Kültürün bir Avrupa başkentinin görünümünü değiştirmesi mümkün mü? DOMA Art Foundation yürütme müdürü Martina Stefanova bu soruya olumlu cevap veriyor. Kendisi fikir arkadaşları ile beraber yedinci yıldır bunun nasıl gerçeğe dönüştürüldüğünü başkentin ‘Maria Luisa’, ‘Dondukov’, ‘Vasil Levski’ bulvarları ve eski Yahudi mahallesi olarak bilinen ‘Slivnitsa’ semtinde düzenlenen ‘KvARTal’ festivali aracılığıyla olası olduğunu kanıtlıyor. Gelenek üzerine bu etkinlik her zaman 17 Eylül’de kutlanan Sofya Günü’ne yakındır. Bu yıl 16 ila 18 Eylül günlerinde düzenlenen festivalin konusu ‘Küçük Şeyler’dir çünkü söz konusu semt şehir merkezinde yer alan artistik yerlerden biridir. Daha ilk "KvARTal" festivali ile bu semtin görülmeye değer mimari ve tarihsel yerlerinin tanıtılması, bunların neden korunması gerektiği fikri ifade edildi.
Sofya’nın ticaret merkezi olan eski Yahudi mahallesinin şimdiki görünümü Bulgaristan’ın 1878 Kurtuluşu’ndan 20. yüzyılın 30’lu yıllarına kadar biçimleniyor. Sofya’nın 1944 yılındaki bombardımanlarından ve Bulgaristan’daki büyük Musevi topluluğunun İsrail’e yerleşmesinden sonra söz konusu mahalledeki binaların büyük bir bölümü devlet malı ilan edildi ve semt ıssızlaştı. Semt topraklarında 110 kültür anıtı bulunuyordu, ancak 2005 yılında yapılan güncelleme sonucu 49’unun bu statüsü geri alındı. Nüfusu 12 bin kadar olan bu semtte birçok müze, farklı mezheplerin abideleri, zanaat işlikleri, sanat galerileri, restoran ve kafe bulunuyor.
Martina Stefanova, geçen yüzyılın 70’li yıllarında tanınmış mimar Belin Mollov’un başkentin bu sahasınıın illa bundan istifade edilmesi gereken bir artistik, bohem ruhu olduğu yolundaki sözlerini anımsatıyor.
"Her şehir semtinin kendi özellikleri var. Yahudi semtinin bohem ve entellektüellerin toplandığı bir yer olarak tarihçesi, ünü var. Örneğin Sofya Üniversitesi çevresinde bir profesör sitesi bulunur.’
Martina Stefanova’nın BNR’nin ‘Noşten Horizont’ programında belirttiği gibi, Sofya’nın merkezindeki birçok diğer mekâna benzer biçimde söz konusu başkent semtlerinin temel sorunları, yeterince yeşil sahalar ve park yerinin bulunmaması, bakımsız olması, tarihi önem taşıyan binaların mimari özelliklerinin zamanla yok olması, kötü altyapı sorunları yaşanmasıdır.
Şöyle diyor:"Başkentliler ile kentin konukları bu yıl da trafik araçlarından arınmış, genişletilmiş bir yaya bölgesinin tadını çıkarabilir. Hedefimiz, Sofya’da yaşayan insanlara daha geniş gezi yerleri sağlamaktır. Özellikle söz konusu Yahudi semtinde birçok bina var, kamusal alanlar ise sınırlıdır. Festivale semtin topraklarında bulunan 100’den fazla atölye, zanaat işliği katılacak, müzik programı, küçüklere eğlenceler, sokak temsilleri, edebiyat turları, ‘Yahudi Sofyam’ konulu bir tarihsel tur düzenlenecek. Böylelikle yaz keyfimize yeni keyifler eklenecek.“
7’ncisi düzenlenen „КvАRTal“ festivalinin programına bu etkinliğin sosyal medyadaki sayfasına girerek ulaşabilirsiniz.
*"КvАRТаl" festivali, başkent büyük belediyesinin kültür takvimindeki etkinliklerden biri olıup başkentin ‘Oborişte’ belediyesi ile işbirliği içinde gerçekleşiyor.
* Martina Stefanova kültür etkinlik sorumlusu, kuratör, sanat eleştirmeni, DOMA Art Foundation yürütme müdürü ve kurucularından biridir. Modern sanat, kültür ve şehirleşme alanında çalışıyor.Moskova Devlet Üniversitesi’nin baskı sanatları bölümünden master derecesi sahibidir, ardından Güney Kore’de medya ve animasyon öğrenimi almıştır.
Derleyen: Vesela Krısteva
Çeviri: Neli Dimitrova
Foto: Facebook / kvartal.art.district20 Eylül saat 11 civarında, Prof. Dr. Lyudmil Vagalinski’nin ekibinden arkeologlar, Antik kent Heraclea Sintica’nın büyük kanalizasyon kanalında ikinci heykel keşfettiler . BGNES’in Archaeologia Bulgarica sitesine dayandırdığı..
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...