Bulgaristan üçüncü erken genel seçimler ve olağan cumhurbaşkanı seçimlerinin arifesinde bulunuyor. Seçim kampanyasının artık sonu görünse de, mesajların seçmenlere nasıl ulaştığını anlamak için adayların kamu alanında sergiledikleri tavırlarınıincelememiz lazım.  

Siyasi bilimci Ognyan Minçev BNR’ye yaptığı açıklamada şuna vurgu yaptı:  

„Bu monologların kampanyası oldu. Ancak bu tek başına konuşmalar ne yazık ki çok öfkeli geçti. Seçim kampanyası izin verdiği için devlet ve özel medyalarda boy gösteren marjinal figürler dışında, ana adayların büyük bölümü arasındaki feci nefretten dolayı seçmenlerin tercih yapması zorlanıyor.  

Onlar kendini aynı devleti yönetmekle yükümlü rakip olarak görmüyor, kendi aralarında açıkça düşmanlık gösteriyorlar. Politikacıların bu davranışları toplumda kutuplaşmayı meşrulaştırıyor, nefret ve kini körüklüyor, uzlaşı aranmadan kavga ve çatışma eğilimlerini genişletiyor”.  

Covid-19 pandemisi kuşkusuz zaten bölünmüş olan toplumun daha da kutuplaşmasına etki yarattı. Fakat bu olgu için sadeceiki yıldan beri hayatımıza giren virüs suçlu değil. Sosyal antropoloji uzmanı Strahil Deliyski, bu problemin farklı boyutlarına dikkatleri çekti:  

„Paylaşımcılık eksikliği öne çıkıyor. Karşılıklı empati ve karşımdaki insanla aynı şekilde konuşma, düşünme hakkımız var hissi tamamen ortadan kalktı. Dağılan toplum kolektif anlamlar ve ortak değerler yaratamaz. Çünkü böyle bir toplum küçük gruplara bölünür ve her grup kendi anlamlarını yaratır ve ortak sosyallik hissi kaybolur. Biz ya bireysel, ya da küçük savaşan kabilelerin elemanları olarak yaşıyoruz”. 

Bir yıldan beri içinde bulunduğumuz siyasi ve sağlık istikrarsızlığı Bulgaristan vatandaşlarının seçimlere gitme motivasyonunu etkiler mi sorusu da 14 Kasım’da cevap bulacak.  

BNR’ye konuşan siyasi analizatör Slavi Vasilev şunları belirtti:  

„Vatandaşların yarısı genelde seçimlere katılmıyor. Bu herşeyden önce siyasi sisteme konulan bir teşhistir. Madem ki seçmenlerin yarısına yakını oy kullanmanın bir anlamını görmüyor, demek ki politik sistemin içeriği ve neden halkta ilgi uyandırmadığının sorgulanması gerekiyor. 

Slavi Vasilev seçim makineleri önüne gidecek olanların, var oldukları kadarıyla kendi görüş ve tercihlerine göre oy kullanacaklarını kaydetti. Seçmenlerin bir kısmı, kendi fikirlerine yakın fikirler paylaşan partileri buldu. 14 Kasım’dan sonra hükümet kurulursa, o yine “değişimin partileri” olarak adlandırılan siyasi oluşumlar tarafından kurulmalıdır.  

Derleyen: Yoan Kolev 

Çeviri: Sevda Dükkancı