Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Depresyon, duygusal tükenmişlik ve stres, ülkemizde bireylerin çoğunlukla yaşadıkları olumsuz durumlardır

Avrupa Parlamentosu’nun bir raporu, Avrupa ekonomisinin depresyon, işe gitmeme, duygusal boşluk hali ve aşırı emosyonel gerilimden dolayı yılda 620 milyar avroluk kayba uğradığını ortaya çıkardı.

Photo: Pixabay

‘Ülkemizdeki insanların yüzde30-35’i psikolojik rahatsızlıklarını işinde karşılaştıkları sorunlara bağlıyor. Dahası var: Covid-19 salgını,kapatmalar, iktisadi kriz, Ukrayna savaşından dolayı vatandaşımızın ruh hali giderek kötüleşiyor. Panik atak, obsesif kompulsif bozukluk gibi nevrotik kişilik bozukluklarında belirgin bir artış görzlemliyoruz’ diyor ‘İvan Rilski’ devlet prikiyatri hastanesi müdürü, Dr. Psikiyatrist Tsveteslava Gılıbova BNR’ye konuşurken.

Yarının belirsizlik, istikrarsızlık ortamında, kişinin güçlüklerle başetmede karşılaştığı artan istemler, ruh enerjisinin tükenmesine yol açarak, obsesif bozuklukların belirmesine elverişli bir zemin yaratıyor.Bizdeki iş ortamında ciddi sorunlar yaşanıyor. Çok sayıda insanınsözleşmesiz çalışmalarına veya iş sözleşmelerine uygun düşmeyen şartlara ilişkin veriler mevcut. Sigortasız, uzun iş günü ile, uygulanan emek istemlerine aykırı koşullarda çalışan insanlar da az değil. Öte yandan insanlar nevrotik, tedirgin, kendine güvenmeyen kişilere dönüştü.Buysa iş yerlerindeki ilişkilerine olumsuz etki yapıyor. Bu kısır döngü de ülkemizdeki nevrotik bozuklukların artmasına yol açıyor.

Ürpertici istatistiki gerçekler şöyle: Ülkemizdeki insanların yüzde14,5’i hayatının belirli bir etabında ruhsal bozukluklarla karşılaşıyor. Tabi ki, bozuklukların hepsi iş yerindeki stresin bir sonucu değildir. Kamu sağlığı ve analizleri milli merkezinin verileri, tedirginlik, depresyon, fobilerle alkol ve uyuşturucu bağımlılığının ülkemizdesık sık görülen ruh bozuklukları grubuna dahil edildiğinigösteriyor. Medya da toplumda sağlıklı olmayan bir ruhsal ortamın oluşmasına katkıda bulunuyor.


Şöyle diyor Dr. Tsveteslava Gılıbova:

„Medya durmadan kötü haber üretir. Nitekim, halkın önemli bir bölümü televizyondan haber alır. Kötü haber daha iyi ‘satılır’ televizyoncuların tabiri ile... Haberler öldürmeler, ağır trafik kazaları, soygunlar, yaşanan sorunlarla başlar genellikle. Bütün bunlar ruh sağlığımızı çok kötü etkiliyor.’ 

Dr. Gılıbova’ya göre, ruh sağlığımız ‘ dünden bugüne kadar’ bu kötü etkiyi üzerinde hissetmiyor. Ruh bozuklukları zamanla belirginleşir, yığılan sorunlarımızın bir ifadesidir. İnsan bunları uzun bir zaman içinde bastırmayı başarır ama bir anda bir şey kırılır ve terleme, hızlı nefes alıp verme, tansiyon yükselmesi baş gösterir. Bu olumsuz gelişmeleri yaşayan herkes bir uzman doktora başvurmalı. 

Ne yazık ki, ruh sağlığı Bulgaristan’da henüz ‘tabu’ olmaktan tamamen çıkmış bir konu değildir. Vatandaş genellikle böyle bir durumda bulunduğunu inkar eder. Sorunun finansal ölçütü de var. Bilindiği üzere, sağlık sigorta sandığı ruh doktoru masraflarını karşılamaz. Nitekim, tedavisiz kalan huzursuzluk durumlarından ciddi sağlık sorunları doğabilir.

Yazı: Veneta Nikolova 

Çeviri: Neli Dimitrova

Foto: pixabay


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

ABD başkanlık seçimlerinin sonucu AB'yi nasıl etkileyecek?

ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..

Eklenme 05.11.2024 09:14

Antarktida iklim değişikliğin motorudur

İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..

Eklenme 04.11.2024 12:50

Halkı Aydınlatanlar günü ve çağdaş boyutu

Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz.   Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..

Eklenme 01.11.2024 05:30