Rusya'ya yönelik yaptırımların üçüncü ülkeler tarafından atlatılmasıyla nasıl mücadele edilelecek? Bu, AB Dışişleri Bakanları tarafından tartışılan 11’inci AB yaptırım paketinin temelinde yatıyor.
Ancak uzlaşmaya giden yol normalden daha uzun olabilir.
Yeni yaptırımlar konusu geçen haftadan itibaren konuşulmaya başlandı.
Bu konuda ilk konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen oldu:
“Avrupa Komisyonu 11’inci yaptırım paketini önerdi, bunlar öncelikle öncekilerin uygulanmasını ve atlatılmasını hedefliyor. Bu, elbette, benzer kısıtlayıcı önlemler üzerinde çalışan G7 ülkelerinin geri kalanıyla çok yakın bir şekilde koordine ediliyor.”
G7 ülkeleri ayrıca Hiroşima'da, Rus askeri makinesinin aletler ve teknoloji gibi askeri teçhizatını yeniden inşa etmesine yardımcı olan her türlü ihracata yönelik ambargoyu genişleterek anlaştı.
Diğer yol ise Rusya'dan metal ve elmas ithalatını sınırlamak.
Yine geçen hafta, ve yine Hiroşima'da, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, yaptırımların atlatılmasının önlenmesi hakkında konuştu:
“Takip konusunda çalışmak çok önemli, bu yüzden etkili bir sistem kurmamız gerekiyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki asıl zorluk, yaptırımlarımızın bizim için değil de Rusya için acı verici olmasını sağlamaktır. Burada söz konusu olan savaş makinesini engellemek için tetiklemeye çalıştığımız mekanizmadır. Ve bu belirli beceriler gerektiriyor.”
Avrupa Komisyonu'nun Çarşamba günkü olağan toplantısından sonra örnekleri ve ülkeleri belirten Avrupa Komisyonu'nun Ekonomiden Sorumlu Üyesi Paolo Gentiloni somut konuştu:
“AB Ekonomik ve Mali İşler Konseyi Toplantısı sırasındabakanlara bazı veriler sunduk. Biliyorsunuz AB'den Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi bazı Orta Asya ülkelerine ihracatta çok belirgin artış var. Aynı zamanda bu ülkelerden Rusya'ya yapılan ihracatta da aşağı yukarı aynı oranda artış var.Örneğin Kazakistan'a AB'den yapılan ihracat 185 milyon avronun üzerinde artarken Kazakistan'dan Rusya'ya yapılan ihracat ise 186 milyon avronun üzerinde oldu. Elbette ki, zorluklardan biri de bu, bu kadar büyük miktarda yaptırım beklemiyorduk, ancak konuyla ilgili zekamızı, bilgimizi ve verilerimizi güçlendirirsek bununla başa çıkabiliriz.”
G7 liderlerinin bu konudaki kararı veya daha doğrusu açıklaması, cesaret verici, hafif tehdit edici tonla birlikte birkaç genel hikaye ile özetlenebilir: "Tedbirlerimizin atlatılmayacağını sağlamak için bu ülkeler tarafından verilen taahhütleri not ediyor ve teşvik ediyoruz" ve ülke isimleri verilmeden "Üçüncü ülkelere, Rusya'nın saldırısına maddi destek sağlamayı derhal durdurma çağrımızı yineliyoruz, önlemlerin gerekli etkiye sahip olmasını sağlamak için harekete geçmeye devam edeceğiz."
Ayrıca Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Rusya'ya yönelik bu AB yaptırım paketinin şimdiye kadarkilerin en karmaşığı olduğunu kabul etti:
“Sonraki her paketin bir öncekinden daha zor olduğu çok açık, çünkü karar verilmesi için ek siyasi çaba gerekiyor.Ve Rusya'ya karşı ne kadar çok yaptırım uygularsak, boşluklar üzerinde o kadar çok çalışmamız ve onları atlatmaktan kaçınmamız gerektiği çok mantıklı.
Bu nedenle, kısıtlayıcı önlemlerimizin etkisini en üst düzeye çıkarmak için diğer ülkelerle çalışmak üzere temsilcimizi atamaya karar verdik.”
Avrupa Halk Partisi (EPP) Milletvekili Andrey Kovaçev’e şu soruyu soruyorum: Rusya'ya karşı 11’inci yaptırım paketinde uzlaşmaya varılmasının ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?
“Umarım en kısa zamanda gerçekleşir. Amaç, Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'daki bu yıkıcı savaşı sürdürme kabiliyetini etkileyen etkili yaptırımlara sahip olmaktır, böylece Rus ordusunun, tanklar, mermiler, özellikle modern teknolojik ürünlerle olmak üzere, hassas teçhizat, uçak parçaları yeni saldırı ve yıkıcı sistemle tedarik etme, üretme fırsatına sahip olmamasıdır.
Biz AB'de önce oybirliği olup olmadığına bakmalıyız, Macaristan'dan bazı sinyaller aldık ve bölünmüşlük başımıza gelebilecek ve başımıza gelen en büyük sorun ise birleşik bir pozisyona sahip olmamak ve dolayısıyla Rusya Federasyonu'nu kolaylaştırmak.
Reykjavik'teki toplantıdan ve pek çok uluslararası forumdan sonra, Rusya Federasyonu'nun insanları öldürmeye, Ukrayna şehirlerini yıkmaya, bağımsız bir devletin bütünlüğünü ve egemenliğini acımasızca çiğnemeye devam etmesine izin veremeyeceğimize dair açık bir talepte bulunulmasını çok umuyorum. Ve bunu sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda kendimiz için de umuyorum.
Ukrayna topraklarında Kremlin için olumlu herhangi bir adımla çatışmayı genişletme tehlikesi, üye ülkelerin yanı sıra genel olarak küresel güvenlik ve demokrasi üzerinde son derece olumsuz bir etki yaratacaktır.
Örneğin, AB'nin Çin'e olan aşırı bağımlılığı göz önüne alınırsa, Çin ve Hindistan gibi ülkeler konusunda nasıl bir uzlaşmaya varılabilir?
“ Dünya liderleri, Rusya Federasyonu ve Kremlin'in savaş makinesinin Ukrayna'daki savaşı sürdürme fırsatıyla beslenmemesi için bir güvenlik kordonu oluşturmaya çalışıyor ve tabii ki Çin çok önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle, Avrupa Komisyonu tarafından önerilen tüm yasal önlemler paketi, bizim daha bağımsız olmamızı, stratejik özerkliğe sahip olmamızı, çip üretimimizi ve sadece nadir metallerde ve yalnızca Çin'e bağımlı kalmamamızı hedefliyor.
Bunlar son derece iddialı görevler, elbette ki, onlarca yıldır ihmal ettik. Bu nadir metallerin çıkarıldığı yerlerin çoğu Afrika'dadır. Orada şimdilik Avrupa ülkeleri rekabeti Çin lehine kaybediyor gibi görünüyor. Türkiye konusuna gelince, netlik, istikrar, öngörülebilirlik, iyi komşuluk, işbirliği, komşuluk – gelin bu kelimeyi kullanalım, biz komşuyuz ve seçimleri kim kazanırsa kazansın, Türk yönetimi ve hükümeti ile iyi bir ortaklık içinde olmamız bizim için son derece önemli.
Bu, Bulgaristan için en önemli şeylerden biri çünkü Türkiye, Bulgaristan'ın en önemli komşularından biri.
Komşumuz olduğuna göre, ona yaptırım teklif edildiğinde veto etmemiz için bir olasılık görüyor musunuz?
Öncelikle, Rusya'nın askeri makinesi için kullanılabilecek yüksek teknolojili ürün, sistem ihracatının gerçekten Türkiye üzerinden olup olmadığını ve durumun ne olduğunu görmemiz gerekiyor.
Çünkü Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında yapılan anlaşma ile Ukrayna'dan Boğaz'dan transit geçiş için gelen tarım ürünlerinde Türkiye'nin olumlu bir role sahip olduğunu biliyoruz. Türkiye, olumlu bir rol oynayabilir ve oynamaktadır, ancak tabii ki Avrupa Komisyonu ve kurumları ile üye ülkeler, yaptırımların aşılmasının Türkiye üzerinden yapılıp yapılmadığını daha iyi biliyorlar.
Almanya'nın ülkelere değil şirketlere yaptırım uygulama fikrine nasıl bakıyorsunuz?
"Şirketler tamamen özel ve devlete bağlı olmayıp bu faaliyeti Rusya'ya yönelik yaptırımları baştan atlatarak yaparsa çok mantıklı. Özellikle Avrupa pazarında olma isteği olan veya bu pazarda bulunan şirketler için, AB'deki Avrupa varlıklarının dondurulması da dahil olmak üzere, artık Avrupa pazarında ekonomik olarak faaliyet gösterememeleri onlar için ciddi bir darbe olacaktır.
Bu çok etkili olurdu. Biz, bunu uzun zamandır konuşuyoruz. Sorun şu ki, politikamızda etkili değiliz, rejime bağlı özel şahıslar, özel veya devlete ait Rus şirketleri veya yerel yönetimler olsun, Rusya'nın AB'deki ekonomik varlığı açısından da çok yavaş davranıyoruz.
Burada Bulgaristan'da da mülkü bulunan Moskova hükümetinden bir örnek vereceğim. Navalny'nin teklif ettiği kişi ve şirketler listesinin sadece bir kısmı için çok uzun zaman harcadık. Bu listede yaklaşık 2 000 kişi vardı, Navalny'nin örgütü geçen yıl yaptırım listesine alınmalarını önermişti.
Ve şimdi yasal bir çözüm aranan diğer büyük konu ve bu oldukça mantıklı, bir Bulgar atasözü ile açıklanabilir: “Kabı kıran, alır”, yani kim herhangi bir mala zarar vermişse, o malı buna göre onarmakla yükümlüdür.
Rusya Federasyonu'nun bugüne kadar devam eden bu saldırıları,özel ve devlet olmak üzere Ukrayna altyapısına, Ukrayna ekonomisi ve sanayisine, Rusya Federasyonu AB topraklarında bulunan varlıklarla gerçekleştirdiği açıksa ve Rusya yerel yönetimi, Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'ya yönelik bu saldırgan savaş yoluyla neden olduğu zararı telafi etmeli ve eski haline getirmelidir.
Bu temel bir mantıksal sonuç, ancak varlıkların dondurulması dışında, bunlara nasıl el konulabileceği ve Ukrayna devletine teslim edilebileceği konusunda yasal zorluklarımız var."
Özel şirketlere “Rusya’ya hayır!” maddesi getirilebilir mi ve bu şirketlerin potansiyel müşterileri olan AB dışı ülkeler tarafından ne ölçüde takip edilmesi beklenebilir?
İlgili ülke, ekonomik operatörlerinin AB topraklarında faaliyet göstermeye devam edebilmesi için AB tarafından uygulanan yaptırımlara uyacağını resmi olarak beyan etmişse ve her şeye rağmen özel şirketler bunu ne ölçüde gerçekleştiriyorsa, bu çok makul bir sorudurve yine de özel şirketler, hükümetlerinin bunun olmayacağına dair taahhütlerine uymuyor, bundan kim sorumlu?
Buna göre, özel şirketler sorumlu ve bu nedenle Almanya'nın bu fikri oldukça mantıklı geliyor, uymayanların tamamen hedef alınması veya kasıtlı olarak yaptırıma tabi tutulması gerekiyor.
Siparişler, paravan şirketler tarafından karmaşık olan satın alma planından geçerse, yaptırımlara uyum nasıl izlenecek?
"Hayali olsun ya da olmasın, hala isimleri var ve hayali olmayan başka bir şirketle anlaşmaları var.Bazı yüksek teknoloji mallarının üreticisi, onu satmak için bir firmayla sözleşme yapar. Bu zincirin en azından başında izlenebilirlik vardır. Buna göre, bu malın Rusya'ya ulaştığı tespit edilirse daha ileride hayali şirketler olabilir ama yaptırım AB şirketinden veya kuruluştan, enstitüden, üniversiteden ve hatta devletten ilk alan şirkete yöneliktir.
Ve tabi en başından beri hayali firmalara satılmışsa, Avrupalı yargı makamlarının buraya, Avrupalı firmaların doğrudan Rusya'ya ihracat yapan hayali firmalara neden ve nasıl satış yaptıklarına müdahale etmesi gerekiyor.
Rusya'ya karşı birçok yaptırım geçirildi, ancak savaş devam ediyor ve haklı olarak bunların ne kadar etkili olduğu merak ediliyor…
O yüzden bu 11’inci yaptırım paketi, uçak parçaları gibi bazı yeni yüksek teknoloji ürünlerle genelleştiriyor, tamamlanıyor, ama, evet, ana fikri önceki on paketin gerçek ekonomik hayatta nasıl ve ne kadar gerçekleştiğini kontrol etmektir. Tabii ki, üye ülkeler bunu uygulamaya hazır.
Çin'in iki katı küçüklüğündeki AB, yaptırımlarını atlatmamaya nasıl zorlayacak, hele buna Avrupa'nın bağımlılıklarını da eklersek, bu, daha ziyade belirlenmiş bir cevap.
Ve eğer Hindistan ve Türkiye gibi ülkeleri eklersek, bunun yerine cevap artık bırakın verilemiş olması, ancak açık ve net olmaya devam edecektir, en azından AB bağımlılıklarından kurtulana kadar, ki bu çok fazla zaman gerektiriyor.
Çünkü kendi çıkarları olan büyük ülkelerden bahsediyoruz ve hiçbiri Avrupa pazarlarını kaybetmek istemese de, Rusya ile karlı ticari ilişkilerini kesinlikle kaybetmek istemiyorlar. Başkasının pahasına olsa bile.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Ursula von der Leyen'in yeni Avrupa Komisyonu’nda yer alan 26 AB Komisyonu üyesi adayını,..