Kurtuluş sonrası Bulgaristan’da seçim sisteminin evriminde, seçim büroları ile çoğunlukçu seçimin ilk önceki öz örgütlenmesinden orantılı sisteme, ilk basılı oy pusulalarına ve vekil adaylarının mahkeme tarafından kaydedilmesine geçişe kadar gelindi. 1937 yılından sonra ülkemizde formal siyasi parti olmayışı koşullarında bile parlamento seçimleri düzenlenir ve bu Anayasa’nın bir ihlali idi.
„ Böyle seçimlerle güdülen amaç partilerin bir temsilciliğinin bulundurulmasının ötesinde III. Çar Boris rejimini yasallaştırmaktı’ diyor Sofya Üniversitesi’nden tarihçi Dr. Svetoslav Jivkov ve şöyle devam ediyor: ‘1934 – 1938 yıllarında Bulgaristan’da Halk Meclisi yoktu. Bu bağlamda Bulgar toplumunda Anayasa ile sivil hakların yeniden düzenlenmesine ilişkin eğilim ve davranışlar baş gösterdi. O dönemde Portekiz, Yugoslavya, Romanya ve Yunanistan gibi diğer otokrasi rejimlerinde de benzer seçimler düzenlenirdi. Öte yandan ülkemizdeki rejim bu kadar acımasız değildi. Partiler formal olarak kapatılmış olsa da siyasi gruplar halinde varlığını sürdürüyordu. Önemlisi şu ki, 1938 yılında halk vekillerinden her biri bağımsız olduğuna dair bir beyanname imzalamalıydı. Böylesi beyannameler dolduran bütün muhaliflerin önemli bir kısmı da vekilliğe seçiliyordu. Örneğin 1938 yılında parlamentoya seçilen 160 halkvekilinden 63’ü muhalifti ve bu bayağı iyi bir sayı idi.”
Seçimlerin her zaman iktidar partisi tarafından kazanıldığı öne sürülüyor. Bulgaristan’daki yönetici partilerden kaçı seçimleri kaybetti?
"XIX. yüzyılda Bulgaristan Güney Avrupa’da iktidardakilerin seçimleri kaybettikleri ilk ülkelerden biri oldu ve bu bize gurur veriyor. İktidarda olanların seçimleri kazanma olgusu yalnız Bulgaristan’da değil, bütün Güney Avrupa’da baş gösteriyordu. 1879-80 yıllarında Bulgaristan’daki muhaliflerin başarısı daha fazla partilerin gerçek parti değil, formal olmayan gruplar oluşturduklarından kaynaklanıyordu. Buna etkisi olan faktörlerden biri düşük siyasi kültürün hakim olmasıydı. Partilerin kendisi belirgin ideolojik görünüme sahip olmaması ise bunları kırsal nüfus arasında sağlam bünye sahibi olmaktan mahrum ediyordu. Partilerin genellikle şehirlerde faaliyet yürütmesi idareyi elinde tutup seçimleri örgütleyen partiye otomatikman öncelik sağlıyordu. ‘Halk bloku’ adlı bir muhalif koalisyonun iktidardakilerin yanı sıra kendi kendini ve dünyayı şaşkına döndürdüğü 1931 yılı bundan bir istisnaydı. Koalisyon seçimleri kazanınca iktidardakileri yenilgiye uğratmanın ötesinde mutlak çoğunluk da elde etti.”
Bulgaristan’ın yeniden demokrasi yoluna koyulduğu 1990 yılında ülkede Sovyet modeli empoze edildiğinde yokedilen eski partilerden bazı siyaset adamlarının belirmesi kamuoyu için beklenmedik bir gelişmeydi. Onlar demokratik geleneklerin devralmışlığını ne derecede başardılar?
"Ne yazık ki, onların hepsi artık merhum. XX. yüzyılın 90’lı yıllarının sonunda onlar, bundan sonraki siyasetçilerin sahip olmadıkları komünizm öncesi Bulgaristan siyasilerine özgü o itibara, tesire sahipti. Kuşkusuz, onlar seçimlerin nasıl yapıldığını, çoğunluk ve orantılı seçim sistemlerinin ne anlama geldiğini iyi biliyordu. En azından, rejimin 1946 yılındaki tesisinden önce düzenlenen son ‘ rekabetçi’ seçimlere katılmışlardı. Aynı şey Macaristan’da da, eski Doğu Bloku’nun diğer ülkelerinde de yaşandı. Komünist rejimin devrildiği ve yeni çok partili sistemin getirildiği sırada Demokrat Partisi, Sosyaldemokrat Partisi, BZNS- Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği gibi bazı eski siyasi güçler yenilendi. Öte yandan, komünizm öncesi dönemle ilişkili olmayan yeni siyasi oluşumlar da belirdi. 90’lı yılların başındaki eski Bulgar siyasetçilerinin bir bölümü XX. yüzyılın ortasından gündemi getirdikleri için yeni oluşumlar daha yaşlı eylemcileri arkaya ittiler. 1990 yılları beraberinde bambaşka bir zamanı getirdi”, diyor sözlerinin sonunda tarihçi Dr. Svetoslav Jivkov.
Foto: arşiv ve bntnews.bg
Çeviri: Neli Dimitrova
Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları..
Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı..
Şirin dilimiz Türkçedeki bir yere birlikte yerleşmek ve birlikte yaşamak anlamlarına gelen konmak ve konuşmak kelimelerinden türeyen komşu kelimesi, çok önemli bir sosyal yapıyı ifade eden komşuluk kelimesinin de temelinde yatmaktadır. Arapçada bu keilmenin..