Ortodoks Kilisesi 27 Aralık'ta ilk Hıristiyan şehit olan Aziz Stefan'ı anıyor. En eski kaynaklara göre, yortu ilk olarak Hazreti İsa’nın Doğuşundan üç gün sonra yani 26 Aralık'ta kutlanıyordu
Aziz'in hayat hikayesinde kaydedildiği gibi, Stefan hizmetlerinde gayretli, merhamet ve sabır örneği idi. İlk yedi diyakoz arasındaydı. Hz. İsa ve havarileri gibi o da hastalara ellerini koyarak mucizeler yaratabilir ve iyileştirebilirdi. Hz. İsa’nın en sadık takipçilerinden biriydi, sözleriyle ve yaptıklarıyla giderek daha fazla insanı Hıristiyanlığa çekiyordu. Yahudi ileri gelenler bunu engellemeye karar veriyorlar. Stefan'a iftira atıp, kalabalığı ona karşı kışkırtıyorlar ve Yahudi Konseyi’ne(Sanhedrin) çağırıyorlar. Aziz Stefan, inancının savunmasında, Yahudi zenginlerini Kurtarıcı'yı öldürmekle suçlayarak kavga ediyor. Bu kavga Aziz Stefan’ın şehir dışına çıkarılıp öldürülmesiyle sonuçlanıyor.
Yunanca'da Stefan "çelenk" anlamına geliyor. Azizin adının Aramice Kelil kelimesinden (kelila - çelenk, taç) geldiğine inanılıyor. Efsaneye göre, azizin kalıntıları keşfedildiğinde, mezarda Kelil adında bir plak bulunmuş ve bu da birçok araştırmacının bunun azizin doğum adı olduğuna inanmasına neden olmuştur.
Aziz Stefan, kilise bağımsızlık mücadelesinde önemli yere sahip İstanbul'daki "Aziz Stefan" Demir Kilisesi de olmak üzere birçok Bulgar kilisesinin himayecisidir.
Halk geleneğinde, Aziz Stefan gününe özel ritüeller yoktur. Yine de Aziz Stefan günü, isim günü kutlayanların evlerinde bayram yemeği ile karşılanıyor. Stefan, Stefana, Stefka, Venko, Stoyan, Stoyko, Stoichko, Stoimen adını taşıayanlar bugün isim günü kutluyorlar.
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..
Her ne denli yaşarsa bir kişi, Âkıbet ölmektir onun işi... Böyle özetleyip sonuca bağlıyor şair insanın dünya hayatını. Ve insan, istese de istemese de bu hakikatle bir gün muhakkak yüzleşiyor. Bu büyük hakikatle yüzleşmeyi ve sonrasını şair Yayhya Kemal..