Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Geçmişinden izleri barındıran bir başkent

Photo: Facebook / @postapkite

Daha kadim zamanlarda Sofya çok farklı kültür, halk ve etnik azınlıkların kavşağıdır. Bunun başlıca sebebi Batı Avrupa ile Yakın Doğu arasında gördüğü stratejik kavşak rolüdür. 

Sofya’nın tabi olduğu büyük değişim  Bulgaristan’ın 1878 yılındaki milli kurtuluşundan sonra baş gösteriyor. Toplumcu Marin Drinov’un teklifi üzerine Sofya başkent ilan ediliyor. Bu karar Kurucu Halk Meclisi tarafından alınıyor. O dönemde herkes Bulgaristan’ın batıya genişlemesini, başkenti, yani Sofya’nın  ülkenin merkezinde yer almasını istiyormuş, bunun için Drinov’un fikri Kurucu Meclis’in diğer üyeleri tarafından da kısa zamanda destekleniyor. 

Şimdiki Bulgaristan başkentinin geçmişinden bu ve diğer bazı ilginç öyküleri 17 Eylül, Sofya’nın günü dolayısıyla tanımadık Sofya’nın izince bir gezi yapmayı seçmiş genç insanlar anımsatıyor. Gezi güzergahı başkentin sembolüne dönüşen binaların önemli bir kısmını kapsıyor. Doğum yerleri olan Sofya’ya turist gözüyle bakanlar bu binaların şimdiki işlevinden başka seleflerinin hayatına ilişkin de bilgi ediniyorlar.  


Tarihle ilgili bu gezinin organizatörü Petır Budinov Bulgaristan Radyosu’na Sofya’nın sembolik yerlerinden biri hakkında şunları anlattı:


"Sofya Üniversitesi kurulmadan önce bu mekanda boy atan ‘Orlov han’ adlı han binası şehir için neredeyse aynı önemi taşıyormuş. Bu, ünlenmiş Orlov most yönünden şehre giren herkes için ilk gördüğü şeylerden biriymiş. Han, Doğu’dan gelen bütün yolcuları çeken bir mekanmış. Halen bu mekanın o zamanki görüntüsüyle hiç ilişkisi yok. O dönemde hanın yalnız birkaç metre ötesinde büyük bir bataklık varmış ve her yaya bunu dolaşmaya çalışıyormuş. Bir zamanlarki bataklığın birkaç metre ötesinde yer alan Milli kütüphanenin altında ise eskiden bir mezarlık varmış."


İki saat süren bu tarih gezisinde 1878 yılında 11 bin kişiden biraz daha fazla nüfusu olan bu oryantal köyün hızla gelişen ve hayat dolu bir başkente dönüşümü ve bayındırılmasına faydası dokunan Avrupalı mimarlara özel yer ayrılıyor. Çek Antonin Kolar, Avusturyalı Friedrich Grünanger, Hermann Helmer ve Ferdinand  Fellner onlardan sadece bazıları.Tasarımını gerçekleştirdikleri binaların bir kısmı bugüne kadar Sofya’nın ve diğer büyük Bulgar kentlerinin merkezlerini  süslüyor. Yılların içinde bu binalar ülke için kader belirleyici birçok karara tanıklık ediyor.


Petır Budinov öyküsünü  şöyle sürdürdü: "Milli Kurtuluştan önce ve sonrasında  çok farklı görüntüsü olan Çarlık Sarayı şüphesiz işlevini değiştirmiş en görkemli binadır.  Zamanın bütün geçiciliğine dayanmış bu bina  şehrin kendi gelişmesinde sağladığı ilerlemeyi gözler önüne seriyor. 


Bina yılların içinde Vasil Levski’nin ölüm cezasına çarptırıldığı bir Türk konağından Üçüncü Bulgar çarlığı monarklarının yaşadıkları bir saraya, ardından ise sanat müzesine dönüştürülüyor."

Fotoğraflar: Facebook/@postapkite ve BGNES

Çeviri: Neli Dimitrova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Vidin’in koruyucu azizi Selanikli Dimitrios

Ortodoks Kilisesi 26 Ekim’de en büyük Hristiyan şehitlerinden biri olarak kabul ettiği Selanikli Aziz Dimitrios’u anıyor. Ülkemizde Aziz Dimitrios’un adı 13. yy’da Tırnovgrad’da Bizans’a karşı ayaklanması soncu İkinci Bulgar Çarlığının kuran Asen ve..

Eklenme 26.10.2024 05:10

Cuma öğleden sonra

İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..

Eklenme 25.10.2024 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir.  İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..

Eklenme 18.10.2024 14:05