Avrupa Birliği, gelecek yıl Haziran ayında yapılacak Avrupa Seçimleri’nden önce dış müdahale ve bilgi manipülasyonu girişimlerinin yoğunlaştırılmasını bekliyor.
Avrupa Parlamentosu, hibrit saldırılara ve dezenformasyona karşı acil savunma önlemleri alınmasını talep eden bir raporu kabul etti. Rusya ve Çin'in müdahalesi ve siber saldırılar konusunda ciddi endişeler var.
Avrupa Halk Partisi'nde Avrupa Parlamentosu milletvekili ve dış müdahale raportörü Sandra Kalniete, dezenformasyon ve siber saldırılar sonucunda demokrasinin risk altında olduğu konusunda uyarıda bulundu:
“Sık sık dünya çapında demokrasinin geri adım attığını duyuyorum. Bu yanlış bir ifadedir.Demokrasi, sadece geri çekilmekle kalmıyor, demokrasi saldırı altında. 2024'teki Avrupa seçimleriyle birlikte, Avrupa demokrasisini korumak için daha sert önlemler ve daha fazla koordinasyon konusunda ısrar etmemiz gerekiyor.”
Rapor, Çin video paylaşım platformu TikTok'un Avrupa Birliği kurumlarında ve üye ülkelerdeki tüm hükümet düzeylerinde kullanımının yasaklanması da dahil olmak üzere bir dizi tavsiye içeriyor.
AP milletvekili Sandra Kalniete, yapay zekayı dezenformasyonla mücadelede yeni bir meydan okuma olarak tanımlarken mevzuatın sürekli değişen gerçekliğe uygun olmadığını vurguladı:
“Şimdiye kadar hala yalan haberleri tespit edebilirsek, yapay zeka, dezenformasyon üretimini çok daha kolay, daha ucuz ve tespit edilmesini çok daha zor hale getirecek.Dijital devrimin etkileriyle ilgili mevcut mevzuatın, dünkü sorunlarıyla ilgilendiğini fark etmeliyiz. Bu sadece AB’nin sorunu değil, küresel bir sorundur.”
AB açısından dış müdahale için bir başka ciddi ön koşul ise, Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden Avrupa'daki politikacılara ve partilere yapılan mali işlemler. Bu yasa dışı finansmanın önünü kesmek için Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Avrupa Komisyonu'nu bağışların izini sürmeyi kolaylaştırmaya ve tüm üye ülkelerle konuyu ulusal düzeyde acilen ele alma çağrısında bulunuyor.
Avrupa Politika Merkezi'nden(EPC) Dylan Macchiarini Crosson, bilgi savaşının zorluklarının yeni olmadığını hatırlatıyor:
”Hibrit taktik kavramı, ülkeler, diğer ülkeleri istikrarsızlaştırmaya çalıştığı sürece hep var olmuştur. AB vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için kendi hedefleri olan uluslararası bir oyuncu olarak AB geliştikçe, gerçekten de şimdi ön plana çıkıyor.”
Bir diğer önemli nokta ise kritik altyapı ve stratejik sektörlerin korunmasıdır. Yabancı şirketler kritik AB altyapısı üzerinde nüfuz kazandığı zaman, ekonomik bağımlılık, casusluk ve sabotaj riskleri ortaya çıkıyor.
“Friends of Europe” sivil toplum örgütünden Chris Kremidas-Courtney, sanal tehditlerin, gerçek hedefleri olduğunun altını çizdi:
" Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana değişen şey, siber saldırıların artık kritik altyapıyı da hedef almasıdır. Ve asıl güvenlik açığı, burada ortaya çıkıyor. Bu boşluğu doldurmamız gerektiğine dikkat çeken Avrupa'da çok sayıda uzman var.”
Siber güvenlik uzmanı Lyubomir Tulev, BNR'ye yaptığı yorumunda, Ukrayna'daki savaşın siber saldırılar açısından Pandora'nın kutusunu açtığını söyledi:
“Hibrit saldırıların köklerinin tam olarak bundan kaynaklandığını söyleyebiliriz, yani belirli bir hedefe ulaşmak amacıyla farklı faaliyetlerin bir karışımı olmak.Bu, hem siber dünyada hem de tamamen ekonomik, politik yönlerden çeşitli cephelerde saldırılar ve ayrıca tamamen fiziksel, saldırgan eylemler anlamına geliyor.
Bunu, ne yazık ki geçen yıl Rusya'nın 2022 Şubat'ında Ukrayna'ya karşı askeri harekatı ile yaşanan perspektifte hayal edebilirsek, tam da bunu gördük, cephedeki aktif mücadele ile birlikte aynı anda siber dünyada uyumlu saldırılar ve bununla birlikte hassas gibi görünen farklı ülkelerdeki ekonomik ve politik eylemler üzerinde, farklı etki alanlarının kullanılmasının bir kombinasyonunu.
Hangi ülkeler savunmasız? Ne yazık ki, nereye gidecekleri ve hangi yönü tutacakları konusunda kararsız olanlardır. Halkın, neyin doğru neyin yanlış olduğunu doğru bir şekilde karar veremeyen ülkeler.
Bu ülkeler yanlış bilgilere karşı çok duyarlı ve savunmasızdır. Bulgaristan’ın, sadece bana göre değil, yaklaşık 3 yıl önce AB'de yapılan bir araştırmaya göre, internette neyin doğru olduğunu değerlendirememe konusunda en savunmasız olanın Bulgaristan halkının olduğunu gösterdiğini, burada belirtmem gerekiyor.
Siber güvenlik uzmanı, siber savunmaları iyileştirmek ve insanlara sahte haberleri nasıl tespit edeceklerini öğretmek, dezenformasyon ve hibrit saldırılarla mücadelede başarının formülü olduğunu söylüyor:
Eylemler iki yönde yönlendirilmelidir. Bir taratanf, kesinlikle, sistemlerin kendilerinin, web sitelerinin kendilerinin, bilgi yaymak için kullanılacak platformların güvenliğini sağlamaktır. İhlallerin büyük bir kısmı, büyük çoğunluğu, belki de yüzde 90'ı, bu iyi uygulamalar hayata geçirilmediği için oluyor.
Örnek verdiğim için üzgünüm, ama geçen yıl tanık olduğumuz bir Bulgaristan Postalar PTT İdaresi" olayını ele alalım. Bulgaristan üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu biliyorsunuz, 2-3 aylık gibi bir dönemde emekli maaşlarının ödenmesinde sıkıntılar yaşandı. Aslında yapılan analiz, orada yedek kopyalarla, güvenlik sistemleriyle ilgili bir dizi hata yapıldığını gösterdi. Uzun zamandır bilinen en iyi uygulamaları takip etseydik, siber güvenliğe yatırım yapmış olsaydık, bunun olma ihtimali asgari düzeyde olacaktı. Ancak ikinci yön biraz daha zor. Etki tam olarak insanlar aracılığıyla uygulanabilir. Bu nedenle, yönümüz ayrıca toplumumuzu bilgiyi yanlış bilgiden nasıl ayırt edeceğini daha fazla eğitmek ve öğretmek olmalıdır.
Henüz yüzde 100 doğrulanmasa da, Rus rejimi müdahalesinin son yıllarda gördüğümüz en önemli müdahale örneklerinden biri, Donald Trump'ın başkan seçildiği ABD seçimleri oldu. Şimdiye kadar elde edilen kanıtlar, Rusya'nın, örneğin Facebook sosyal ağındaki çok sayıda sahte profil aracılığıyla, “trol çiftlikleri” aracılığıyla, bir adayı diğerinin pahasına itibarsızlaştıran bilgileri yayınlayabildiğini ve tanıtabildiğini gösteriyor.
4 milyon kullanıcının tam olarak bir adayı desteklemek ve diğerinin zararına olacak şekilde aynı bilgileri yaymaya başlamasının nasıl bir şey olduğunu bir düşünün. O zaman bir kişi savunmasız ve kararsız olduğu zaman, bu tür bir müdahaleye açık olunca, o zaman tam olarak bu tür bir saldırının bir etkisi altına kalabiliyor ve fikrini değiştirebiliyor.”
Dezenformasyon ile mücadelede sosyal ağların rolü üzerine:
Facebook, yaşlı nüfus arasında daha popüler olan bir platformdur. Facebook kullanıcılarının ortalama yaşı 47'dir. Şu anda “ergenler” arasında mutlak “mastodon” Tik Tok’tur, biraz daha ileri gençlik çağında ise İnstagram lider konumunda.Son yıllarda Facebook'tan şikayet etmeye alıştık. AB ve ABD, daha doğrusuAB sürekli olarak Facebook'un neler yapmadığına, daha neler yapılabileceğine odaklanıyor. Onları savunmuyorum, yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle arzulanacak çok şey var, ama onlar da oldukça fazlasını yaptılar. Sözüm ona sponsorlu, yanibu gönderileri daha geniş bir kitleye ulaştırabilmek amacıyla ücretli reklam yayınlayan herkes hakkında bilgi istemeye başladılar.
Daha önce hiçbir sorun yoktu, her kullanıcı sadece ödeme yaptığı andan itibaren gönderilerinin sunulmaya başlardı. Şimdi durum böyle değil. Facebook artık bu ödemenin arkasında kimin olduğuna dair net bilgi istiyor.
İkincisi, Facebook, içeriği izlemek ve analiz etmek için çok sayıda mühendis istihdam etti. Sosyal ağın kullanım kurallarına aykırı bir gönderi tespit ettikleri anda, o içeriği kaldırmaları yeterlidir. Ne yazık ki, her şey mükemmel değil. Her zaman bir risk var ve bunun gibi gönderilerin yayınlandığını görüyoruz.
Ve bu tam olarak son adımın devreye girdiği yer burası, bu da insan faktörü.
İnsanın, kendini savunmasının son katmanı olarak, neyin doğru neyin yanlış olduğunu fark edebilmesidir, ama yine söylüyorum, tabii ki bu, zaman alıyor.
Yazı: Rosina Petrova
Türkçesi: Şevkiye Çakır
Foto: freepik.com
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
Almanya’da Bulgaristan vatandaşları 66 seçim sandığında oy kullanabilir . Berlin’de her birinde makineli oylama olan beş seçim sandığı var. Seçim günü sorunsuz ilerliyor . Bulgaristan Radyosu’na konuşan Berlin’deki seçim sandığı üyesi Marin..