Yazar Anna Kamenova’nın romanları maalesef günümüzde unutuldu. Aslında bu eserler bunu haketmiyor. 1894 yılında Plovdiv şehrinde dünyaya gelen Anna, babasının büyükelçi görevinin sayesinde Londra ve Peterburg’ta yaşadı ve oralarda edebiyat kurslarına gitti.
Anna Kamenova, Radyomuzun Altın Fonunda korunan bir söyleşide şöyle diyor:
“Aydın erkekler ortamında büyümem benim avantajımdı. Her biri kişiliğimin gelişmesi ve yaratıcı olarak şlk adımlarıma katkıda bulundu. Biz ailede birbirimize çok bağlıydık. Babamız otoriteli bir kişiydi, ancak üzerimizde baskı yoktu, tersine kültürel gelişmemize çok yardımcı oldu.”
Anna, Sofya Üniversitesi'nde hukuk okudu ve orada onun edebiyat alanında çalışmalarını teşvik edecek eşi ünlü avukat Petko Staynov ile tanıştı.
Anna Kamenova'nın ilk romanı 1930'da yayınlandı. Eleştirmenler "Haritina'nın Günahı" nı olumlu karşıladılar. Ondan sonra kadınların psikolojisini ve duygusal derinliklerini konu alan daha iki roman yazdı. Yazar, toplantı ve konferanslara davetler almaya başladı ve sık sık farklı ülkeleri gezdi.
"Iskır Barajı veya Bombay olsun, her zaman seyahat etmek beni cezbetmiştir. Her bir yolculuk , gezi bana faydalı ve ilham vericiydi."
Anna Kamenova diplomat eşiyle Bombay ziyaretini anlatırken şöyle dirken şöyle dior:
“Ben bir Bulgar olarak, ayaklarımın altında parlaklıkla dökülen kumları ve su dağlarına direnmek, buralarda dolaşmak gurur duydum. Oralarda olağanüstü bilgeliğiyle ve zengin ruhlu halk tanıdım, yiyecek ve eşya bakımından fakir, aynı zamanda zengin ruhlu insanları tanıdım."
10 Ocak 1944'te Anna Kamenova, en büyük aile trajedisini yaşadı. İkinci Dünya Savaşı’nda Üçlü Paktı’nın yanında yer alan Bulgaristan, ABD’ye savaş ilan etti ve onlar da Sofya’yı bombaladılar.Yazar, enkaz altında annesini, kız kardeşini ve diğer iki akrabasını kaybetti.Yeğeninin iki küçük kızı anne babasız kalır ve Anna ve Petko onlara bakar.
Anna Kamenova, 88 yıllık yaşamının sonuna kadar daha çok roman, kısa öykü, çocuk öyküsü, seyahat defteri, anı yazacak. “Dorian Gray ' in Portresi”, “Tom amcanın kulübesi” , “Oz sihirbazı” gibi ünlü esrleri çevirdi. Ve yaşamı boyunca takdir edilmesine rağmen günümüze eserleri unutuldu.
Çeviri: Müjgan BaharovaParis’te 10-13 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Bulgar Sineması Festivali’nde 4 Bulgar filmi gösterilecek. Fransa’da ilk ve tek bağımsız Bulgar sineması forumu olan festivalin altıncısı “Birlikte daha güçlü” şiarı altında gerçekleştirilecek...
Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Takviminin bir parçası olarak, 9-15 Eylül tarihleri arasında, başkentin “ Vitoşa ” bulvarı ile Ulusal Kültür Sarayı NDK’nın önündeki park, büyük bir açık hava kitapçısına dönüşecek . “Bulgar Kitabı” Derneği..
İstanbul'daki Bulgar Eksarhlığı'nın sergi salonu bugünlerde Bulgaristan ve Türkiye'den sekiz sanatçının buluştuğu büyük bir uluslararası sanat stüdyosuna dönüştürüldü. Bulgaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nun ve İstanbul'daki..
M. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- İdeolojiler Tarihi” adı altında Bulgarca okurlarıyla görüşecek. Prof...