Görüşmeye katılanlara hitap eden cumhurbaşkanı yardımcısı İliana Yotova, bu etkinliğin Bulgaristan Yahudilerinin kurtarılmasının 80’inci yıldönümü kutlamalarının başlangıcı olduğunu belirtti. Tartışma konusuna değinen Yotova, gerçek haberlerin 1500 kişiye ulaştırılması için yalan haberlere kıyasla 6 kez daha fazla zaman gerekli olduğunu hatırlatarak, yalan haber tartışmasının başka bir açıdan ele alınmasını teklif etti:
"Sahte etkileşim politikaları olmasaydı yalan haberlerin yayılması mümkün olacak mıydı? Şimdi Avrupa’nın merkezinde, Ukrayna’da yürütülen savaş, hepimizin savunduğu Avrupa değerleri uğrunadır. Aynı zamanda bu, dezenformasyonun korkutucu gerçekleriyle yüzyüze gelmek anlamına geliyor. Yapılan bir araştırma, vatandaşlarımızın yarısından fazlasınınsavaşla ilgili verilere inanmadığını gösteriyor. İnternet’te yürütülen veri, yorumlama ve sansasyon yaratma mücadelesi de bundan az tehlikeli değildir. Ukrayna haberlerini izlerken geçmişten hatırladığımız askeri muhabirlerin klasik örneklerine neden rastlanılmadığını hiç düşündünüz mü? Buna karşılık olarak dezenformasyon bütün taraflardan geliyor, gelişmeler yanlış yorumlanıyor, monte edilmiş görüntüler bize gösteriliyor. Bu korkunç yarışta barış konusuna bile yer verilmiyor. Bu bağlamda, medyadan, gerçeklerden, kurtarmadan söz edilirken, Şubat’tan itibaren medya yoluyla barıştan bahsedilmesi, bir görüş açısının ifade edilmesi çabaları görülmüyor."
‘Yalan haber’ hastalığından tedavi mümkün mü?
"Gazeteci ve medyanın bunda en büyük rolü var.Yalan haberle mücadelede gazetecilerin vicdanı ve görüş açısından daha güçlü bir silah yoktur. Bunun için son zamanda gerçek gazeteciliği destekleyen sesler bu kadar güçlüdür.
Bu sadece gazetecilerin değil, sahte bilgilerden yararlanarak yalan haberler üretmekle meşgul olmayı istemeyen kurumların da bir görevi olmalıdır.“
Bulgaristan Yahudilerinin kurtarılmasının 80. yılına dair kutlamaları koordine eden Kültür bakanı Velislav Minekov, sosyal medyanın etkisi bakımından medya ortamının giderek karmaşık bir hal aldığını belirtirken şöyle dedi:
"Bulgaristan’daki medya ortamı mülküyetinin şeffaflığı ve kamusal medyanın devlet finansmanına bağımlı olmasından dolayı sorunludur. Radyo ve televizyon yasası eskimiş olup günümüz iletişim ortamına uygun düşmüyor" diye belirtti.
Turizm bakanı İlin Dimitrov, şimdiye kadar en büyük Bulgar diasporası bulunan şehir ve devletlerde düzenlenmiş Bulgar medyası görüşmelerinin, turizm de dahil, Bulgar ekonomisinde elde edilen iyi sonuçların yaygınlaştırılması için mükemmel bir platform olduğunu belirtirken şu çağrıda bulundu:
" Biz şimdi imajımız uğruna savaşım yürütüyoruz. Her ay Bulgar turizmini olumsuz yönde yansıtan 150 ile 170 arasındanegatif başlıkla karşılaşıyoruz. Bu, sektörümüze zarar getiriyor.Turizmi değerlendirme biçimini değiştirmemiz gerekiyor. Medya ortamına gelince son 3 ayda biz yeni teknolojiler, dijitalleşme ve sosyal medya ağlarına ağırlık veriyor, aynı zamanda geleneksel haber verme biçimlerinden de vazgeçmiyoruz. “
Çile Yolu’nda ilk kez Batı ve Orta Avrupa metropoliti Antoniy ve başpapaz Konstantin Tsankov, Kudüs Patrikhanesi ve yakın manastırdan kardeşlerle beraber Bulgarcada bir dini ayin düzenlediler.Metropolit Antoniy ayinden sonra „ Bulgar halkının sağlığı, iyiliği ve refahı için dua ettik" diye belirtti.
"Bulgaristan Ortodoks Kilisesi’nin yüksek rütbeli dini adamları olarak biz her zaman kendimiz, Bulgar patriği, kutsal Bulgar kilisesi için dualar okuyoruz. Bu, özellikle, Kurtarıcımız Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği, gömüldüğü ve üçüncü günde dirildiği, bütün Hristiyanlar için bu kutsal yerde büyük önem taşıyor. Çünkü Hz. İsa’nın dirilişinin her Ortodoks kişinin inancının dayanağı olduğunu biliriz. Bu, Tanrı’nın bizi unutmadığına dair bir umuttur. Bunun için bugün ben Tanrı’nın, isteyerek veya istemeyerek işlediğimiz günahları affetmesini rica ettim, nerede bulunurlarsa bulunsunlar bütün Bulgarların daha iyi bugünü ve yarınını bizesağlaması için dua ettim.“
BTA Genel müdürü Kiril Vılçev, XVII. Dünya Bulgar medyası görüşmesinin, sadece Bulgaristan Yahudilerinin kurtarılmasından değil, medyada gerçeğin savunulup öne çıkarılmasından bahsedileceği Bulgarlar için bu kutsal mekanda düzenlenmesinin büyük önemi olduğunu belirtti.
Şöyle devam etti Kiril Vılçev: "Uyanış Çağımızda Bulgarların Kudüs’ü ziyaret ederken veya bunu hayal ederken duydukları büyük heyecan ve coşkuyu anımsayalım. XVII. Dünya Bulgar medyası zirvesi gerçekten kutsal bir yerde yapılmaktadır. Biz burada Bulgaristan Yahudilerinin 1943 yılında Bulgar devleti, Bulgar Ortodoks Kilisesi ve bütün Bulgar halkı tarafından Nazi toplama kamplarınagönderilmesini reddetmesinin 80’inci yıldönümünün başlangıcını koyuyoruz. Görüşmemiz ayrıca medyanın İnternet’te serbestçe dolaşan yalanlardan arındırılması, gerçeğin savunulmasından bahsetmemiz için de çok uygun bir yerdir.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı yardımcısı İliyana Yotova, Meclis Kültür ve Medya Komisyonu başkanı İvan Çençev, geçici Kültür ve Turizm bakanları Velislav Minekov ve İlin Dimitrov, Bulgaristan’ın Tel Aviv Büyükelçisi Rumyana Bıçvarova, AB’nin İsrail’deki heyetini yöneten Dimitır Tsançev bütün dünyadan Bulgar medyası temsilcilerine kutlama mesajlarını iletecekler.
Zirvenin bugünkü gündeminde ‘Medya ve insanın kurtarılması – medyanın ebedi değerleri“ konulu bir tartışma yer alıyor.
Medya ve bunun İnternet dünyasında kurtarılması, İsrail’in Tazpit Press Service (TPS) haber ajansının evsahipliğini yapacağı ikinci panelin odağında bulunacak.
Görüşmeye katılanlar, yürütülentartışmalardan sonraHolokost kurbanlarının anıldığı‘Yad Vashem’ dünya merkezini ziyaret edecekler. Katılımcılar İsrail’deki Amerikan Yahudi Komitesi’nde müdürü Avital Leybovich ile görüşerek ülkede yapılan genel seçimleri tartışacaklar.
Medya görüşmesi sırasında ’13 veka Bulgaria’ (13 yüzyıl Bulgaristan)Mili Bağış Fonu’nun yurt dışında bulunan bir Bulgar medyasının kültürümüzün yayılmasına katkıları için geleneksel ödülü de sunulacak.
Çeviri: Neli Dimitrova
Foto: EPA/BGNESMoldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..