Bulgaristan 30 yıldan uzun süredir Uluslararası Frankofoni Örgütü'nün tam haklı üyesi olmakta. Buna rağmen ülkemizin herhangi bir şehrinde örneğin demiryolu istasyonuna nasıl gidileceğini Fransız dilinde anlatabilen bir gence rastlamak epey zor.
Geçen yüzyılın ortasında Fransızca Bulgaristan lise eğitiminde yaygın bir dil olurken günümüzde Baudelaire /Bodler/ ve Rimbaud'nun /Rembo/ lisanı, çoğunlukla dil liseleri ve bazı üniversitelerde okutulmaktadır.
Hal böyle olunca Bulgaristan'ın Fas, Tunus, Lübnan ve Kanada gibi Fransızca'nın resmi dil tanındığı ülkelerle yan yana örgütün tam haklı üyesi olması, akıllara soru işaretleri getiriyor.
Bu soruların yanıtı ise, beş kıtada yer alan kültürler arasında köprü görevini gören Fransız diline olan sevgide saklı. Çünkü sık sık yanlış bir şekilde Fransa ve Fransız kültürü ile ilişkilendirdiğimiz frankofoni, aslında farklılıkları birbirine yaklaştırıp bütünleştiren bir misyon olmakta.
Fransız dilini, kültürel çeşitliliği, insan hakları, huku devleti demokrasi ve ekonomik işbirliği ile ilgili her şeyi yaygınlaştırmakla birlikte frankofoni, envai çeşit işbirliği imkanları da sunar.
Uluslararası Frankofoni Örgütü Orta ve Doğu Avrupa Daimi Temsilcisi Eric Poppe, frankofon programı olan tek Bulgar medyası durumunda olan Bulgaristan Radyosu'na konuşurken "Medya kuruluşlarına destek çalışmaları, örgütün öncelikleri arasında yer almaktadır" şeklinde konuştu.
"Pluralizm, medya özgürlüğü ve kaliteli gazeteci eğitimide Frankofoni örgütünün önemli faaliyet alanları arasında yer alır" diyen Poppe, şöyle devam etti:
„Bulgaristan'a gelişim frankofon olan gazetecilerle görüşmek ve örgütümüzün onlara ne şekilde destek verebileceğini incelemekle de ilgilidir. Gazetecilir son derece zor olan bir meslek, özellikle de bazıları gerçeği yansıtmayan farklı bilgi kaynakları ile karşı karşıya olunduğunda. Çoğunlukla askeri çatışma bölgelerinde fiziki rikler de mevcut. Belirli olaylara dair kamuyu bilgilendirmeye çalışan gazetecilerin öldürüldüğü vakalar az değil. Demokratik bir ülkede klasik meslek olabilen gazetecilik, bu tür normların mevcut olmadığı bir devlette riskli bir girişim halini alabilir."
Bunun bir örneği, Ukrayna savaşıdır. Ukrayna'da silahlı çatışmaların dışında eşi benzeri görülmemiş bilgi savaşı da yürütülmekte. Başka ülkelerdeki çatışmaların resimlerinin yer aldığı sahte haberlerden başlayarak gerçek adına konforunu feda eden gazetecilerin göz altına alınmasına kadar. Onlardan biri olan Yuriy Tkaçov, "Taymer" adlı bağımsız online yayının genel yönetmeni olup okurlarına göre yazıları ile savaşan taraflardan hiçbirinin propagandasını yapmadı. Buna rağmen, gerçek olaylara ilişkin zaten kıt olan bilgileri çarpıtmamaya çalışan gazetecinin sesi susturuldu. Bu gibi durumlarda Frankofoni Örgütü dahil uluslararası kuruluşarın bu tür saldırıları kararlılıkla kınamaktan öte destek imkanları gayet sınırlıdır.
„Maalesef uluslararası örgütümüzün imkanları sınırlıdır, diyor Eric Poppe. Bundan kısa süre önce Ukrayna'daki askeri eylemleri kınayan bir beyanname onayladık. Gerçek, bazen belirli bakış açısının ifadesi olabilir. Gerçekleri çarpıtmaya çalışmadan ve imalarda bulunmadan insanları bilgilendirmenin güçlüğü bundan ibarettir. Kişisel görüş ifade etmek istisna oluşturur. Bu durumda gazetecinin tutumunu açıkça belirtmesi gerekir. İşte bundan dolayı gerçek gazetecilik sorumlu ve tehlikeli bir uğraş alanıdır.
Bu hususta örgütümüzün imkanları, gazetecilere pluralizm ve ifade özgürlüğüne bağlı kalmayı, doğru kaynakları elemeyi öğretmekten ibaret" diyen Eric Poppe, Uluslararası Frankofoni Örgütünün Bulgaristan'da çalışan frankofon gazetecilerle işbirliğini yoğunlaştırmayı ve gençleri Fransız dilinin sunduğu imkanları keşfetmeye davet etmeyi hedeflediğini belirtti.
Foto: Facebook/Représentation de l'OIF - Europe centrale et orientale
Çeviri: Tanya Blagova
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....
“Bansko Film fest” ekibi 23. kez, 39 ülkeden 75 film gösterisi vasıtasıyla izleyicileri dünyanın en sıra dışı noktalarına götürecek. Festivalin müdürü Natali Petrova BTA’ya yaptığı açıklamada, hepsinin prömiyer, bir kısmı için Bansko’daki..