Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Kurban yaklaştırır...

“Yine bayram geldi ye... Kurbanlar kesildi ye...” diyor bir Tuna boyu türküsü... Elhamdülillah, Kurban Bayramı yaklaştı, hazırlıklarımızı yapıyoruz... Şüphesiz, Kurban sadece bir hayvan değil; kurban sadece bir çorba adı değil, kurban sadece bir bayram adı da değil... Nedir öyleyse?

Arapçada yakınlık manasına gelir, akraba ile aynı köktendir. Yani Kur’ân’ın lisanı, ümmetin dili olan Arapçadan güzel dilimize geçmiş, geçmekle de kalmayıp kültürümüz zenginleştirmiştir. Hatta dilimizden Bulgarcaya da geçerek “kurban merasimi” ve “kurban çorbasını” hediye etmiştir.

Kurban, bize ilk insan Hazreti Âdem’i, onun oğulları Hâbil ve Kâbil’i, yeryüzündeki ilk isyanı, Allah’a karşı gelmeyi ve sonuçlarını hatırlatır... İnananlara Hz. İbrahim’in inancını, Hz. İsmail’in teslimiyetini öğretir. Kurban, bize adanılacaksa, sadece Allah’a adanmayı, kurban olunacaksa, sadece Hak davasına kurban olmayı öğütler. Hz. Muhammed’in ümmetinden olma, tevhid inancını iliklerimize kadar yaşama inancını hissettirir ve öyle bir kıvama getirir ki, önce “Bismillâh” çektirir, sonra da “Allahü Ekber” dedirtir. Kurban, bize Kevser şarabından/şerbetinden içmenin yolunu, şükrün candan ve maldan olacağını talim eder ve tatbik ettirir. Bunun da kurban kesmekten, nefsimizin arzularını ulvî nimetlere feda etmekten geçtiğini bizlere Kur’ân-ı Azimüşân “Fesalli li-Rabbike venhar” emriyle telkin etmektedir. Bu yüzden amelde yolumuz, Hanefî mezhebimiz Kurban Bayramına erişen hâl ve imkân sahiplerinin sahip olduklarının en güzelini kurban etmelerini vacip kabul etmiştir.


Kurban Bayramında kurbanlar keseriz ki, hanelerden başka kurbanlar çıkmasın...

Bayramda koçlar kurban ederiz ki, evlâtlarımız başkalarını nâ-hak yere kurban etmesin...

Bayramda malımızdan kurbanlar veririz ki, şeytan bizleri malımızın tuzağına çekip kurban etmesin...

Bayramda kınalı kurbanlar keseriz ki, Allah’tan başkasına -evliya, hatta peygamber de olsa- kurbanlar kesilmeyeceği bilinsin...

Unutmamalıyız ki, kesmiş olduğumuz kurbanların “ne etleri, ne kanları hiçbir zaman Allah’a yükselip ulaşmaz. Fakat sizden ona yalnız takva ulaşır.” (el-Hac, 22/37)

Takva, bizi yoktan var edeni tanımaktır... Bizi bir damla sudan yaratıp kemiğe ve ete büründüren, akıl ve kalbimizi bahşederek ruhumuzu üfürmek suretiyle insan yapanı sevmek ve içimizde bir ürpertiyle saymaktır... Takva, Rabbimize karşı sorumlu davranmak, bunun gereği olarak da kendimize, ailemize, akrabalarımıza, konu komşumuza, dindaşlarımıza, vatandaşlarımıza ve insanlığa karşı sorumlu hareket etmektir.




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

İgnajden- İsa Mesih’in doğumu için manevi hazırlık zamanının başlangıcı

Ortodoks Kilisesi, 20 Aralık’ta Aziz İgnatius gününü kutluyor. Bulgarların halk takviminde İgnajden olarak adlandırılan bu günde Meryem ananın doğum sancılarının başladığına inanılıyor. Bu inanış “İganjden’den Noel’e kadar Meryem ana acı çekti”..

Eklenme 20.12.2024 05:10

Cuma öğleden sonra

Kelime anlamı itibarıyla “dönmek, geri dönüş, dönüş yapmak, rücu etmek” anlamlarına gelen tövbe kavramı, dinî literatürde mezmûm/zemmedilen, yerilen, kötü ve olumsuz şeylerden vazgeçip övülen, güzel ve olumlu şeylere yönelmek şeklinde tarif edilmektedir...

Eklenme 13.12.2024 14:05

Ortodoks Hristiyanlar Azize Anna’nın hamile kalmasını kutluyor

Bugün Ortodoks Kilisesi, Meryem Ana’nın annesi Azize Anna’nın hamileliğini kutluyor . Tanrı doğuran bakire Meryem’in kutsal ebeveyni Aziz Yohakim ile Azize Anna’nın uzun yıllar boyunca çocukları olmaz . Kişisel acılarının yanı sıra, çocuk..

Eklenme 09.12.2024 09:37