Avrupa kıtasındaki en eski taş mimari, dünyadaki en eski tarih öncesi nekropol, dünyadaki en eski işlem görmüş altın, insanların bıraktığı en eski yazılardan kalıntılar… Kulağa inanılmaz geliyor ama ilk Avrupa uygarlığının doğuşuna tanıklık eden tüm bu kanıtlar, Karadeniz’in kuzeyinde bulunan, küçük bir göl adasının üzerinde bulunuyor.
7 bin yıldan daha uzun süre önce topraklarımızda ortaya çıkan, Avrupa kıtasının ilk uygarlığının temsilcileri hakkında hala çok az şey biliniyor. Ancak bilim adamları, bu insanların tarih öncesi, dünya üzerinde olan tüm kültürlerden binlerce yıl önde oldukları konusunda hemfikir.
Bulgaristan’ın farklı yerlerinde oldukça gelişmiş uygarlıklarının izlerine rastlamak mümkün ancak en eski döneme ait kanıtların Durankulak Gölü’nün Büyük Adası’nda bulunduğu kabul edildi.
Burada, Bakır-Taş Çağı’nda Ana Tanrıça tapınağı ve büyük nekropolun bulunduğu, yüksek taş evlerden oluşan yerleşim yeri ortaya çıktı. Buradaki yaşam M.Ö. 5 300 ile 5 250 yılları arasında başladı ve 10. yüzyılın sonunda son buldu. Bölge Tarih Müzesi temsilcisi İvelina Romanova “Burada ufak aralıklarla, farklı dönemlere ait 11 tarihi katman var. Burası tarihi korumuş bir yer” dedi. İ.Ö. 5 bin yılında inşa edilen bu binalar, Avrupa kıtasının en eski yapıları.
İvelina Romanova binalar hakkında şunları paylaştı: "Bina temelleri taş ile inşa edildikten sonra, kil kemerlerle devam edip, üçgen çatı ile son buluyor. Evler oldukça büyük, yaklaşık olarak 170 metrekare alana sahip ve içleri ağırlıklı olarak kırmızı renkte kille kaplı. Binaların bazıları bir kattan fazla, döşemeleri ise ağırlıklı olarak, kapların dekorasyonlarında da sıkça kullanılan, kırmızı renkte kil ile kaplı. Evlerde ilginç süslemelerin yanı sıra günümüzde geleneksel Bulgar işlemelerinde sıkça rastladığımız figürler, gamalı haçlar ve labirent işaretleri var."
Eserlerin bazıları Dobriç’te Tarih Müzesi’nde, diğerleri ise Sofya’da Ulusal Tarih Müzesi’nde sergileniyor.
Büyük Ada’da en eski insan yazısından izler bulundu. Bununla ilgili İvelina Romanova şunları paylaştı:
"Söz konusu izler Ana Tanrıça’nın figürü. Göğsünde, insanlık tarihinin ilk yazılı işaretlerinden birine tanıklık eden bir piktogram var. Kibele Tapınağı da Ana Tanrıça’ya adanmıştır. Burada arkeologlar, aslanlarla çevrili bir tahtta oturan, Ana Tanrıça’yı tasvir eden taş stele (dikili duran blok) buldu."
Arkeologlar adayı incelerken M.Ö. 5. binyıldan kalma nekropol keşvfettiler. Şu ana kadar içinde 1 204 mezar bulundu ve bu da onu tarih öncesi döneme ait nekropollar arasında en eski ve en büyük olanlardan biri yaptı. Cesetlerin ayin nesneleri veya günlük hayatta kullanılan nesneler ile gömülmüş oldukları tespit edildi.
İnsanları hayrete düşüren bir şey de arkeologların son derece zarif altın takılar bulması oldu. Dünyanın en eski işlem görmüş altını olarak kabul edilen Varna Nekropolünden çıkan altın hazine ile aynı yaşta oldukları ortaya çıktı.
Durankulak eserlerinden biri olan simgesel spiral bileziğin, sanki çağdaş bir mücevher butiğinden alınmış gibi, son derece zarif yapıldığı ve Varna Kalkolitik Hazinesi’nden 200 ile 300 yıl arası daha eski olduğu anlaşıldı.
Fotoğraflar: Veneta Nikolova, Dobriç Bölge Tarih Müzesi
Çeviri: Bedriye Haliz
Yantra nehri Koca Balkan’da deniz seviyesinden 1220 mt yükseklikte doğar ve Gabrovo ile Veliko Tırnovo şehirlerinden geçerek, pitoresk vadiler ve geçitlerden kıvrılarak kuzeye akar. Tuna nehrine dökülmeden önce, Belyanovo ve Novgrad köylerinin bulunduğu..
Momchilovtsi, Rodoplar, Pamporovo ve Smolyan bölgesi, bu sonbaharda Çin'in Ningbo şehrinde düzenlenen turizm fuarında tanıtıldı. BTA’ya konuşan Smolyan'daki "Çin'in Dostları" Bulgar-Çin Derneği temsilcisi Momçil Karaivanov, 2009 yılında..
Veliko Tarnovo Bulgaristan’da en zengin kültür ve tarihi dokusu olan bir kenttir. Ortaçağdan günümüze gelen kadim şehre giren Bulgarlar olduğu kadar, yabancılar da kentin mimarisinden, ruhundan, tarihinden ve doğasından büyüleniyor. Diğer şehirlere..