Gündelik hayatımızda Allah ile iyi bir bağ kurup frekansımızı Onun neşrettiği maneviyat frekansına göre ayarlamak insan hayatına anlam katıp güzelleştirir. Allah ile bağımızın iyi olmasının temelinde sağlam inanç yatmaktadır. Güçlü bir iman ise insanın bütün hayatını belirli bir formata sokmaktadır. Düşünceler, davranışlar, sözler, hatta duygular bile o inanç ekseninde şekillenmektedir. Tabiî, belirli ölçüde bu farklı unsurlar arasında etkileşim söz konusu da olmaktadır. Bu bakımdan insanın güçlü inancının yanında düzgün sözlerinin ve davranışlarının olması da son derece önemlidir.
Bu bağlamda bakıldığında Müslüman-Türk kültüründe inanç, söz, davranış ve duygular arasında doğal ve dengeli bir birlikteliği yaşatma örneklerini farklı alanlarda görebiliriz. Meselâ, sırf kalpteki Allah inancı, sıkıntılar yaşaan bir insana yardım etme davranışını sergilemeye sevk ettiği gibi, güzel sözler söyleyerek onu teskin etme, gönlüne ferahlık verme gibi güzel bir sonuca götürebilmektedir. Bundan hasıl olan olumlu duygular ve manevî ortam ise iki tarafı da etkileyebilmektedir.
Dolayısıyla imanımızı güçlü tutup davranışlarımızı iyileştirmek ve “Allah sabır versin!”, “Allah rahatlık versin!”, “Allah beterinden saklasın!” gibi ifadelerle hem Allah’ı anmak hem de birinin derdine deva olacak bir duada bulunmak ne kadar anlamlı olur, değil mi?
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..