Tuna nehrinde motorlu tekne seyahati, kuş gözlemi, ıssız adaları ziyaret, vahşi doğada piknik veya sahilde güneşlenmek. Bu atraksiyonlar ile Nikopol macera turizmi destinasyonu olarak kendini kanıtladı. Bahar yaklaşınca, şehir turist akınına uğrar. Yerli ve daha sık da Romanyalı turistler burada en büyük yerli atraksiyon olan Nikopol takımadalarına tekne gezisi için gelir. Bu gezileri ise “Amur-Nikopol” derneğinden balıkçılar organize ediyor. Dernek başkanı Biser Georgiev, “Bu yıl sezon çok erken başladı, biz bile böyle büyük ilgi beklemiyorduk” dedi ve şöyle devam etti:

“Bu artık üçüncü sezonumuz. Her yıl turist sayısı artıyor ve biz de bu şekilde şehrin turistik destinasyon olarak gelişmesi yönünde belediye ve yerli iş sektörüne yardımcı olabildiğimiz için mutluyuz.

Bu geziler yurtdışında da çok tanınır olmaya başladı. Geçen yıl İsrail’den 20 turist ağırladık. Bu yıl İsrail’den yine turist bekliyoruz ve İtalya’dan da 50 kişilik bir grup kayıt yaptırdı. Nehir seyahati istiyorlar. Tuna nehri üzerinden Oryahovo şehrine gitmek istiyorlar... bu 80 kilometrelik bir mesafe...”

Motorlu tekne su üzerinde ilerlerken turistlerin üzerinde kuş sürüleri uçuşuyor. Bu kuşların bir kısmı yakınlarda bulunan “Persina” Doğa Parkı’ndan. Bu yıl Lakıt adasında çok nadir rastlanan türlerden olan deniz kartalları çifti yerleşti.;

Yaz mevsiminde Tuna’da su seviyesi düştüğünde, adalarda muhteşem plajlar ortaya çıkıyor. Bu adalardan en çok ziyaret edileni ise Katunara, yerli halk arasında geniş plaj alanı ve ince kum tanelerinden dolayı Maldivler adı ile de anılıyor. Bahar mevsiminde ise su seviyesi daha yüksek olduğunda başka bir atraksiyon sunuluyor. Nehir üzerinden “kiraz suları” boyunca sözüm ona Amazonka’ya seyahat, bu dönem kiraz mevsimi ile aynı zamana denk geliyor.

Biser Georgiev sözlerini şöyle sürdürdü: “Su seviyesinin daha yüksek olduğu zamanlarda Tuna’nın Bulgaristan kıyısında söğüt ağaçları etrafında ilerliyoruz. Geçiş imkanı varsa sözüm ona Amazonka olarak anılan bölgeye gidiyoruz.eğilmiş ağaç dalları, keskin virajlar, Amazonka nehrinde olduğu gibi dar kanallar, çok güzel bir yer. Burada bir söğüt türü var. Çin’e özgü bir bitki de var, buna “amorf” diyoruz, mor çiçekleri olan bir bal bitkisi bu.”

Nikopol balıkçıları derneği muhteşem tekne kaptanları ve tatlı dilli birer rehber. Onlardan bölgedeki kuşlar, balıklar, adalar ve Tuna’nın değişken karakteri ile ilgili herşeyi öğrenebilirsiniz. 10. Yüzyıldan kalma “Sveti Stefan” taş kilisesini de ziyaret edebilirsiniz. Burada nehre açılan nefes kesen manzara ise görülmeye değer.

Ancak herkesin sabırsızlıkla beklediği başka bir atraksiyon daha var – nehir kıyısında piknik. Bununla ilgili Biser Georgiev şunları paylaştı:

“Bu piknik, balık avlama, nehir kıyısında pişirilen balık çorbası, balık ziyafeti. O sebeple de katılacakların listesi önceden yapılıyor, çünkü beyaz şarap veya rakının soğutulması, hazırlanması gerekiyor. Ve bir imkan daha var. Turistlerin telebi üzerine plajda zaman geçirme imkanları da oluyor.”

Nikopol balıkçılarının özel markası haline gelen balık çorbası dışında sazan balığı, hayvar çörekleri, ev çöreği ve ayva rakısı da var.

Biser, turistlerin adalardan ayrılmak istemediği zamanların da olduğunu ve iki Alman kadının bir adada gecelediğini anlattı. Nikopol takımadalarında nehir gezilerine çevreyi koruma amaçlı Bulgar turizm operatörleri tarafından düzenlenen turistik seyahatler de var.

Ayrıca Nikopol bölgesinin tanınması için belediye tarafından düzenlenen jet ve tekne yarışları düzenleniyor.

Ve artık geleneksel hale gelen her yıl düzenlenen “Tuna – insanlar, doğa ve gelenekler” festivali de şehrin insanlarının geçimini, mutfağını ve gündelik hayatını tanıtıyor.

Fotoğraflar ve video: Veneta Nikolova

Çeviri: Özlem Tefikova