Paskalya Yoğurtusu arifesinde, şef Penö Ivanov ve "Gelenek Koruyucuları" Vakfı tarafından düzenlenen geleneksel "Ninemin Tarifleri" çocuk resim yarışması çerçevesinde Bulgaristan'ın dört bir yanından çocukların toplayıp gönderdikleri gerçek mutfak keşiflerini sergiliyor.
Aslında, bu fikir, şef Penö Ivanov'un ailenin en büyüğü olan ninenin, bütün aileyi bir sofraya toplamayı başardığı çeşitli yemek tariflerini çocuklardan almaya başlayınca doğdu.
Bu yıl da jüriye öğretmenler, Ulusal Sanat Akademisi'nden öğretim görevlileri ve gazeteciler katıldı.
Ve "Ninemin Tarifleri" adlı çocuk resim yarışmasının temelinde, ataların hatırası ve eski Bulgar geleneklerinin korunması fikri yattığı için Paskalya arifesinde ekmek konusu işlendi.
Şef Penö Ivanov, "Kozunak, yani Paskalya çöreği, söz konusu olunca, ister sodalı ekmekten ister poğaçadan farklı olsun, bu, bir tür ritüel ekmektir" dedi ve şöyle devam etti:
„Bu bakımdan, insanın ekmek yapması çok faydalıdır. Herkes hayatında en az bir kez ekmek yoğurmalıdır. Bu bir ritüel. Bunu, geçen asrın 90'lı yılların başında benim hayatımda çok özel yere sahip olan bir ustayla tanıştığımda öğrendim. “İnsan ekmek gibidir” derdi. “Kişinin psikolojisini, düşüncesini bilirsen daha iyi bir fırıncı olabilirsin.”
Eskiden ekmekler, büyük ekmek teknelerinde yapılırdı, hamur bütün gece orada bekletilirdi ve bu da, ekmeğin güzel mayalanmasına yardımcı olurdu, çünkü bu, yavaş bir süreçtir. Aslında mayalanma, kosunağın, yani Paskalya çöreğinin mis gibi güzel tadının sırrıdır.”
Şef Penö Ivanov, "Ninemin Tarifleri" yarışması için mektuplarda aldığı tüm tarifler arasında en çok eski geleneksel Bulgar yemeklerine değer veriyor.
„Çünkü bir zamanlar yemekler, malzemeler ve hazırlama teknolojisi açısından çok basitti. En zenginler arasında olmayan, ancak mevcut birkaç ürünü farklı şekilde zengin bir çeşitlilik elde etmek için birleştiren yaşlı insanlara hayranım. Benim de,Sviştov bölgesine ait en sevdiğim tarifim var. Ve "Ninemin Tarifleri" söz konusu olduğunda hep bundan bahsediyorum. Orada bir nine mısır unundan helva yapmayı gösterdi ve bu yıl yarışmaya benzer bir tarif gönderildi. Bu beni çok mutlu etti çünkü geleneğin yaşatıldığını ve ailelerde yaşatıldığını gösteriyor.
Bu yıl yarışmaya gelen tarifler arasında eğlenceli bulduğum şey, "Kozunak bez boy", yani tahtaya vurmadan yapılan Paskalya çöreğidir. Anlaşılan, birisi kozunağın kabarması için, masanın üzerindeki hamuru dövmekten çoktan bıkmış gibi görünüyor. Bu yüzden kendine has "vurma yok" teknolojisini yapmış. Masada hamurun dövülmesinin tahıldaki nişastayı, unlu mamullerin kalitesini ve tadını etkilediğine dair bir teori var. Ne kadar objektif olduğu başka bir konu, çünkü bilimde bu faydası kanıtlanmamıştır. Hiç şüphesiz Bulgar halkı bilgedir, topraklarımızdan geçen birçok kabile ve milletten gelenekleri de miras almıştır.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Foto: Facebook / "Ninemin Tarifleri"
20 Eylül saat 11 civarında, Prof. Dr. Lyudmil Vagalinski’nin ekibinden arkeologlar, Antik kent Heraclea Sintica’nın büyük kanalizasyon kanalında ikinci heykel keşfettiler . BGNES’in Archaeologia Bulgarica sitesine dayandırdığı..
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...