Eski aktarların bir sözü var “Bir şifali bitkiyi toplarken, ona şükranlarımızı sunmamız gerek”. Şifalı bitkilerin en yoğun olduğu mevsimde, sizi günlerini şifalı bitkilere ve onlarla ilgili çalışmalara adayan genç bir aileyi tanıtacağız.
Svetla ve Tsvetan Tsvetanov ailesi Traklardan günümüze kadar dönemi kapsayan şifalı bitkilere adanan bir kitap yayınladılar.
Genç aile, günlük hayatlarında bitkilerin çoğunu dikkatili bir şekilde kullanıyor ve şuna inanıyor “Doğayı koruduğumuz müddetçe, şifalı özelliklerine sahip bitkiler bize teşekkür edecek.”
Söze önce Svetla başlıyor:
“Şifalı bitkilere sevgim ve ilgim işte burada, Şumen yaylasında başladı. Bu bitkilerin birçoğundan tam şimdi yararlanabiliriz. Şumen Radyosu yolumuzun üzerinde olağanüstü, Bulgarcası menta olan bir kara nane gördük ve topladık. İnanılmaz bir kokusu var ve hem soğuk, hem de sıcak çay yapımında kullanılabilir. Yaz aylarında inanılmaz bir ferahalatıcı içecek yapılabilir. Tam bu günlerde incir yaprağı toplayabilirsiniz, çünkü incir yaprağı idrar söktürücü özelliğe sahip.”
Svetla’dan sonra hemen sözü eşi Tsvetan alıyor:
"Lavantayı düşünün- yağından tutun da…birçok alanda kullanılabilir…
Burada eşi Svetla da sözü alıyor ve kahkaha atarak“Lavanta , sadece fotoğraf çekmek için kullanılmıyor” diyor. Lavanta, benzersiz bir çiçektir, aynı şekilde sarı kantaronu da tam şimdi toplayabilirsiniz.”
Svetla, “Eski kitaplarda sarı kanatarona sahip olduğu birçok şifalı özelliklerinden dolayı “merhametli samaritan, yani yardımsever” adı verilmiştir”, diyerek hemen sarı kantaron kürü tarifini de veriyor:
“Bu kür zeytinyağı ile hazırlanıyor. Kurutulmuş sarı kantaron zeytinağına basılır, cam kavanoz ağızına kadar zeytinyağı doldurulur ve en az 28 gün sıcak bir yere bırakılır, ancak güneşte olmamalıdır. Cam kavanozun ağızı bir tülbentle örtülür, sineklerin ve böceklerin girmemesi için. Gerekirse 40 güne kadar da bırakabilir. Peki hazır olduğunu nasıl anlarız. Kan kırmızısı renk aldığında kür hazır demektir. Bu kürü daha sonra, güneş ve ateş yanıklarında uygulayabilirsiniz. Aynı şekilde de derideki bazı yaralara, cilt sorunlarına ve rahatsızlıklara karşı bire birdir ve şifa verir. Sarı kantaron bitkisi çay olarak da kullanılabilir.
Tsvtanov ailesinin önemli bir çağırısı da oldu: “Şifalı bitkilerle tedavide de aşırıya kaçmamalıyız. Kullanmadan önce araştıralım ve bilgili kişilere danışalım”
Ve genç çift, çok önemli bir konuya da parmak bastı değerli dinleyiciler:
“Şifalı bitkileri tanımasak da, onları koruyalım, çiğnemeyelim. Gittiğimiz yerlere çöplerimizi atmayalım ve arkamızda bırakmayalım. İşte bu en önemli. Temiz doğa, şifalı bitki zenginliği demektir. Doğamızı koruduğumuz müddetçe, şifalı bitkilere sahip olacağız ve gelecekte de onlardan yararlanacağız.”
Bir kitap yayınladınız” Traklardan günümüze şifalı bitkiler” başlığını taşıyor.
“Şifalı bitkiler konusu tam bir felsefe- diyor Svetla ve devam ediyor. Eski aktarlar, boşuna dememiş “Bir şifali bitkiyi toplarken, ona şükranlarımızı sunmanız gerek”. Çünkü Tanrı şifalı bitkileri bu amaçla yaratmış: yardım etmek için.
Burada önemli bir konuya da parmak basıyoruz. Şifalı bitkiler hiçbir zaman kökü ile toplanmamalı. Ancak küçük bir makaz kullanılmalı. İnsanoğlu doğaya sıkı sıkı bağlıdır. Öncelikle “doğa koruma” bilinciyle toplama yapmamız gerekir. “Vahşi toplama” olarak tabir edilen bitkilerin kökünün kurutulduğu toplama şeklinden kaçınmalıyız. Bundan dolayı şifalı bitki toplamaya giderken karşımıza çıkan yerde “ben bu alandaki tüm şifalı bitkileri toplayacağım” düşüncesi ile hareket etmemeliyiz. Bitkilerin yüzde 20’si, en fazla yüzde 30’u toplanmalı. Bizden sonra gelenlere de olsun, yani ihtiyacımızın olduğu kadar şifalı bitki toplayalım. Arılara, böceklere, tavşanlara, geyiklere de bırakalım ve onların çoğalmasını sağlayalım.”
“Siz bir hastaneye gittiğiniz zaman, orada farklı alanlarda uzman olan doktorların muayenelerin baş vuruyorsunuz” diyor Tsvetan Tsvetanov ve devam ediyor:
“Aktarlar, şifalı bitkiler bilim alanı olan fitoterapi uzmanlarının buna benzer muayeneleri yok. Neden? Çünkü onlar doğaya yakın olmalılar ve doğada, derde deva olan şifalı bitkileri toplamaları gerek. Bizler işte böyle insanlara faaliyet alanı yaratıyoruz. Ülkemiz Bulgaristan’da yaşayan herkese, en önemli şeyin doğanın olduğunu söylemek, anlatmak ve dikkatlerini çekmek istedik.
Trak inançlarında şifalı bitlilerle tedavi bir sihir, bir büyüdür, bir inançtır. Bu nedenle hepimiz sağlığımıza biraz daha fazla dikkat etmeliyiz.
Çünkü Tanri bize herşeyi vermiştir. Örneğin bir kuşburnu(şipka) son derece faydali bir bitkidir. Ve soğuk içecek olarak Vitamin C’yi en büyük oranda muhafaza etmiş oluyoruz diyerek sözünü tamamlıyor Svetla.
Kaynak: BNR Şumen Radyosu, Julieta Gerova
Çeviri: Şevkiye Çakır
Fotoğraf: Özel arşiv, arşiv
Ülkedeki çocuklarda balık tüketme alışkanlığı yok. Her beş çocuktan biri balık yemiyor. Balık tüketmek, mutfak geleneğinin bir parçası değildir. Okullu çocukların beslenme alışkanlıklarına dair ulusal çapta düzenlenen temsili araştırma dan..
Tütün üreticileri bu yıl iyi rekolte alsa da alım kampanyası start almak üzereyken gözleri, sektördeki problemlerin masaya yatırılacağı Tütün Danışma Kurulu toplantısında. 2023 olduğu gibi şimdi 2024 yılı da olmak üzere arka arkaya ikinci..
Roma’dan daha eski bir kent, bir dünya şehri düşünün. Medeniyetler beşiği ve antik dönemlerden günümüze kadar gelen bir kültür ocağı! Onun adı Plovdiv! Büyük İskender’in babası 2. Filip tarafından 2. asırda kurulan kente Filipopolis adı..
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye..