Bulgaristan’daki en büyük ikinci sinagogu olan Vidin Sinagogu çok yakında ibadethane olarak değil, kültür merkezi olarak tüm asaletiyle yeniden parlayacak.
On yıllardır bakımsızlıktan dolayı harabe halinde olan binanın restorasyonu başladı. Binanın yenilenmesi için gereken 9 800 000 leva, “Büyüyen Bölgeler” Operasyonel Program kapsamında sağlandı.
Görkemli duruşu uzaktan, nehrin diğer tarafından farkediliği için Sinagog'a, bir zamanlar “Tuna’nın Beyaz Kuğusu” ismi verildi.
Bina, Budapeşte Sinagog binasından esinlenerek yapıldı. Korunan arşiv belgeleri ve fotoğraflarından anlaşılacağı üzere, bina bağışlarla yapıldı ve sadece bir buçuk yıl süren inşaatı 1894’te tamamlandı. Vidin Devlet Arşivi Bölümü’nde korunan belgeler, sinagogun 50 yılı aşkın süre Yahudiler tarafından ibadethane olarak kullanıldığını gösterdi.
BNR – Vidin Radyosu’na konuşan Belediye Arşivi Şefi Svetlana Krısteva “1949’dan sonra Vidinli Yahudilerin toplu göçünden sonra burada çok küçük bir topluluk kaldı ve o zamanki Vidin Yahudi cemaati 1950’de binayı Vidin Belediyesi’ne bağışlamaya karar verdi. Uzun yıllar depo olarak kullanıldı Sinagog binasını, 1980’in başında iyi akustiğinden dolayı konser salonuna dönüştürme kararı alındı” dedi.
O zamanlar binayı güçlendirme çalışmaları yapıldı. Ancak çatı yapısını değiştirme seviyesine gelince sağlanan mali destek durduruldu ve bina unutulmaya yüz tuttu. Şehirdeki Yahudi cemaat sayısının az olmasına rağmen, sinagog başka bir amaçla kullanılsa bile, insanlar yenilenmesini ve korunmasını talep ediyor.
Restorasyon projesinin yöneticisi Lıçezar Lalov, binanın ilk haline mümkün olduğunca çok yaklaşması için çağdaş teknolojiler ve malzemeler kullanılacağını anlattı. Sinagogun güçlendirilmesi, yenilenmesi ve kültür merkezine dönüştürülmesi önümüzdeki yıl Ekim ayında tamamlanacak.
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..