunuyor. “Tisata” park alanı bundan 75 yıl önce, 1949 senesinde “Doğal Sit Alanı” ilan edildi...
Kıyamet temalı Hollywood filmlerinde sıklıkla kullanılan olay örgüsünden biri, Dünya'ya çarpacak büyük bir asteroidin konu edilmesidir. Böyle bir felaketin önlenmesi için alınması gereken tedbirler ise durumu daha da..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa..