Kur’ân-ı Kerim’deki surelerden biri “Cuma” adını taşır. Bu surenin dokuzuncu ayetinde Yüce Allah şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.” Görüldüğü üzere çağrı müminleredir, yani İslâm’a gönül verenlere. Bu ayet-i kerime Cuma namazının önemine işaret ettiği gibi, günün anlamını gösterir.
Hazreti Muhammed’in “üzerinegüneş doğan günlerin en hayırlısı” olarak nitelediği Cuma günü, müminlerin haftalık bayramıdır. Hatta bir hadis-i şerifte ifade edildiği üzere Ramazan ve Kurban bayramlarından daha büyük bir gündür.
Bu günü diğer günlerden ayıran ve üstün kılan nedir? Bunun hikmetini sorgulayacağız ki, değerini daha iyi bilelim.
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..
Her ne denli yaşarsa bir kişi, Âkıbet ölmektir onun işi... Böyle özetleyip sonuca bağlıyor şair insanın dünya hayatını. Ve insan, istese de istemese de bu hakikatle bir gün muhakkak yüzleşiyor. Bu büyük hakikatle yüzleşmeyi ve sonrasını şair Yayhya Kemal..